| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 02.12.2025 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Samsun'un yıllardır sosyoekonomik yönden yaşadığı kayıpları ve özellikle de bu kayıpların siyasi sorumluluğunu bir kez daha bu kürsüden hatırlatmak için söz aldım, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sizleri ve ekran başında bizi izleyenleri, değerli yurttaşlarımızı selamlıyorum.
Samsun, Karadeniz'in en büyük liman kenti olmasına rağmen AKP iktidarı döneminde sosyoekonomik potansiyeli heba edilmiş, hatta kaybettirilmiş bir şehir konumuna itilmiştir. Burada kentimizin dış ticaretine ilişkin güncel veriler bu tespitimi somutlamaya yeter de artar bile. Bu yılın ilk dokuz ayında Samsun'da gerçekleşen ihracat 1 milyar 264 milyon dolar düzeyinde. Türkiye'nin ilk dokuz aydaki ihracatı ne kadar biliyor musunuz? 267,5 milyar dolar. Samsun'un ihracattaki payı yüzde yarım; Samsun nüfusunun toplam nüfusa oranı ise yüzde 1,16; hikâye, Samsun'a ilişkin hikâye burada net bir şekilde hepimizin gözüne batıyor. Burada sanayicimizin, ihracatçımızın hiçbir sorumluluğu yoktur çünkü onlar kurdan kaynaklı baskı ve risklere inat yüksek girdi maliyetleriyle boğuşarak, öz kaynaklarını, sermaye birikimlerini eriterek üretmeye çalışıyorlar, istihdam yaratmaya çalışıyorlar fakat iktidar makroekonomi politikalarıyla üretimi değersizleştiriyor; ihracatçımızı, sanayicimizi canından bezdiriyor. İktidarın bu basiretsizliği Samsun özelindeki vizyonsuz teşvik politikalarıyla, plansızlıkla, öngörüsüzlükle ve popülizmle birleşince şehrimizin bütün potansiyeli heba oluyor; sonuç rakamlara yansıyor. Bu durumun en somut örneklerinden biri de lojistik projeksiyonudur çünkü Samsun liman, demir yolu ve kara yolu avantajına rağmen bir türlü lojistik merkezine dönüştürülememiştir.
Samsun'a yaşatılan kayıplara ilişkin bir diğer veri Sosyoekonomik Gelişmişlik Endeksi. Bakın, Türkiye genelinde ilçe bazlı çalışma en son 2022 yılında yapıldı. Örneğin, Bafra ilçemiz sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi yönünden 1981 yılında 64'üncü sıradayken bugün 269'uncu sırada çünkü 81'de TEKEL vardı, tütün fabrikası on binlerce kişinin geçim kaynağıydı, devletin planlı kalkınma modeliydi; ticareti, tarımı yan sektörleri ve hepsinden değerlisi sosyal yaşamı besliyordu. Mesela, Çarşamba ilçemiz 1981'de sosyoekonomik yönden ülkemizin en gelişmiş 166'ncı ilçesiydi. Bugün Çarşamba 344'üncülüğe kadar geriledi çünkü tarım değersizleştirildi, çünkü nüfus göç etti. Çocukluğumuzda, gençliğimizde okul sıralarında öğretilen, anlatılan ülkemizin en verimli ovasından artık Çarşambalılar ekmek yiyemiyor, göç ediyorlar. Ektiği para etmiyor, tarlasını iki yılda bir sel basıyor. Ova otuz dört yıldır tarımsal sulama projesinin tamamlanmasını bekliyor. Muhtemelen bir on yıl daha bekleyecek, sonuç: Su akıyor, taşıyor, AKP'ye bakıyor. Samsun'daki sosyoekonomik gelişmişlik endeksi yıkımı örnekleri uzayıp gider. Kavak ilçemiz 175'inci sıradan 513'üncü sıraya, Alaçam ilçemiz 213'ten 565'e, Terme ilçemiz 195'inci sıradan bugün 438'inci sıraya gerilemiştir.
Özetle Samsun taşıdığı büyük potansiyele rağmen hak ettiği değeri göremedi. Teşvikler elle tutulur bir sanayi sıçramasına dönüşemedi, istihdama sunduğu katkı sınırlı kaldı. Kaynakları yanlış tercihlerle boşa harcandı ancak şu anda tüm bunların ötesinde hem ülkemizi hem bölgemizi hem de doğrudan Samsun'u tehdit eden, ticareti tehdit eden kritik bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Ukrayna ile Rusya arasında süren savaş bölge deniz ticaretini büyük bir risk alanına dönüştürdü. Hafta sonu ve son olarak da bugün Ukrayna'ya ait insansız deniz ve hava unsurlarının Rusya'ya giden ticari gemileri hedef alan saldırıları oldu. Bu saldırılar Türkiye'nin deniz yetki alanına giren sularda gerçekleşti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
MURAT ÇAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Denizlerdeki egemenlik haklarımızı ihlal edildi. Karadeniz'deki deniz ticaret hattı açıkça tehdit altındadır. Ne yazık ki iktidar bu açık güvenlik tehdidine rağmen bugüne kadar gerekli önlemleri almamış, deniz rotaları liman altyapısı ve ticari koridorlarımız korumasız bırakılmıştır. Bu zafiyet öncelikli ulusal egemenlik meselesidir. Yani meşruiyetinizi arayacağınız da göstereceğiniz yerde tam da burasıdır. Devamında devam ettiğinde ekonomik tehdittir, bu durum. Bu nedenle Karadeniz'de ticaret güvenliği ve egemenlik haklarımızın tahkimi için etkin, caydırıcı ve sürekliliği olan tedbirler ivedilikle alınmalıdır diyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)