| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 26.11.2025 |
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin vatandaşın, esnafın, emeklinin, sanayicinin sırtına yeni bir vergi yükü daha yüklediği kanunlardan birini daha görüşüyoruz. 40 maddelik bu kanun teklifine göre, araçların ilk ve ikinci el satışlarında ve devirlerinde binde 2 oranında noter harcı geliyor; bazı ruhsat ve belgelere gene harç geliyor. İsteğe bağlı sigortalılık, tarımda süreksiz çalışanlar, taksi ve dolmuşlarda kısmi süreli olarak on günden az çalışanlar ile ev hizmetlerinde süresiz olarak on günden az çalışanların sigorta prim oranları 1 puan daha artırılıyor. Yüzde 4 olan sigorta prim desteği imalat sanayi dışındaki sektörlerde yüzde 2'ye indiriliyor. Genç girişimci sigorta desteği kaldırılıyor, SGK primine esas kazancın üst sınırı asgari ücretin 7,5 katından 9 katına çıkıyor. Emekli, dul ve yetimlerin SGK'ye olan borçları için aylıklarından yüzde 25'e kadar kesinti yapılacak. Sözün özü: Kanunun her bir maddesi vergi üstüne vergi yükü bindiriyor. Bu sarayın ihtişamına, bir düzine özel uçağına, sayısı bilinmeyen koruma ordularına, 120 binin üzerindeki makam aracına, faize ödenen trilyonlara, bütçenin 2 trilyon 711 milyar lira açığına, geçemediğimiz yolun, binmediğimiz uçağın, gitmediğimiz hastanenin parasının halkın cebinden alınıp müteahhitlere verildiği bu israf düzenine ne para dayanır ne de can dayanır. Çorum'da çok yiyip içen, doymayanlara şöyle bir söz vardır: Bu Hükûmetin de bütçesi aynı Haboğlu'nun kömüşü gibi ne verirsen yiyor, maalesef doymuyor.
Çorum'da emlakçı rahmetli Sırrı ağabey vardı. Birisi bir şey satarken "Oğlum, sen mi kazandın, miras mı?" diye sorardı. Eğer "miras" derse "Gel masaya oturalım." derdi, bir şeyler ısmarlardı, pazarlığa girerdi çünkü mirassa kıymetini bilmez bir ekmeği satardı. Siz de zengin babanın mirasyedi evladı gibi ülke kaynaklarını har vurup harman savurdunuz, yüz yıllık cumhuriyetin fabrikalarını, madenlerini, ormanlarını yok pahasına sattınız, aynı bizim Haboğlu'nun kömüşü gibi doymadınız. (CHP sıralarından alkışlar) Yirmi üç yılda halkın iliğini, kemiğini kuruttunuz. 2026 yılı bütçesi şimdiden 2 trilyon 711 milyar lira açık verdi.
Değerli arkadaşlar, Recep Tayyip Erdoğan "Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun." diyordu. O hâlde hodri meydan, bu Mecliste partimizin önerdiği "Nereden buldun?" yasasını ve siyasi ahlak yasasını getirelim. Tüm siyasilerin geçmişine dönük mal varlıkları araştırılsın. Kimler siyasete başladıktan ve iktidara yakınlaştıktan sonra yedi ceddine yetecek mal varlığı edinmiş, araştıralım. Emekçiden, emekliden, halktan değil haksız kazançtan vergi alalım. Kimler kimlerle iş tutmuş, kimler parsel parsel memleketi saltmış, kimler ormanları, tarım alanlarını ranta, yandaşa satmış, bir araştıralım. Bu Mecliste siyasi ahlak yasası çıkmalı.
Gelin, getirelim bu siyasi ahlak yasasını da bu vatandaş görsün kim abdestsiz namaz kılıyormuş, kim yolsuzluk yapmış, kim suça bulaşmış, kim bu ülkenin kaynaklarını yandaşa peşkeş çekmiş, kim kendi şirketlerine mal satmış, kim oturduğu koltuklar sayesinde zenginleşmiş, meydana çıksın.
Gelin, emekli maaşını düzeltecek, çiftçinin yüzünü güldürecek, esnafın belini doğrultacak, sanayiciyi şaha kaldıracak kanunlar getirin, bu Mecliste hep birlikte oylayalım.
Gelin, atanmayan öğretmenlerin, kademeli emeklilik bekleyenlerin, staj ve çıraklık mağdurlarının, polislerin, askerlerin, mühendislerin, gençlerin, kadınların, yoksulluk ve açlık sınırı altında ezilen işçinin, emeklinin sorunlarını çözecek düzenlemeler getirin; bu Mecliste "evet" diyelim. Esnafa yeni vergi getirmek yerine 7.200 gün prim uygulama müjdesini tutun.
Başta tekstil sektörü olmak üzere fabrikalar kapanıyor, binlerce insan işsiz kalıyor. Bu fabrikalar kapanmasın diye teşvikler vermek yerine yeni vergiler yüklüyorsunuz. Siz bu halktan ne istiyorsunuz Allah aşkına?
Sizin yüzünüzden sanayici fabrikasını sattı, icra dosyası 24 milyonu aştı, vatandaş arabasını, evini sattı, çiftçi tarlasını, traktörünü satmak zorunda kaldı. Bu memleketin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında, yüzde 50'sini açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET TAHTASIZ (Devamla) - Ama yine de doymadınız, bu halkın cebine elinizi atmaktan bıkmadınız. Kabul edin ki ekonomiyi bitirdiniz, bu ülkeyi yönetemediniz halkın sırtından inin sandığı getirin. Bu halk önünde sandığı görmek istiyor ve bu halk sizi ilk gelecek seçimlerde o siyasetin tozlu raflarına göndermek istiyor. Ben yeniden tekrarlıyorum: Sayın Akbaşoğlu, siyasi etik yasasını, gelin nereden buldun yasasını çıkaralım herkes araştırılsın, kim bu ülkenin, yetimin hakkını yemiş, garip gurebanın hakkını yemiş hep beraber görelim. (CHP sıralarından alkışlar)