| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 26.11.2025 |
YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar ve ortakları, 24 Kasım öğretmenlerimizin günüyken o günü Türk devletinin tarihine İmralı'ya açılan utanç kapısı olarak kaydetmiştir. O gün, Türk devletinin resmî elbiselerinin İmralı'ya rehin verildiği gün olmuştur. Bu tarih devletle millet arasına çekilen kara bir çizgi olmuştur. Bu tarihte milletin vekâleti İmralı'daki bir teröristle aynı cümlede anılmıştır. Bunun adı "süreç" değil, aleni ihanettir.
İhanet heyeti, devletin bayrağını ve Gazi Meclisin itibarını alıp 50 bin şehidimizin katili, alçak bir teröristin ayağına gitmiştir, sonra da bunu "tarihî görüşme" diye pazarlamaya kalkmıştır. Siz kimsiniz ki Türk milletinin umudunu eli kanlı bir alçağa bağlıyorsunuz? Siz ne cüretle Türk milletinin yarınını eli kanlı bir teröristin temennilerine emanet ediyorsunuz? İmralı'ya kalkan o araç sadece birkaç milletvekilini taşımamıştır; devletin ciddiyetini, şehitlerimizin hatırasını, bu milletin onurunu da o adaya sürüklemiştir;
itirazımız tam da bunadır.
Türk devleti, vatandaşına doğrudan bakar; araya İmralı'yı, Kandil'i, komisyon tabelasını koymaz. Bizim vatandaşlarımızla konuşmak için terör örgütüne lider payesi vermemize, masaya sandalye çekmemize gerek yoktur. Bu, cumhuriyetin kuruluş mantığına indirilmiş ağır bir darbedir. Bugün kürsüden "barış" diye anlattığınız şey Irak'ın, Suriye'nin lime lime edilmiş haritalarının modelidir. Bu ülkelerdeki gibi her kimlik gurubuna bir lider, bir parti, bir örgüt vermek; sonra sırasıyla hepsine ayrı ayrı pazarlık masası kurdurmak istiyorsunuz. Bunun adı eşit yurttaşlık değil, müstemleke rejimidir. Emperyalist planların "böl-parçala-yut" ideolojisine hizmet etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, vatandaşlık bağıyla bağlı olan tüm fertlerini aynı hakka, aynı hukuka bağlayarak ayakta kalmıştır. Şimdi, siz bu dengeyi bozup "Öcalan konuşsun, biz de yeni rejimi kuralım." diyorsunuz. Bu akıl birilerinin koltuk, İmralı'nın da ömür boyu vesayet hesabıdır. İmralı yolunun sahibi ihanet ittifakıdır. Ancak bu sürece devleti alet etmek için Mecliste korsan komisyon kurup İmralı'ya ulak tayin ettiniz. Ulaklardan birini de dün burada konuşturup "Keşke Komisyonun tamamı gitseydi." dedirttiniz. Utanmasa "Meclisin tamamı bebek katilinin ayağına gitsin, icazet alsın diyecek. Daha dün "bebek katili" dediğiniz adamı, bugün "barış muhatabı" diye önümüze koydunuz. Devleti, bir teröristten rol kapmaya çalışan siyaset esnafının oyuncağı hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Şehitlerimizin aziz hatırasını İmralı koridorlarında pazarlık konusu hâline getirmek istiyorsunuz. Şunu bilin ki, bu ülkenin milliyetçileri, vatanseverleri bu kirli oyunda figüran olmayacaktır. Bu sürecin hiçbir aşamasında ihanete el kaldırmayan İYİ Parti, her zaman karşınızda dimdik duracaktır. Bizim için, terör örgütüyle pazarlığın adı ne "demokrasi"dir ne de "kardeşlik projesi"dir; sadece ve sadece "vatana kasteden teşebbüs"tür. Buradan açıkça ilan ediyorum: İhanetin yaşı olmaz, ihanetin mazereti olmaz, ihanetin zaman aşımı hiç olmaz. Bugün alkışlayanlar da yarın "Biz de karşıydık." diyenler de bu kaydın altında kalacaktır çünkü siz hukuksuz Türkiye'yi örtmek için "terörsüz Türkiye" yalanını ortaya koydunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin, buyurun.
YAVUZ AYDIN (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
Bizim ihtiyacımız olan liyakatli bir yönetim, adil bir hukuk ve terörle mücadelede tavizsiz bir iradedir. Bizler Gazi Meclisin çatısı altında cumhuriyeti yaşatmaya ve yüceltmeye devam edeceğiz. Teröristle pazarlık yapanlara karşı cumhuriyeti sonuna kadar savunacağız. Yetkili adres teröristin hücresi değil, Türk milletinin vicdanıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)