| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 26.11.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN OLAN (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlayarak başlamak istiyorum.
Bugün üzerinde konuştuğumuz önerge, şüpheli asker ölümleri ya da bu konu özelinde şüpheli polis ölümleri gibi ölümlerin giderek çoğalmasının, artık söz konusu ölümlerin tesadüf olaylar olmadığını göstermektedir. İçişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre, 2025 yılının ilk dört ayında 31 polis intihar etti, bu sayı 2024'ün aynı dönemine göre yüzde 15 artış gösteriyor. Orduya bakıldığı zaman, 1992 ile 2012 döneminde intihar, kaza, şüpheli ölüm olarak kaydedilen asker ölümlerinin sayısı 2.221 olarak açıklanmıştı. Millî Savunma Bakanlığı 2012 yılından sonra, bu şüpheli ölümleri artık açıklamamaya başladı. Sorunun çözümü üzerine değil sorunun üstünün örtülmesi, toplumsal güvenin değil şüphenin artmasındaki temel nedendir. Basın, sivil toplum kuruluşları ve medya raporlarına göre ise 2000 ile 2020 yılları arasında şüpheli asker ölümleri iddiasıyla 3 bini aşkın başvuru yapıldığı ileri sürülmektedir. Ancak bu iddiaların büyük çoğunluğu resmî makamlarca henüz doğrulanmış değildir.
Yargı ve hukuk sistemi ise bu olayların aydınlatılması bir yana, söz konusu olayların üstünün örtülmesine her zaman göz yummuştur. Hukukun üstünü örttüğü olaylardan bir örnek vermek gerekirse 24 Nisan 2011'de meydana gelen Ermeni Er Sevag Şahin Balıkçı'nın ölümüdür. Batman'da askerlik yaptığı süreçte yaşamını kaybetmesi bir kaza olarak kayıtlara geçti. Yargılama süresi ise tamamen mizansen bir şekilde ilerledi ve özünde bu ölüm örtbas edildi. Sevag'ın ölümünün 24 Nisana denk gelmesi yaşanan bu cinayetin tarihi açısından da bir tesadüf olmadığının göstergesidir. Bunun gibi onlarca şüpheli ölüm mevcuttur. Bölgede son kırk yılda yaşanan çatışmalı ortamda kamuoyuna açıklanan birçok şüpheli asker ölümlerindeki artış oranına da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Hukukun işlemediği her alanda adalet, hak ve düzen geçerliliğinin yitirildiği bir dönemdeyiz. Türkiye'nin yakın tarihine baktığımızda devletin karanlıkta bırakmayı tercih ettiği sayısız olayların hâlen aydınlatılmamış olması ve bunun karşısında direnç göstermesi de aşikârdır. Yalnızca son on beş yıl bile gerçeklerin sistematik biçimde gizlendiği, faillerin korunduğu, adaletin siyasal iktidarın ihtiyaçlarına göre şekillendirildiği bir tablo ortadadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
HÜSEYİN OLAN (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün açıkça görülmektedir ki bu ülkede karanlıkta bırakılan hiçbir olay tesadüf değildir. Hesap vermeyen bir güvenlik bürokrasisi, denetimsiz bir yürütme ve siyasallaştırılmış bir yargı düzeni hakikati değil iktidar ilişkilerini korumaktadır. Gerçekleri açığa çıkarmak için mücadele edenler ise hedef alınmakta, kriminalize edilmekte ve susturulmaya çalışılmaktadır.
Genel Kurulu selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)