| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 25.11.2025 |
CHP GRUBU ADINA AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "aile yılı" diye geçirdiğimiz 2025'te AKP iktidarı kadınların can güvenliğini sağlamaya değil, cinsiyetçi politika ve söylemleri öne çıkarmaya hepimizin bildiği gibi devam etti. Bunun sonucunu da çok acı şekilde ödedik; kadınlar her gün cehennemi yaşamaya devam ettiler.
Sadece bu yıl, isimlerini tek tek saymaya kalksam saatlerimi alacak en az 262 kadın katledildi. 2020'den bugüne neredeyse 2 bin kadın katledildi. Tabii, bu veriler sivil toplumun verileri çünkü Bakanlığımızın verileri bile bu konuda yok.
İşte, bu ülkeyi kadınlar için bir mezarlığa çeviren "şiddete sıfır tolerans" masalı anlatanlar, bu ölümler sizin eseriniz. Bunlar istatistik değil, veri değil; bu iktidarınızın politik bir tercihidir.
Kadınlar öldürülürken Hükûmet katillere değil, yürüyüş yapmak isteyen kadınlara saldırıyorsa bu ülkede büyük bir sorun vardır. Bir ülkede hâkimin takdiriyle katiller salınıyorsa, polisin inisiyatifiyle koruma talep eden kadınlar kocalarına teslim edilip öldürülüyorsa, güya devletin koruduğu kadınlar güpegündüz sokakta katlediliyorsa ve tüm bunlar olurken o ülkenin Hükûmeti "Kadına şiddete sıfır tolerans" masalları anlatıyorsa bu ülkede kadın cinayetleri politiktir değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Bakın, bu cinayetlerin en korkunç gerçeği nedir mesela biliyor musunuz? Öldürülen kadınların birçoğu devletin koruyamadığı değil Hükûmetin bizzat katilliğini sokağa saldığı kadınlar. Daha bir ay olmadı, defalarca şikâyetçi olduğu hâlde, uzaklaştırma kararı olduğu hâlde katili cezaevinden tahliye edildikten sonra öldürülen kadınlardan biri Nermin Tirit. Kadınlar karakola gidip "Beni öldürecek." dediğinde savcıya gidip "Beni koruyun." dediğinde ne yapılıyor değerli arkadaşlar? Katiller üç gün yatıyor, sonra sokağa salınıyor ve hapisten çıktığı gün kadınları katlediyorlar. Soruyorum size: Bu kadınların ölüm fermanını, tahliye kağıdını imzalayanlar vermedi mi? Bir katili sokağa salmak tetiği bizzat çekmek değil mi değerli milletvekilleri? Sizin adalet anlayışınız bu mu? Sizin, ama sizin düzeniniz kadınları korumak değil katilleri aklamak üzerine kurulu. Siz İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı tek bir erkeğin, tek bir imzasıyla çıktığınız gün tarafınızı seçtiniz çünkü. (CHP sıralarından alkışlar) Siz 6284 sayılı Kanun'u tartışmaya açtığınız gün tarafınızı açıkça belli ettiniz. Bugün Türkiye'de hiçbir kadın güvende değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun
AYSU BANKOĞLU (Devamla) - Sokakta yürürken, otobüse binerken hatta evinde otururken bile güvende değildir. Çünkü iktidarınız kadının yaşam hakkını kendi siyasi bekası için pazarlık masasına meze yapmıştır. "Aile Yılı" diye övündüğünüz politika kadınların yüzde 65'inin kendi evinde, yüzde 35'inin eşi tarafından öldürüldüğü an çökmüştür. Biz kadınlar hayatımıza ilişkin kararları da artık reislerden, babalardan, kocalardan duymak istemiyoruz. Bize sahip çıkılmasını değil, varlığımıza saygı duyulmasını istiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Bunca kadın cinayeti varken de Hükûmetin oy kaygısıyla kadının yaşam hakkını görmezden gelmesini reddediyoruz çünkü biz kadınlar ölümden değil, yaşamdan yanayız ve biz kadınlar sizin çizdiğiniz o makbul sınırlara hapsolmayacağız, sizin o karanlık zihniyetinize de teslim olmayacağız. (CHP sıralarından alkışlar)