| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 20.11.2025 |
MAHMUT DİNDAR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz teklif hem yasama tekniği hem de demokratik hukuk devleti ilkeleri açısından ciddi sorunlar barındırmaktadır. Teklifin en kritik bölümlerinden biri azınlık vakıflarına ilişkin düzenlemedir. Bu alan uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve Anayasa tarafından koruma altına alınmıştır. Bu nedenle herhangi bir değişiklik, derinlikli bir tartışma, karşılıklı bir müzakere ve tüm paydaşların katılımıyla yapılmalıdır. Önümüzdeki teklif, azınlık vakıflarının yıllardır yaşadığı kayyum atamaları, mal edinme sorunları, seçim yapamama gibi yapısal sorunları çözmek yerine bu vakıfların üzerinde zaten var olan idari vesayeti güçlendiren, belirsizlikleri büyüten ve idarenin keyfî müdahalesine alan açan hükümleri içermektedir.
Değerli milletvekilleri, bizler yasama yetkisini kullanırken yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini, inanç özgürlüğünü, örgütlenme özgürlüğünü ve demokratik katılım hakkını esas almak zorundayız. Aksi hâlde ortaya çıkan her düzenleme yeni sorunların ve yeni ihtilafların kaynağı olacaktır.
16'ncı maddede de Anayasa'ya aykırılık 1 kere tespit edilmişken bu düzenleme yeniden öneriliyor. Bu maddeyle Uludağ'da bulunan doğal sit alanları ve tabiat varlıklarıyla ilgili görevlerin Uludağ Alan Başkanlığı tarafından yerine getirilmesi yeniden düzenlenmektedir. Kartalkaya ve Uludağ otel yangınları sonucu yaşanan kayıplarda bu alanlarda yeterli denetimin olmadığını, ağır ihmalların olduğunu çok acil bir şekilde yaşayarak gördük. Maalesef ki rantı değil, ekolojiyi önceleyen bir düzenleme olmadıkça bu acıları yaşamaya devam edeceğiz.
İktidarın sit alanlarını nasıl korumadığına ve ranta açtığına dair bir örnek vermek istiyorum. Van'da Edremit Belediyesinin sorumluluğunda bulunan Merit Şahmaran Oteli iktidarın bu konudaki yaklaşımını net olarak göstermektedir. Buradan iktidara soruyorum: Merit Şahmaran Oteli doğal sit alanı olan Van Gölü'nü doldurarak otel alanını genişletmeye devam ediyor. Bu durum, Anayasa'ya, uluslararası sözleşmelere, çevre ve kıyı kanunlarına aykırı olmasına rağmen otel sahibi bu gücü, bu desteği kimden, neye karşı alıyor? Ruhsatında olmayan kaçak tadilatları nedeniyle belediye müdahale etmiş, bizler Van vekili olarak suç duyurusunda bulunmuşuz. Şirket temsilcileri, ruhsata aykırı faaliyetlere göz yuman tüm kamu görevlilerinin tespit edilmesi hakkında gerekli soruşturmanın yürütülmesi için suç duyurusunda bulunduk ancak kaçak yapı hâlâ inşaatına devam etmektedir.
Van Gölü kimsenin şahsi malı değil, halkın ortak mirasıdır. Bizler de bu mirası korumak için hukukun gereğinin yapılmasını bir kere daha sorumlulara buradan hatırlatıyoruz.
AKP iktidara geldiğinden beri sit alanlarını betonlaştırıyor, ormanları yok ediyor; topluma savaş açtığı gibi doğaya da savaş açmış durumdadır. Doğal sit alanları insanlık mirası olup gelecek kuşakların da buralara dair hakları vardır. Bu nedenle, sit alanlarının korunması sadece bir Bakana, bir Başkana, bir Başkanlığa bırakılmayacak kadar önemli bir meseledir. Vakıf ve sit alanları kişilerin, şirketlerin ve iktidarın, yandaşların çıkarına değil, kamu yararına uygun kurulmalıdır.
Sonuç olarak değerli vekillerimiz, bu kanun teklifi hazırlanış biçimi, içeriği ve amacı itibarıyla demokratik bir toplumda kabul edilir bir çerçeve sunmamaktadır; vakıfların sorunlarını çözmek bir yana, var olan sorunları daha da derinleştirmektedir. Bizler kamuya ve sivil toplum kuruluşlarına açık bir denetimle bu alanların yönetilmesini öneriyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)