GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:19.11.2025

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli halkımız ve cezaevlerinde direnerek umudumuzu büyüten değerli yoldaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz teklifin 11'inci maddesi ilk bakışta teknik bir mülkiyet düzenlemesi gibi sunulsa da hem yerel yönetim özerkliği hem mülkiyet hakkı hem de kültürel mirasın demokratik biçimde korunması açısından son derece sakıncalı sonuçlar doğuracak bir içerik taşıyor. Maddeyle geçmişte vakıf yoluyla meydana gelmiş veya vakıf kaynaklarından katkı sağlanmış kültür varlıklarının bugün Hazine, belediyeler, özel idareler ve diğer kamu tüzel kişileri ile bunların bağlı kurum ve işletmelerinin mülkiyetinde olan kısmı topluca mazbut vakıflara devrediliyor. Yani yıllardır yerel yönetimler uhdesinde bulunan, bakımı, onarımı, işletilmesi halkın katkısıyla yürütülen tarihî eserler artık merkezî idareye bağlı tek bir otoritenin kontrolüne bırakılıyor.

Değerli milletvekilleri, yerel yönetimler yalnızca idari bir birim değildir, kentlerin hafızasını, ortak yaşam alanlarını, tarihî ve kültürel mirası birlikte koruma iradesini temsil eder. Bu eserler için yıllarca belediye bütçelerinden harcamalar yapıldı, yerel halktan bağışlar toplandı, ulusal ve uluslararası fonlarla restorasyon projeleri yürütüldü. Şimdi, tek bir maddeyle bu kamu yararı odaklı birikim görmezden gelinerek mülkiyet yeniden merkezî idareye devrediliyor. Bu yaklaşım, yerinden yönetim ilkesini zayıflatan ve yerel demokrasiyi giderek etkisizleştiren genel siyasal tercihlerin bir devamı niteliğinde karşımıza çıkıyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa’nın 35'inci maddesi mülkiyet hakkını güvence altına alır, 46'ncı madde kamulaştırma rejimini çizer. Kamu yararı gerekçesi olmadan geçmişte kamu yararı için edinilmiş taşınmazların idari bir işlemle başka bir tüzel kişiliğe geçirilmesi bu çerçeveyle bağdaşmaz. Bu düzenleme, kamulaştırma ya da devir işlemlerinin dayandığı hukuki statüyü geriye dönük biçimde değiştiriyor, mülkiyetin kazanıldığı hukuki rejimi keyfî biçimde dönüştürüyor. Hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri idarenin öngörülebilir davranmasını, kişilerin ve kurumların mülkiyet rejimine güvenerek plan yapabilmesini gerektirir. Anayasa’nın 2'nci ve 13'üncü maddelerinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesi böyle bir geriye yürütme mantığını kabul etmez.

Öte yandan, Vakıflar Genel Müdürlüğüne tanınan geniş takdir yetkisi idarenin kanuniliği ve eşitlik ilkeleri açısından da ciddi sorunlar barındırıyor. Hangi taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelmiş sayılacağı hangi ölçülere göre belirlenecek, hangi eser için vakıf kaynaklarından yeterli katkı sağlandığına kim, nasıl karar verecek? Bu belirsizlik, Anayasa’nın 2'nci maddesindeki hukuk devleti ve keyfîliği dışlayan yönetim anlayışıyla çelişen bir tablo ortaya çıkarıyor; keyfî ve seçici uygulamalarının yolu açılıyor, siyasal tercihlerin idari takdir yetkisi üzerinden mülkiyet ilişkilerine taşınması riskini büyütüyor.

Madde aynı zamanda Anayasa’nın 63'üncü maddesinde güvence altına alınan tarihî, kültürel ve doğa varlıklarının korunması ilkesini de dar bir kurumsal bir bakışa indiriyor.

Kültürel miras yalnızca tek elden yönetim anlayışıyla korunmaz. Bu mirasın gerçek sahipleri o kentlerde yaşayan halktır, yerel topluluklardır. Belediyelerin, yerel idarelerin, meslek örgütlerinin ve sivil toplumun dışlandığı, kararların merkezden kapalı bürokratik mekanizmalarla alındığı bir model kültür varlıklarını koruma iddiasını taşısa da demokratik meşruiyeti zayıf bir zemin yaratır. Son yıllarda çıkarılan pek çok yasayla yerel yönetimlerin planlama, bütçe, yatırım ve personel yetkileri giderek daraltıldı. Bu madde bu çizginin kültürel miras alanına taşınmış yeni bir halkasıdır. Yerel yönetimlerin tarihî eserler üzerindeki tasarruf yetkisi sınırlandıkça o eserlerin halkla kurduğu bağ da zayıflar. Oysa, demokratik katılımın en temel düzeyi yerel düzeydir. Kent hakkı, kültür hakkı, hafıza mekânlarının geleceği doğrudan o kentte yaşayanların söz sahibi olduğu mekanizmalarla korunur.

Bu nedenle, bizler 11'inci maddenin teklif metninden çıkarılmasını zorunlu görüyoruz. Vakıf, kültür varlıklarının korunması hedefi elbette önemlidir ancak bu hedef mülkiyet hakkını zedeleyen, yerel yönetimleri işlevsizleştiren, idari takdir yetkisini sınırsız hâle getiren ve kültürel mirası tek merkezde toplayan bir düzenlemeyle yürütülemez. Gerçek bir hukuk devleti yerel demokrasiyi güçlendiren, kültürel mirası toplumla birlikte koruyan, mülkiyet hakkını ve hukuki güvenliği esas alan çözümler üretir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın

ONUR DÜŞÜNMEZ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu gerekçelerle 11'inci maddenin geri çekilmesini, teklif metninden çıkarılmasını talep ediyor, tüm milletvekillerini hem Anayasa'ya bağlılık hem de yerel demokrasi ve kültürel mirasın korunması sorumluluğu gereği bu yönde tavır almaya davet ediyorum.

Teşekkür ederim. (DEM PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)