| Konu: | (10/1912, 3375, 3376, 3377, 3378, 3379) esas numaralı Çocukların Suça Sürüklenmesine Yol Açan Nedenlerin Tüm Boyutlarıyla İncelenerek Koruyucu ve Önleyici Mekanizmalar Geliştirilmesi ile Çocukların Toplumsal Yaşama Etkin Katılımlarının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergelerin Ön Görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 19.11.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA ELİF ESEN (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz ay 15 Ekim günü İYİ Partinin suça sürüklenen çocuklar konusunda verdiği önerge görüşülürken bu kürsüden tam da şöyle demiştim: "Bu meselede bir komisyon kurulana kadar susmayacağız. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün bu Meclis önerge vermeye devam etmek zorundadır." İşte bugün o gün. Bugün Türkiye'nin çocukları için, geleceği için farklı siyasi gruplar aynı konuda, aynı kaygıyla çocuklar için araştırma önergesi veriyor. Gönüllüsü olduğum sivil inisiyatif Çocuk Hareketi adına da bu iradenin oluşmasını çok kıymetli buluyoruz. Aylardır sahada, adliyelerde, okul koridorlarında, sosyal hizmet merkezlerinde çalışan hukukçularımız ve uzmanlarımız bugün atılan bu ortak adımı gerçek bir dönüm noktası olarak görüyor. Beni sevinç gözyaşlarıyla arayan gönüllülerimiz var çünkü artık mesele yalnızca bir önergenin akıbeti değil, Türkiye Büyük Millet Meclisinin suç unsuru olan çocukların yarasına birlikte deva olma kararlılığı. Bu sebepledir ki umut veren bu iradeyi, bu kutlu Meclisin kurucu komutanlarından Kâzım Karabekir Paşa'nın şu sözleriyle selamlamak istiyorum: "Ölen, dilenen, hapislere düşen çocukların yasını ailesi çekse de tasasını topyekûn devlet çekmelidir." Kâzım Karabekir Paşa'nın "Çocuk Davamız" diye bir kitabı var ve kitabının arkasında çok dokunaklı bir cümlesi var. Bu cümlede "Bir taraftan çocuk sefaleti, bir taraftan da şahane çocuk balolarını okudukça ve işittikçe ben de duygularımı kaybettim. Bakımsız çocuklar millet enerjisinin, bakımsız topraklar da vatan enerjisinin kaybedilmesi demektir. Bakımsız çocuk millî tehlikedir." diyor Kâzım Karabekir Paşa daha o yıllarda. Biz o tasayı üstlenmeye, çocuklarımızı güvenle geleceğe taşıyacak çözümleri üretmeye, bu ülkenin en kırılgan evlatlarına birlikte deva olmaya kararlıyız.
Değerli milletvekilleri, çocukların suça sürüklenmesi bireysel davranışlarının değil, toplumsal bir kırılmanın göstergesidir, TÜİK 2024 verileri bunu bize açıkça gösteriyor. 202.785 çocuk suça sürüklenme nedeniyle işlem görmüş 2024'te. Sayılar çok soğuk ama hadi gelin bu sayıları bir de okul olarak çevirelim. Bir okul düşünün, bin kişilik bir okul yani orta ölçekten biraz daha fazla, tam 202 okuldan daha fazla çocuğun, o bin kişilik okullarda 202 okuldan fazla çocuğun suça karışması demek; korkunç bir şey. Küçük ölçekli bir il için o ildeki bütün çocukların suçun unsuru olması demek bu. Bu sayı son dokuz yılda yüzde 51 artmış, çocukların karıştığı olay sayısı ise bir yılda yüzde 10 artarak bunun tam 3 katı 612.651'e çıkmış; korkunç sayılar. Vakaların yüzde 40'ı yaralama, yüzde 16'sı hırsızlık, yüzde 8'i uyuşturucu kullanımı ve satışı. Peki, bu sayıları okul örneğine göre düşündüğümüzde yani bu korkunç tabloda Türkiye için neredeyse bir açık cezaevi gerekir diyebilir miyiz? Diyebiliriz. Biraz sonra vereceğim veri de onu gösterecek. Bu artışın zemininde ise eğitimden kopan 3,2 milyon çocuk, derinleşen yoksulluk, aile içi şiddet, ebeveyn ayrılığı, sosyal hizmet kapasitesindeki eksiklikler ve kurumlar arası koordinasyon boşlukları var.
Son yıllarda Daltonlar, Casperlar, Redkitler gibi organize yapıların küçük yaşta çocukları suç eylemlerine dâhil ettiği, bu grupların sosyal medya üzerinden şiddeti güç ve aidiyet duygusuyla örerek, meşrulaştırarak yeni bir cazibe ve değer alanı oluşturduklarını görüyoruz. Dizi filmlerde özendirilen bu gayrimeşru hayatlar, dizide suç işleyip serbestçe gezen dizi kahramanları, gündüz yayınlarında, yemek programlarında bile kavga, hakaret içerikli yayınların evlerde, hanelerde çoluk çocuk izlenmesi kavgayı, şiddeti sokakta değil, ekranların karanlık akışında suça sürüklüyor.
Nerede RTÜK? Neden izin veriyor tüm bunlara? Şiddet içerikli dijital içeriklerin de özellikle TikTok ve benzeri platformlarda çocukları suça özendirdiği, aile, okul ve sosyal hizmet sistemlerinin ise bu yeni dijital suç dinamiklerine karşı hazırlıksız olduğu, savunmasız kaldığı görülüyor. Bu nedenle, çözüm; cezayı artırmak değil, yeni cezaevi yapmak hiç değil; yapsanız da yetişemezsiniz bu sayılarla bu hıza. İhtiyacımız olan etkin, koruyucu, önleyici tedbirler, bakanlıklar arası eş güdümlü çalışan dijital veri sistemi, izleme, denetleme sistemleri ve hayata tutunduran, suç döngüsünden çıkaran etkili rehabilitasyonlar. Cezalandırmayı değil, çocuğu suçun döngüsünden, yörüngesinden çıkarmayı hedeflemek asıl olmalı.
2025 yılı itibarıyla bir de ülkemizdeki cezaevi sayılarına ve doluluk oranlarına bakalım. 405 cezaevinde 416.927 kişi var -parantez içinde söylüyorum- bu rakam az önce verdiğim suça sürüklenen çocuk sayısının tam 2 katı. Bir yılda bu kadar çocuk suça sürüklendi ise bu sene, ertesi sene hangi cezaevi yetişecek buna? Hâlen mevcut kapasitenin de yüzde 30 üzerinde, insani koşulların dışında yaşam şartlarının varlığını duyuyoruz.
Biz, bu 203 bin çocuğumuzun suç oluşturacak eylemlerde bulunmuş olmasını artık kabul etmiyoruz. Bu yüzden, kurulacak komisyonun hayati bir misyonu olduğunu söylüyoruz. Araştırma komisyonu suça sürüklenmenin kök nedenlerini ortaya koymalı, gerçekçi durum tespitleriyle, suça karışmadan çocukları koruyacak tedbirleri belirlemeli, riskli çocuk ve ailelerin tespiti, izlenmesi, desteklenmesi sağlanmalı, suç döngüsünün kırılabileceği politikalar belirlenmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ELİF ESEN (Devamla) - Teşekkür ederim.
Ola ki tüm tedbirlere rağmen suç oluşmuşsa adil bir yargılama ile ceza infazından sonraki hayat için de aynı, benzer koruyucu, önleyici tedbirler çalışmalı ki çocuk nitelikli bir birey olarak hayata tutunabilsin, tutunacak bir dalı olsun, hayatına umut dolu devam edebilsin; alın size gerçek bir beka meselesi. İşte, bu sebeple ortaya koyarak Türkiye'ye somut bir yol haritası lazım diyoruz. Çocuk Hareketinin bir gönüllüsü olarak biz, hepimiz, DEVA Partisi ve YENİ YOL Grubu da ben ve tüm milletvekillerimizle bu sürecin hem takipçisi hem de katkı sunan bileşeni olmaya devam edeceğiz.
Çocuklar adına hepinize teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu hürmetle selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)