GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:19.11.2025

CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen çok sevgili yurttaşlarımız; öncelikle ülkemizin başı sağ olsun. 15 yaşındaki çocuğumuz Muhammed Kendirci'yi Şanlıurfa'da bir cinsel saldırıyla kaybettik, bir marangoz atölyesinde kaybettik. Bir hafta önce Mersin'de Alperen Uygun çocuğumuzu kaybettik. 2025 yılında 82 çocuğumuzu kaybettik. Kasım ayında 10 çocuğumuzu kaybettik. Çocuklarını koruyamayan bir ülkenin geleceğe umutla bakması mümkün değil. Ben hayatını kaybeden çocuklarımız başta olmak üzere tüm çocuklarımıza yönelik sorumluluklarımızı yüce Meclis çatısı altındaki vekillerimize bir kez daha hatırlatmak isterim.

Millî Eğitim Bakanlığı çocuklarımıza verilecek her türlü hizmetin planlanması, uygulanması gereken Bakanlık. 1 milyon öğretmenimiz var, kamu okullarında 16 milyon öğrencimiz var, 60 bine yakın okulumuz var ve burada maalesef personel planlaması doğru yapılmadığı için sürekli yaşanan problemler var. Örneğin, 100 bine yakın ücretli öğretmen var. Sayın Bakan "'Ücretli öğretmenlik' diye bir şey yok, bu uydurma bir kavram." dedi. İnternette bile başvurunun böyle olduğu ortaya çıkınca, dijital ortamda "ders ücreti karşılığında öğretmen görevlendirme başvurusu" olarak değiştirilince sorun ortadan kalkmış oldu(!) Bugün 100 bin öğretmen ücretli öğretmen olarak çalışıyor. Bir yandan ülkede norm açığı var, bir yandan norm fazlası öğretmenler var, her ikisinin de 100 bine yakın olduğu söyleniyor; tam olarak verileri bilemiyoruz çünkü Millî Eğitim Bakanlığı açıklamıyor. Evinden 40 kilometre, 50 kilometre, 100 kilometre ileriye giden öğretmenler var ama aynı anda "Aile Yılı" ilan ederek öğretmenlerin aile yaşamına nasıl etki ettiğimizi de gözden kaçırmaya devam ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Bir yandan iktidar partisinin bizzat Millî Eğitim Bakanının "100 öğrencisi olan her okulda rehber danışmanlar görev alacaklar, rehber öğretmenleri olacak." vaadi var ama maalesef bunu gerçekleştiremiyoruz.

Yine, aynı şekilde, okullarda yaşanan olaylarda kaybettiğimiz çocuklarımız, öğretmenlerimiz var. Maalesef bana verilen sürede sadece ölenleri bile saymam mümkün değil. Bu konuyla ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığına verdiğim soru önergesine, 1.032 okulda kolluk görevlisinin görevlendirildiği söylendi. Bir yanda 60 bin okul var, 1.032 okulda kolluk görevlisi var. Dolayısıyla, Türkiye'deki 59.336 devlet okulunda birer güvenlik görevlisi ihtiyacımız var. Bu kürsüde daha önce de söyledim, devletin diğer kurumlarının kapısına güvenlik görevlisi koyabilen bir devlet anlayışının okullara güvenlik görevlisi koyamaması asla kabul edilebilecek bir iş değildir. (CHP sıralarından alkışlar)

Temizlikle ilgili olarak 21 temmuzda yine soru sorduk. Biliyorsunuz geçen yıl okulların temizlenememesinin temel nedenlerinden biri 8 bin liraya personel çalıştırma tercihiydi, olmadı. Bu yıl da Sayın Bakan Cumhurbaşkanının talimatıyla 70 bin kişinin görevlendireceğini söyledi. Bu 70 bin kişiyi üstelik de kadrolu olarak değil farklı bir yöntemle atayacaklarını söyledi. Bizim gençliğimizde, bizim çocukluğumuzda okulların hafızası hâline gelmiş hademeler vardı. Millî Eğitim Bakanlığının neden hademe atamadığını, neden kadrolu personel atamadığını anlamakta çok güçlük çekiyorum.

Okul kazaları, yaralanmalar, kronik hastalığı olan çocuklara müdahaleler, geçici hastalıkları olanların ilaç ve benzeri takiplerinin yapılması, sağlıklı yaşam ve beslenme alışkanlıklarının kazanılması, sağlık eğitimi, hijyen eğitimi gibi konularda okul sağlığı alanında çalışacak hemşirelere ihtiyaç var ve bunların tamamı 20'nci Millî Eğitim Şûrası'nın kararları arasında. Şûra diyor ki: "Eğitim kurumlarında uzman kütüphaneci, sağlık personeli, teknik eleman, temizlik ve güvenlik personeli istihdam edilmelidir." Tüm bu çerçevede, 100 bin temizlik görevlisine, 65 bin güvenlik görevlisine, 75 bin okul sağlığı hemşiresine ihtiyaç var. 100 bin de ücretli öğretmen olduğunu düşünürseniz, Türkiye'nin millî eğitim alanında ciddi bir personel reformuna ihtiyaç var. İşte, bu araştırma önergesi bunu konuşmak üzere verildi, bunu araştırmak üzere verilmiş bir önerge. Tabii, iktidar partisi milletvekillerimiz şu soruyu kendilerine sorabilir: "Bunun maliyeti nerede? 65 bin, 75 bin, 100 bin..." Bunların toplam maliyeti 224 milyar lira, bu yıl yandaş şirketlerden alınmamasına karar verilen vergi 768 milyar lira. Yani yandaş şirketlerden almayacağınız vergilerin üçte 1'iyle Türkiye'deki okulların her birine okul sağlığı hemşiresi verebilirsiniz, güvenlik görevlisi verebilirsiniz, temizlik görevlisi verebilirsiniz ve bu sorunları böylelikle çözebilirsiniz. Mesele bir çözüm meselesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (Devamla) - Son olarak şunu söylemek isterim: Ücretli öğretmenlik Türkiye'nin maalesef kanayan bir yarasıdır. Ben sayın milletvekillerine sormak istiyorum: Buradan bir devlet hastanesine gittiğinizde ücretli bir doktora muayene oluyor musunuz? Yani kendisi doktor olmayan ama ziraat mühendisi olan, kendisi doktor olmayan ama veteriner olan, kendisi doktor olmayan ama marangoz olan ama elektrik teknikeri olan birisine muayene oluyor musunuz? (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir şey aklınıza bile gelmiyor ama bu okullarda iki yıllık okul mezunu insanlar, dört yıllık okul mezunu insanlar görev yapıyor.

Eğitim Türkiye'nin temel meselesidir, buna nasıl baktığımız önemlidir. Bu bir araştırma komisyonu önergesidir. Sizlerden bu konuda destek rica ediyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)