GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:34
Tarih:11.12.2011

YÜKSEL ÖZDEN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli üyeler; 2012 yılı bütçe kanunu tasarısı görüşmelerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben özellikle üniversite üzerinde, birkaç nokta üzerinde durmak istiyorum. Biraz önce konuşan arkadaşlarımız da işaret ettiler. Hep vurguladığımız gibi geldiğimiz nokta var ve ulaşmak istediğimiz hedefler var. Bugün geldiğimiz noktada öğrenci sayısı ve artışlarıyla ilgili rakamları tekrar etmeyeceğim ama şunun altını çizmek istiyorum: Bugün, liselerden mezun olan öğrenci sayısı kadar üniversiteye yeni öğrenci alabilecek noktaya geldik. Bunun önemi şu: Bakın, biliyorsunuz, yıllardır her sene üniversite sınavına 1,5 milyon, 1,7 milyon kadar öğrenci girer, 300 bini, 400 bini, 200 bini yerleşirdi. Bu kez, bu sene üniversite sınavına giren öğrenci sayısı 1.750, liselerden yeni mezun olan öğrenci sayısı yaklaşık 750, yerleşen sayısı da 750. Yani yıllardır oluşan birikim bu yıldan itibaren artık hızla azalmaya başlayacaktır çünkü?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Hocam, mezun olanların yüzde kaçı iş buluyor, bir de onu söyle.

YÜKSEL ÖZDEN (Devamla) - ?mezunların sayısı kadar artık üniversitelere öğrenci yerleştirebilir hâle geldik.

Gelelim?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sizin zamanınızda mezun olan kaç kişi iş buluyordu, şimdi kaç kişi iş buluyor, bir de onu söyle.

YÜKSEL ÖZDEN (Devamla) - 100 binlerce insan buluyor.

Bakın, diğer tarafta, deniyor ki "Kalite nerede?" Onun da cevabını verelim.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - O sizin derdiniz değil zaten, size söylemiyoruz onu.

YÜKSEL ÖZDEN (Devamla) - Bakın, bu ülkede yüzde 10'un üniversiteye gittiği dönemleri biliyoruz. Yüzde 10-15 sadece elit bir grubun üniversiteye gittiği durumdaki öğrenci kalitesi ve o üniversitedeki durum ile yüzde 60'ın gittiği durumda elbette ki farklılık olacaktır ve bugün geldiğimiz rakam yüzde 58'dir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sizin kalite gibi bir kaygınız yok zaten.

OKTAY VURAL (İzmir) - Okuma-yazma oranının yüzde 10 olduğu dönem de vardı.

YÜKSEL ÖZDEN (Devamla) - Aynı kaliteden, bakın, madem kaliteyse biraz da oturduğumuz yerde dinleyelim, ben de konuşurum, siz de konuştunuz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ama hakkaniyetle konuşmak lazım Hocam.

YÜKSEL ÖZDEN (Devamla) - Bugün, gelişmiş ülkelerdeki üniversitelileşme hedeflerine bakıyoruz çünkü toplumun hızla böylesine yıllar önceki yüzde 10-15'lerden yüzde 50'ye, 60'a, 80'e varması lazım üniversitelileşme oranının. Gelişmiş ülkelerdeki birkaç tanesi, Amerika Birleşik Devletleri 2020 yılı için toplumdaki toplam nüfusun yüzde 60'ının üniversite mezunu olmasını öngörüyor.

Peki, 2012 yılında bu rakamlara rağmen Türkiye'deki oran nedir? Yüzde 6,2'dir. Onun için, bizim hızla daha üniversite sayısının ve programlarının artmasına devam etmemiz lazım. Deniliyor ki: "Sadece rakamlarla, sayılarla ifade ediyorsunuz." Oysa biz bu ülkede kaliteli bilim adamı yetiştirmek ve yayın sayısını artırmak için, biraz önce arkadaşımızın söylediği rakamlara ulaşabilmek için çok büyük yenilikler, değişiklikler yaptık.

Bakın, 2008 yılında ÖSYM'nin bütçe fazlasının yüzde 25'ini YÖK'e aktardık ve o zamandan bu zamana yurt dışına 2.380 akademisyeni gönderdik, 42 milyon maliyetle. Yabancı dil için 1.500 kişiyi yurt içinde ve yurt dışında yetiştirdik, 15 milyon TL maliyetle ve Farabi Programı'yla da yurt içinde öğrenci ve öğretim üyesi yetiştirmeye, geliştirmeye devam ediyoruz, ama önümüzde daha yapacağımız çok şeyler var.

Evet, ben de katılıyorum, sayıların ötesine geçmemizin zamanı geldi. Bugüne kadar aşılamaz zannedilen derslik meselesi halledilmiştir çok büyük oranda. Elde edilemez zannedilen bilgisayar her tarafta vardır, İnternet her tarafta vardır. Ben de bundan sonrasında eğitim sistemi dediğimizde, "derslik", "bilgisayar" ve "kitap" kelimelerinin de ötesinde niteliği ifade eden 2023 vizyonuna uygun geleceğin Türkiye'sinde öğrencilerimizin hangi rolü oynamasını istiyorsak, ona uygun insanlar yetiştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Tarihimizle, dilimizle, değerlerimizle ve bugüne kadar sahip olduğumuz deneyimlerimizle, biz hızla bir insan gücü yetiştirme politikası belirlemek zorundayız. Bunu, hem böylesine bir vizyoner çalışma için yapmamız gerekiyor hem de kendi ülkemizdeki kaynak israfını önlemek için.

Ben, bütçenin hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımı huzurlarınızda bir kez daha kutluyor, bu bütçenin ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özden.