GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:06.11.2025

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün görüştüğümüz teklif bir koruma düzenlemesi gibi sunulsa da gerçekte kamu mülkiyetinin sessizce el değiştirmesine kapı aralayan, devletin kurumlarını karşı karşıya getirebilecek ölçekte bir mülkiyet tasarrufu değişikliğidir. Hepimiz biliyoruz ki vakıf kültür varlıklarını korumak ortak görevimizdir fakat koruma ancak hukuk, şeffaflık ve yargı denetimiyle anlam kazanır. Bu teklif bu çizgiyi aşıyor.

Vakıflar Kanunu'nun 30'uncu maddesi yıllardır vakıf yoluyla meydana gelmiş eserlerin vakfiyesine uygun kullanılmasını sağlamak için kurgulanmış iyi niyetli bir mekanizmadır. Mevcut hüküm 2 temel şart arar: Bir, eserin vakıf kültür varlığı olarak tescilli olması. İki, o eserin vakıf yoluyla inşa edildiğinin somut belgelerle kanıtlanması. Bugün önümüze gelen değişiklik bu omurgayı yerinden oynatıyor. Ne deniyor? "Her ne surette olursa olsun, bir vakıf izi varsa; geçmişe bir onarım, bir katkı hatta bir kiralama ilişkisi, o yapı vakıf kültür varlığı sayılabilecek." Üstelik kapsam yalnızca hazine, belediye ve il özel idareleriyle sınırlı da değil; Bakanlıklar, Devlet Demiryolları, üniversiteler, belediye şirketleri, KİT'ler ve bağlı ortaklıklar da maalesef dâhil ediliyor. En kritik nokta ise tapu devri. Artık bir mahkeme kararıyla değil Vakıflar Genel Müdürlüğünün idari yazısıyla tapuda yapılacak tek işlemle gerçekleştirilecek.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; düşünün, İstanbul'daki valilik binası, yarın bir üniversite kampüsü, öbür gün Haydarpaşa Garı geçmişte vakıf katkısı bulunduğu öne sürülerek bu devre konu edilebilecek. İstanbul Valiliğinin kullandığı tarihî binanın ertesi gün idari bir yazıyla vakıflara devrolduğunu ve Valiliğin hazine mülkiyetinde olmayan bir binada fiilen işgalci konumuna düştüğünü lütfen hayal edin, empati yapın. Bu yalnızca sembolik bir örnek değil devletin kendi iç mülkiyet düzenini bile bozabilecek sonuçlar doğurur.

Teklifin 11'inci maddesi yerel yönetimlerin mali özerkliklerini de zayıflatıyor. Belediyelerin mülkiyetindeki taşınmazların mazbut vakıflara devri bu taşınmazlardan elde edilen gelirleri ortadan kaldırıyor. Anayasa’nın 127'nci maddesinde güvence altına alınan yerinden yönetim ilkesini aşındırıyor. Bu, yalnız İstanbul meselesi değil; Edirne'den Bursa'ya, Tokat'tan Kars'a kadar kamu hizmeti sunulan binaların mülkiyetini belirsizleştiriyor. 15'inci maddede Gelibolu Tarihî Alanı'nda doğal sit alanlarının Cumhurbaşkanı kararıyla değiştirilmesi Uludağ gibi ekolojik açıdan kırılgan bir bölgede "etkin yönetim" adı altında yapılaşma baskısı doğurabilir. Bu da Anayasa’nın 123'üncü maddesine aykırıdır. 17'nci maddede Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği düzenlemeyi fiilen geri getiriyorsunuz. Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Vakfına ücret ve personel konusunda geniş tasarruf vererek şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamu mali yönetimi ilkelerini zedeliyor, hukuk devletiyle bağdaşmayan bir yola itiyorsunuz.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bizim önerimiz net ve yapıcıdır:

1) Vakıf kültür varlığının tanımı vakıf yoluyla meydana gelmiş olma ve vakfiye belgesine dayalı somut delil şartıyla korunmalıdır. Katkı, onarım, kiralama gibi ucu açık ilişkiler mülkiyet devri için yeterli şart sayılmamalıdır.

2) Her türlü devir için zorunlu yargı kararı aranmalıdır. İdari yazıyla tapuda tek işlemle devir yapılamaz. (CHP sıralarından alkışlar)

3) Kapsam genişlemesi geri çekilmeli; KİT'ler, üniversiteler, belediye şirketleri için özel koruma ve istisna rejimi oluşturulmalıdır.

4) Devre konu taşınmazlar için ülke çapında bağımsız envanter ve kamuoyuna açık, şeffaf kayıt sistemi ve etki analizi zorunlu olmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

KADİM DURMAZ (Devamla) - 5) Üzerinde kamu hizmeti yürütülen binalarda geçiş hükmü ve kullanım güvencesi tanınmalı, kurumlar arası protokol olmaksızın fiilî tasarruf değişikliği asla yapılmamalıdır.

6) Bilim kurulları güçlendirilmeli, ekolojik hassas alanlarda koruma öncelikli yönetim ilkesi kanuna açıkça yazılmalıdır.

Sayın milletvekilleri, bu kapsam ve içerikle bu konuyu yönetemezsiniz. Hukuk devleti ve kurumsal düzen açısından da ağır bir kaosun kapısını açıyorsunuz. Gelin, bu teklifi geri çekin, uzlaşıp hep birlikte vakfiyeye uygun kullanımı güvence altına alalım ama bunu yaparken kamunun mülkiyetini, yerel yönetimlerin mali özerkliğini, yargı denetimini baypas etmeyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİM DURMAZ (Devamla) - Biraz da sesli konuşayım Başkanım, prensip olarak ek süre vermiyorsunuz.

Unutmayalım, vakıf eserleri sadece taş ve toprak değil bir medeniyetin vicdanıdır. Her yıkılan vakıf eseri geçmiş ile gelecek arasındaki köprünün tuğlasını eksiltir. Vakıflar sorumluluğumuzdur, korumak insanlık borcudur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak korumayı savunuyoruz ama mülkiyet devrini idari tasarrufa bağlayan, yargıyı devreden çıkaran, kul ve kurum hakkına giren, tertemiz vakıflara gölge düşüren bu düzenlemeye "hayır" diyeceğiz.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)