GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:14
Tarih:06.11.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET AKALIN (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün evladını üniversiteye gönderirken "Acaba geçinebilir mi?" diye her akşam uykusu kaçan annelerin, babaların, çocuğunun telefonunda "İyiyim anne, merak etme." yazısını okurken gözleri dolan ailelerin hikâyesini bu önergeyle bir önceki önergede yaptığımız gibi tekrardan konuşacağız.

Bugün Türkiye'de yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencimiz var. Bu gençlerden sadece 1,4 milyonu burs veya kredi alabiliyor yani milyonlarca gencimiz cebinde birkaç kuruşla, sırtında bir çantayla büyük bir hayalin peşinden gidiyor. Bu hayal de okuyup kendisine, ailesine ve ülkesine faydalı olmak ama ne yazık ki bu hayalin gerçekleşmesi her geçen gün biraz daha ağırlaşıyor ve zorlaşıyor. 2025 yılı itibarıyla burs ve kredi tutarları lisans öğrencileri için 3 bin lira, yüksek lisans öğrencileri için 6 bin lira ve doktora öğrencileri için de 9 bin liradır. Evet, kulağa bir destek gibi geliyor belki ama gerçekte bu miktar bir öğrencinin ayakta kalmasına ne kadar yeter? Bu soruyu kendimize sormalıyız.

Bugün resmî rakamlarla aynı dönemde yıllık enflasyon yüzde 44,38; eğitim harcamalarındaki artış yüzde 92,5 ve kiralardaki artış ise yüzde 60'ı geçmiş durumdadır. Yani burslar artıyor ama hayat daha hızlı koşuyor. Gençlerimiz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hâle gelmiştir. Bugün bir öğrencinin en büyük masrafı artık kitap değildir, karnını doyurma ve barınmadır.

Bakın, diğer taraftan, üniversite şehirlerinde "paylaşımlı oda" denilen o küçücük alanlarda 4, 5 hatta 6 genç birlikte yaşıyor ve birlikte kalıyor. Düşünün, biri ders çalışırken diğeri uyuyor, birinin sınavı var, diğerinin sabah vardiyası; gecenin bir vakti masa lambasının altında kitap açmaya çalışan o gencin hayalini maalesef daracık bir odanın sessizliği boğuyor. Bu odalarda kişi başına düşen yurt ücreti 8 ila 12 bin lira, özel yurtlarda 15 ila 20 bin lira. KYK yurtlarının kapasitesi ise yalnızca 950 bin kişi yani her 7 öğrenciden 6'sı barınma sorununu kendi başına çözmek zorunda kalıyor. Kimi tanıdığının yanına sığınıyor, kimi şehir değiştirmekten vazgeçiyor, kimi de üniversiteyi kazandığı hâlde terk ediyor, gidemiyor ve biz, bu ülkenin Meclisi olarak onların bu sessiz çığlığını artık duymak zorundayız. Bir başka gerçek de şu: Yüksek lisans ve doktora yapan gençlerimiz sabah laboratuvarda deney yapıyor, gece makale yazıyor ama cebinde yol parasını sayarak eve dönüyor. TÜBİTAK ve YÖK bursları sınırlı, KYK kredileri yetersiz, üstelik mezun olduğunda genç işsizlik oranı neredeyse yüzde 20 yani bu gençler daha gelir elde etmeden borçla hayata başlıyor. Düşünün, yıllarca okuyan, gecesini gündüzüne katan bir gencin mezuniyet sevincini ilk iş olarak borç endişesi gölgeliyor.

Değerli milletvekilleri, eğitim hakkı Anayasa’nın 42'nci maddesiyle güvence altındadır ama gelin görün ki TÜİK verilerine göre, ekonomik nedenlerle okulunu yarıda bırakan gençlerin oranı yüzde 48,1'dir yani her 2 öğrenciden 1'i "Param bitti." deyip okuldan kopuyor. Bu sadece bireysel bir trajedi değil, bu ülkenin geleceğinden çalınan bir umuttur. Bir annenin "Çocuğum okusun, biz aç kalırız." dediği noktada devlet artık devreye girmelidir. Bir baba çocuğunun defterini doldurmak için kendi cebini boşaltıyorsa biz o emeğe sessiz kalamayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

MEHMET AKALIN (Devamla) - O hâlde yapılması gereken bellidir: Burs ve kredi miktarları enflasyona ve geçim endekslerine göre artırılmalıdır. Kredi geri ödemeleri gelir düzeyine göre yeniden yapılandırılmalıdır. Lisansüstü öğrenciler için kalıcı, adil ve insani destek mekanizmaları oluşturulmalıdır. Bu, sadece ekonomik bir mesele değil, bir adalet meselesidir. Bu ülke zengin ailelerin çocuklarına değil, zeki ve çalışkan her gence fırsat tanımalıdır.

Sözlerimi tamamlarken şunu söylemek isterim: Bugün burada vereceğimiz karar bir öğrencinin okuluna devam edip edemeyeceğini, bir annenin gözyaşıyla, bir babanın gururla gülüp gülemeyeceğini belirleyecektir. Bir önceki önergeyi kabul etmediniz. Gelin, bu önergeyi birlikte destekleyelim çünkü bu mesele partilerüstüdür, bu mesele hepimizin evladının meselesidir. Gençlerimizin geleceği ülkemizin geleceğidir diyor, yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)