GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:04.11.2025

AŞKIN GENÇ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz teklifin 5'inci maddesi 2252 sayılı Kültür Bakanlığı Döner Sermaye Kanunu'nda değişiklik yaparak Bakanlığa bağlı Döner Sermaye İşletmesinin gelir kaynaklarına isim hakkı, sponsorluk ve destek gelirlerini eklemektedir. Kültür politikalarının finansmanı açısından sıradan görünen bu değişiklik aslında kamu kaynaklarının yönetiminde denetim zafiyetini yasallaştırma tehlikesi taşımaktadır. Sayıştayın 2024 yılı Denetim Raporu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı döner sermaye işletmeleriyle ilgili çok açık bir bulgu vardır. Rapora göre, Bakanlığa bağlı birimlerce yapılan tahsislerde tahsise ilişkin sözleşmelerin kontrol edilmediği, tahsis ücretlerinin hangi tahsise ait olduğunun tespit edilmeden gelir kaydedildiği, tahsis işlemlerinin yönergeye uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmediği ve en önemlisi de gelirlerin takibine yönelik bir sistem dahi kurulmadığı ne yazık ki belirtilmiştir. Yani ortada şeffaflığı kaybolmuş, hesap verilebilirliği zayıf bir gelir yönetimi vardır. Bu tabloya rağmen şimdi "İsim hakkı ve sponsorluk gibi kalemleri ekleyerek gelir çeşidini artırıyoruz." deniliyor. Oysa bu düzenleme Sayıştayın uyardığı yapısal sorunlara çözüm üretmek yerine yeni kaynakları aynı denetimsiz mekanizmaya dâhil etmektedir. Sayıştay aynı raporda, Döner Sermaye İşletmesinin 2024 yılı net zararının 2 milyar 784 milyon TL olduğunu açıklamıştır. Bu tablo Bakanlığın döner sermaye sisteminin ekonomik sürdürülebilirliğini yitirdiğini, yapılan tahsislerin ise kamusal fayda yerine kontrolsüz gelir aktarımına dönüştüğünü göstermektedir. Hâl böyleyken isim hakkını, sponsorluk gelirini döner sermaye kapsamına almak bu denetimsiz yapıya reklam ve pazarlama ekonomisini eklemektedir. Buradan soruyorum: Kültürel mirasımız müzelerimiz, ören yerlerimiz sponsor panosuna mı dönüşecek? Toplumun ortak değerleri Bakanlığın zararını kapatmak için pazarlanabilir bir meta hâline mi getirilecektir? Sayın milletvekilleri, kültürel alanlardan gelir elde etmek onları ticarileştirmek değildir. Kültür ve sanat alanı reklam değil kamusal bilinç alanıdır. Devletin görevi bu alanları gelir kaynağına çevirmek değil kamusal hizmet olarak sürdürmektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu teklifin bütünü teknik düzenlemelerin ötesinde açık bir siyasal niyeti de beraberinde taşımaktadır. (CHP sıralarından alkışlar) Yerel yönetimleri, özellikle de Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri ekonomik, idari ve kültürel olarak kuşatma altına almak... Yerel seçimlerde milletin iradesiyle belediyelerin yüzde 65'ini kazanarak birinci parti çıkmamızı sindiremeyen iktidar önce "tasarruf tedbirleri" adı altında belediyelerimizin hareket alanını daralttı, şimdi de bu kanun teklifiyle belediyelerin mülkiyetinde veya yönetiminde bulunan kültürel alanlara el koymanın yasal altyapısını hazırlıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi, yıllarca ihmal edilmiş tarihî mekânları kamucu bir anlayışla yeniden topluma kazandıran sosyal demokrat belediyecilik örnekleri iktidarı ne yazık ki rahatsız etmektedir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun, Mahir Polat gibi liyakatli bürokratların emeğiyle atıl durumdaki yapılar halkın kültür merkezi, gençlerin etkinlik alanı, bilimin ve sanatın mekânı hâline getirilmiştir. İktidar şimdi bu alanlara "mazbut vakıf" etiketi yapıştırıp tabiri caizse o kamusal kazanımlara çökmek istemektedir. Yani mesele yalnızca bir mülkiyet düzenlemesi değildir. Kültürel alanları da belediyeleri de tek merkezli bir anlayışa teslim etmek isteyen bir iktidar ile o alanları halkın hizmetine sunan kamucu belediyecilik anlayışı karşı karşıyadır. Bu yasa bir anlamda yerel başarının cezalandırılması yasasıdır. Seçimle alınamayan belediyeler bürokratik yolla etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. İktidar, halkın sandıkta CHP'ye verdiği yetkiyi yasal manevralarla geri almaya kalkmaktadır. Bu düzenlemeyle belediyelerin elinden yalnızca taşınmazlar değil iradeleri de alınmaktadır. Kültürel mirasın idaresi belediyelerin değil Vakıflar Genel Müdürlüğünün bünyesine devredilmekte, yerel halkın söz hakkı fiilen sıfırlanmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Genç, lütfen tamamlayın.

AŞKIN GENÇ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, unutmayalım, cumhuriyetin kültür politikası merkezden değil yerelden filizlenmiştir. Halkevleri, köy enstitüleri, belediye tiyatroları, yerel müzeler bu anlayışın ürünüdür. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün bu yasa teklifiyle o miras tersine çevrilmek isteniyor. Kamunun değil merkezî idarenin menfaati gözetiliyor. Bu teklif yalnızca belediyelerimizi değil yerel demokrasiyi de hedef almaktadır. Bu nedenle diyoruz ki bu yasa teklifinin amacı kamusal fayda değil siyasi tahakkümdür. Bu düzenleme kültürü korumaz, tekelleştirir.

Bu anlayışla hem 5'inci maddeye hem de teklifin bütününe ret oyu vereceğimizi ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)