GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:12
Tarih:04.11.2025

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizleri izleyen değerli halklarımızı ve cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulan bütün arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Bugün 4 Kasım, bundan dokuz yıl önce siyasi bir darbeye uyandığımız günün yıl dönümü. Aradan geçen zaman sadece demokratik siyasete değil ülkenin hukuk anlayışından insan haklarına birçok alanda gerilemesine neden oldu. Daha dün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sayın Selahattin Demirtaş'la ilgili kesin kararını verdi, bu da artık Sayın Demirtaş'ın bir dakika dahi içeride tutulmaması gerektiği anlamına geliyor. Dışarıda çözümü konuşurken içeride demokratik siyaseti yargılamak tamamen tutarsızlıktır. Dolayısıyla vakit kaybetmeden, bir an önce başta Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş olmak üzere Kobane kumpas davasında yargılanan bütün arkadaşlarımız derhâl serbest bırakılmalıdır.

Değerli arkadaşlar, bugün burada görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin ilgili maddesi görünürde idari bir düzenleme gibi sunulsa da özünde yurttaşın özel hayatını, kişisel verilerini ve mahremiyetini doğrudan hedef alan tehlikeli bir gözetim maddesidir. Bu maddeyle, konaklama tesisleri, marinalar ve işletmeler "anlık veri iletimi" adı altında, konaklayan her bir yurttaşın bilgilerini kolluk sistemine aktarmakla yükümlü kılınıyor; üstelik bunu yapmayanlara kademeli cezalar ve sonunda ruhsat iptali öngörülüyor yani bir otel sahibi yurttaşın hakkını korumaya kalkarsa işini kaybedecek. Bu, açıkça bir fişleme düzenlemesidir. Bu, güvenlik bahanesiyle yurttaşı potansiyel suçlu gören bir anlayıştır ve bu anlayış kişisel verilerin korunması ilkesine, Anayasa’nın 20'nci maddesine hatta insan hakları hukukunun özüne açıkça aykırıdır.

Bakın, burada "veri" dediğimiz şey kuru bir sayıdan ibaret değildir; bu veriler hepimizin kimliği, adresi, hareket bilgisi, aile yapısı, inançları ve alışkanlıkları demektir. Bir devletin yurttaşını koruması gereken şey bu verilerdir ama bu iktidar tam tersine, yurttaşı gözetliyor, denetliyor ve kontrol ediyor. Buradan soruyoruz: Bu veriyi kim toplayacak, kim işleyecek; ne kadar süreyle saklayacak, hangi bağımsız denetime tabi olacak? Cevap ortada: Hiçbiri. Çünkü bu sistemin tek merkezi, tek denetleyicisi ve tek faydalananı saraydır.

Değerli milletvekilleri, biz biliyoruz ki kişisel veri toplamak bazen bir kamu güvenliği meselesidir. Evet ama veri toplamak, bireyi gözetleyen değil bireyin hakkını koruyan bir perspektifle yapılır. Toplanan veriler halkın kişisel yaşamını tehdit eden bir yerden değil tam tersine, bunu koruyan bir yerden bakılarak ele alınmalıdır. Hatırlayalım, geçtiğimiz yıl milyonlarca yurttaşın tüm kimlik bilgileri, verileri internete sızdırıldı yani bu ülkede yaşayan herkesin kişisel bilgileri satıldı, paylaşıldı; kim bilir kimlerin eline geçti! Bilgi Teknolojileri Kurumu bu skandalı gizleyemedi, Ulaştırma Bakanı da doğru olduğunu itiraf etti maalesef. Kendi yurttaşlarının verisini koruyamayan bir iktidar hangi hakla onlardan anlık veri istiyor!

Bu ülkenin milyonlarca yurttaşının verileri çalınırken "Önleyemedik." diyenler bugün konaklama tesislerini denetleyerek fişleme görevine soyunuyor. Bu, çelişki değil bir niyet beyanıdır. Bu maddeyle amaçlanan kamu güvenliği değildir; toplumu sindirmek, izlemek, kontrol altında tutmaktır. Kısacası, bu teklifin 4'üncü maddesi bir güvenlik maddesi değil bir gözetim maddesidir. Bu madde hukuken değil keyfiyetin ürünüdür, bu madde 21'inci yüzyılda inşa edilmeye çalışılan dijital gözetimin bir devamıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Devamla) - Teşekkürler.

En ufak bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan ve gelen her farklı sesi yargı ve kolluk eliyle bastırmayı kendine yol edinmiş bir anlayışın insanların kişisel verilerini onların yararına kullanmayacağı gün gibi ortadadır. Bu hâliyle, bizler, söz konusu yasa teklifinin yasalaşmasını hem demokratik dengeye hem kültürel özerkliğe hem özel hayatın gizliliğine hem de kamu yararına aykırı buluyoruz.

Değerli milletvekilleri, bugün bu Mecliste eğer hâlâ "kişisel veri" ve "özel hayat" kavramlarının bir anlamı varsa bu madde reddedilmelidir diyor, bu Meclisin halkın gözetlendiği değil halkın korunduğu bir ülkenin teminatı olması gerekir diyor, Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)