| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 04.11.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Teşekkürler.
Değerli milletvekilleri, yine bir ölüm üzerinden konuşmak zorunda kalıyoruz burada. Ne yazık ki AKP iktidarı tüm toplumu enkaz altında bırakıyor. Gebze ilçesinde 7 katlı binada, çok dar bir taban alanı üzerinden yükselen bu binada anne, baba, 2 çocuk molozların altında kalarak yaşamını yitirdi. En az ardında kalan aile bireyleri kadar canımızın yanması lazım çünkü bu Meclis sorumlu bu ölümlerden. Niye Meclis sorumlu, biraz sonra açıklayacağım. "Bilinmeyen bir nedenle." denildi, oysa çok iyi biliyoruz. Sonradan açığa çıktı ki -demin dediğim gibi- imar açısından problemli, metro inşaat alanında ve metro inşaatının yapıldığı alanda şu anda 250 kişi "Evler başımıza çökecek." diye başka mekânlarda yaşamak zorunda bırakıldı. Peki, bu bina çökmeleri tek mi? Hayır, Gebze'de oldu, İstanbul Küçükçekmece, Diyarbakır, Trabzon, Şırnak; üst üste binalar vatandaşların üzerine çöküyor. En vahimini 6 Şubatta yaşadık biliyorsunuz. 6 Şubatta 50 binden fazla kişi molozların arasında yaşamını yitirdi, 107 binden fazla kişi yaralandı, 600 bini aşkın bina çöktü ve meslek odaları, mühendisler dediler ki: "Yüzde 70'inde yapısal kusur, kaçak kat, denetimsizlik sonucu yıkıldı bu binalar, deprem nedeniyle değil." Peki, bu nedir? Dolayısıyla sorun böyle tesadüfi binaların çökmesi, kişisel hatalar falan değil çürütülmüş bir yapı üretim rejimidir, sorun yapısaldır.
Gebze'deki bina 2012'de yapılmış. 2012 çok özel bir tarih. Nedir biliyor musunuz 2012? AKP'nin inşaata dayalı kalkınma masalıyla, inşaatla büyüme stratejisinin en parlak dönemiydi. Kamu kaynakları TOKİ aracılığıyla betona gömüldü, kentler rant alanına çevrildi. İnşaat sektörü bir siyasi sadakat dağıtım ağıyla merkeze yerleşti. Her ruhsat bir daire değil bir çıkar ilişkisinin sembolü oldu. Denetim mekanizmaları sermayenin önünde engel sayıldı. Sermayenin önündeki engeller insanların yaşamı pahasına tek tek kaldırıldı . Meslek odalarının, mühendislerin uyarıları ise ya göz ardı edildi ya suç sayıldı ve 2012'de iki kritik yasayı ne yazık ki biz bu Mecliste engelleyemedik. Neydi onlar? Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi. Bir başkası neydi? Planlama ve ruhsat denetiminin merkezî idareye alınarak yerel yönetimlerin denetim hakkının yok edilmesiydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Saki, lütfen tamamlayın.
ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Dolayısıyla bu iktidarın konut projeleri diye önümüze koyduğu her bir proje yeni çökmeler, yeni molozlar altında, enkazları da bize gösteriyor.
Bakın, çok yakın bir zamanda aynı şeyi yaşayabiliriz. Nerede? Çorum'un Sungurlu ilçesi Karakaya köyünde. Köyün burnunun dibine, 50 metre mesafeye 3,5 milyon ton taşın çıkarılacağı taş ocağı yapılmaya çalışılıyor. Köylüler direniyor, ben gittim köyü gördüm. Patlamalardan hasar görenler var, daha başlamadan patlamaları yapmaya başlamışlar inşaat şirketleri. Çelikler Holding orada jandarma eşliğinde şu anda köylülerin yaşamını tehdit altına almış vaziyette. Dolayısıyla buradan direnen Karakaya köylülerine de hem selamlarımızı gönderiyorum hem de gelin, yeni katliamlar, yeni çökmeler olmasın diye bunu durduralım diyorum.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)