GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:11
Tarih:23.10.2025

MEHMET AŞILA (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi, saygı, muhabbetle selamlıyorum.

Tabii, sözlerime başlarken iktidar partisi koltuklarında oturan arkadaşlarıma seslenerek başlamak istiyordum ama ben yine de sesleneyim: Kardeşlerim, biz sizin hasmınız değiliz, düşmanınız hiç değiliz; biz duymak istemediğiniz acı gerçekleri tekrar tekrar size hatırlatan gerçek dostlarınız, şimdi de öyle yapacağız. Vakıflar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni bir anda Meclise getirdiniz. Vakıflar Genel Müdürlüğünün yanı sıra belediyeler ve kamu kurumlarının mülkiyetinde olan vakıf kökenli taşınmazları bu kanun teklifiyle uhdenize almayı amaçlıyorsunuz, biliyoruz. Cumhurbaşkanının hiçbir kuruma iş ve yetki bırakmamaya yemin etme düzenlemeleri bunlar. Yavaş yavaş bütün devlet kurumlarının, bakanlıkların, hatta kamu bankalarının, şirketlerin yönetimini üzerine alıp ülkeyi bir devlet gibi değil de şirket gibi yönetmeyi şiar edinmiş bir anlayışla karşı karşıyayız ama bu kurumları, şirketleri iyi yönetmek, rehabilite etmek, kârlı hâle getirmek ve üretim için değil de içini boşaltıp belli gruplara rant sağlamak için olduğunu da gözden kaçırmıyoruz. Ne hikmetse bu yerler hep rantın ve paranın olduğu yerler oluyor.

Şimdi, tüm bunlar yetmemiş olacak ki kadim geleneğimizin en önemli unsuru vakıflara sıra gelmiş. Vakıflar Genel Müdürlüğünün, taşınmazların ve tüm vakıf mallarının yönetimini üstünüze almak ve bunları yönetmek için kanun çıkarıyorsunuz. Buna gerekçe olarak da vakıf kültür varlıklarının korunmasını gösteriyorsunuz. Bize göre bu, kamu mülkiyetini daraltan ve belediye mülkü olan yapıları kültürel değer bahanesiyle Cumhurbaşkanına devretmekten ibarettir yani İstanbul gibi çok değerli vakıf arazilerinin ve mülklerinin olduğu yerlerde belediyelerden bunları almak istiyorsunuz. Esasen, bu düzenleme yerel yönetimlerin yani muhalif belediyelerin elini kolunu bağlayıp onların iş yapmasını engellemek için yapılıyor tıpkı kamuda tasarruf tedbirlerinde yaptığınız gibi. Her şeyi saraya bağlayacaksak bu kadar bakanlığa, kamu kurumlarına ne gerek var Allah aşkına? Kapatın, gitsin. Sarayda yeterince oda da var, herkesi oraya toplayalım, ne yapacaksanız oradan yapın.

Bu kanun Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçelerine dayanılarak yapılan düzenlemelerde iptal kararlarının tam anlamda karşılanmadığı ve daha önce iptal edilen metinlerde küçük değişiklikler yapılarak tekrardan maddelerin dayatılmasıdır Anayasa Mahkemesinin kararlarında belirtilen yönetimde açıklık, denetim, eşitlik gibi ilkelere aykırılık devam etmektedir. Kanun teklifiyle ilgili idarelere taşınan takdir yetkisinin ölçülülük ilkesine aykırı şekilde genişletilmesi zaten hukuka da aykırıdır. Mülkiyet hakkı ve hukuki güvenlik ilkesine aykırı olarak 4706 sayılı Kanun'un geçici maddesiyle kamu taşınmazları üzerindeki tahsis, irtifak ve kiralama haklarının yeniden kırk dokuz yıla kadar uzatılabilmesi öngörülmüştür. Süre uzatım düzenlemesi eşitlik ve rekabet ilkesi açısından sorun teşkil etmektedir, şöyle ki: Mevcut yatırımcılara avantaj sağlanırken yeni yatırımcıların piyasaya girişi engellenebilir. İdareye tanınan altı ay içinde sonuçlandırma yetkisi ise idarenin subjektif işlemlerine sebebiyet verebilir. Mülkiyet hakkı ve sözleşme serbestisi dikkate alındığında, idarenin sınırsız takdir yetkisi Anayasa’nın 35'inci maddesindeki hukuki güvenlik ilkesine de aykırılık teşkil eder. Vakıflar Kanunu'nda yapılan değişikliklerle kira süresinin beş yıl olarak sabitlenmesi, yönetim gider oranının yüzde 40'a çıkarılması ve noter zorunluluğunun kaldırılması öngörülmüştür. Noter onayının kaldırılması, sözleşme güvenliğine aykırılık teşkil etmekte olup kiralama işlemlerinde de usulsüzlüklere sebebiyet verebilecektir. Millî Saraylar, Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı ve Uludağ Alan Başkanlığına ilişkin düzenlemeler yapılarak kurumlara sınırsız yetki tanınmaktadır. İdarenin subjektif işlemlerine sebebiyet, bu düzenleme nedeniyle hukuk devleti ilkesine aykırılığa sebebiyet verileceği de unutulmamalıdır.

Sonuç olarak, bu kanun teklifinin tek amacı Cumhurbaşkanına yeni rantlar için yetki verme yasasıdır. Gerçekten burada vatandaş yoktur, ülke yoktur; İklim Kanunu, Maden Yasası'nda olduğu gibi vicdan ve izan da yoktur, gelecek ve umut da yoktur; sadece yeni rantlar ve peşkeşlere giden yollar vardır. Bu doğru değildir, onun için de desteklememiz de mümkün değildir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)