| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 23.10.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, çocukluk tanımının değiştirilmesi ve çocuk oluşlarının, çocuk haklarının ellerinden alınmasıyla karşı karşıya olan sevgili çocuklar; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bugün grubum tarafından verilen önergenin mahiyetinin anlaşılmasını çok önemli buluyorum çünkü bugün konumuz çocuklar, çocukların bugünü, çocukların yarını ve dolayısıyla tüm Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir mesele olması itibarıyla oldukça önemli bir gündem.
Bu Parlamento altında -az önce de verilen önergede- çocuklara ilişkin pek çok kritik gündemi aslında hep birlikte ele aldık. Kendi adıma söyleyebilirim ki defalarca kez söz aldım ve çocuklara ilişkin meselelerde toplumu ilgilendiren rolü aktararak acil durum alarmının çoktan çaldığının ve toplumsal bir çürümeyle karşı karşıya olduğumuzun altını defalarca çizdik. Örnek vermek gerekirse, çocuklarda bağımlılık yaşının düştüğünü, okul terk oranlarının arttığını, yoksulluğun çocukların bugününü ve yarınını geri dönülemez bir şekilde etkilediğini, çocukların geleceksizleştirildiğini ve çocukların kimliksizleştirildiğini, temel gıdaya dahi erişemediğini, çocukların işçileştirildiğini, iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiğini, her yerin suç mahalli olduğunu ve istismar vakalarının her gün arttığını saatlerce konuştuk. Peki, değişen, dönüşen bir politikaya şahitlik ettik mi? Çocukların durumlarında değişim, sorunlarında azalma oldu mu? Hayır, hiçbiri olmadı. Bu durumun toplumsal çöküşe sebep olacağını ifade ettik ve ne yazık ki o çöküş bugün adım adım geliyor, o çöküş bugün kapıda. İstismar edenin çocuk olduğu, istismara uğrayan çocuk olduğu bir denklemin içerisindeyiz. Ölenin çocuk olduğu, öldürenin çocuk olduğu bir denklemin içerisindeyiz ve ne yazık ki, tüm önlemlerinin alınması çağrılarımıza hiçbir şekilde karşılık bulmadık. Az önceki öneride de görüldüğü gibi çocukların beslenme yetersizliğine ilişkin açılan konuya bile burada siyasi cevaplar verildi ve şu anda, karşımızda yeni bir mesele var, o da "yeni nesil çeteleşme" olarak adlandırılan küresel bir problemle karşı karşıyayız. Bu tartışmalar sürüyor. Tartışmaların sürmesi iyi bir şey ama tartışmalar bizi doğruya götürmüyor çünkü on birinci yargı paketinde de ortaya çıktı ki sizin suçla değil çocuklarla mücadele etmeye niyetiniz var, sizin nedenlerle değil sonuçlarla mücadele etmeye niyetiniz var ve ne yazık ki, rüşdünü işe yaramazlıkla ispat etmiş tekniklerle bunu yapmaya çalışıyorsunuz fakat sizin çocuklarla değil suçla mücadele etmeniz lazım, sizin sonuçlarla değil, kök nedenlerle ilgilenmeniz lazım ve çok boyutlu bir mücadelenin benimsenmesi gerekiyor. Aynı zamanda, çocuk ve suç ilişkisi sadece Adalet Bakanlığına bırakılacak bir mesele değil multidisipliner bir meseledir; eğitim Bakanlığından sağlık Bakanlığına, İçişleri Bakanlığından Aile Bakanlığına kadar bütün kurumlar bu meseleye çok boyutlu bir şekilde yaklaşmalıdır. Bir çocuk kanunla ihtilaflı hâle geldiğinde ilk sorumluluğun devlette olduğu bilgisi unutulmamalıdır. Devletin çocuğu suçtan korumak gibi bir yükümlülüğünün olduğunu da her fırsatta aklımıza getirmeliyiz. Bunu yapmayan devletin faturayı çocuğa kesmesini de asla kabul edemeyiz. Sadece sanık odaklı ceza verme motivasyonlu paradigma sorunun kök nedenlerini, mülksüzleştirmeyi, eğitimden koparmayı, yoksulluğu görünmez kılmak istiyor ve "on birinci yargı paketi" adı verilen disipline etme aracı niteliğinde teklif de tam olarak bunu amaçlıyor. Sömürü odaklı emek rejimi nasıl ki çocukları yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitliyorsa bugün de adalet sistemi yine yetişkinleri çocuklarla çarpık bir şekilde eşitlenmenin hedefi içerisinde. Aynı zamanda biz bununla sınırlı kalmayacağını da biliyoruz. Nasıl emek sistemi içerisinde çocuklar yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitleniyorsa, bugün nasıl adalet sistemi içerisinde çocuklar yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitleniyorsa yarın eğitim sistemi içerisinde de çocuklar yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitlenecek, çocuk evliliği sisteminde de çocuklar yine yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitlenecek. Bu açık bir şekilde çocukları çocukluktan düşürme, çocukları çocukluktan çıkarma girişimidir ve bunu asla kabul etmiyoruz. Haftalardır 160 kurum, LGBTİ örgütleri, kadın örgütleri, ebeveyn inisiyatifleri olmak üzere bu yasanın getireceği tehlikeleri, bu yasanın Meclise geldiğinde olası senaryoları ve topluma yansımalarını aktarıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bizler DEM PARTİ Çocuk Komisyonu olarak yakın zamanda yapmış olduğumuz çalıştayımızda koruma, önleme ve onarma 3'lüsünü yan yana inşa etmeden, çocukları kanunla ihtilaflı bir hâle alı koymadan bunu yapamayacağımızı ifade ediyoruz. Yeni Zelanda'dan Almanya'ya, Finlandiya'ya kadar birçok örnek mağduru güçlendiren, çocuğa sorumluluk bilinci kazandıran ve toplumu iyileşme sürecine dâhil eden modellerin yeniden suç oranlarını önemli oranda azalttığını gösteriyor ama bu durakları inşa etmek yerine bizler çocukları daha fazla kapatmak istiyoruz fakat çocukları kapatarak suçla mücadele edemeyeceğimizin altını çizmek istiyorum. Dünyadaki oranlar da böyle, kapatılan çocuklar oradan suçsuz bireyler, rehabilite olmuş bireyler olarak değil daha fazla suçu öğrenmiş, suçta profesyonelleşmiş ve suç bağlantıları edinmiş olarak resmen mezun oluyorlar diyerek Genel Kurulu saygıyla selamlayayım.
Teşekkür ederim. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)