| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 23.10.2025 |
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Bugün, geçtiğimiz sene yapılan hain saldırının yıl dönümü, TUSAŞ saldırısının. Cengiz Coşkun, Atakan Şahin Erdoğan, Zahide Güçlü Ekici, Hasan Hüseyin Canbaz ve Murat Arslan... Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor ve bu hain saldırıyı, bu alçak saldırıyı bir kez daha kınıyorum.
Bugün, aynı zamanda 23 Ekim 2011 Van'daki depremin de yıl dönümü. Van'da yakınlarını kaybeden acılı ailelere bir kez daha sabır diliyor, hayatlarını kaybetmiş olanlara da Allah'tan rahmet diliyoruz.
23 Ekim 1991 ve 1997 tarihleri arasında -bugün yıl dönümü- tam 30 şehidimiz var. Adnan Ebiş, Ahmet Kırgan, Ali Balak Allahverdi Mengütay sadece bunlardan birileri. Aynı terör örgütü tarafından şehit edilmiş 30 askerimize de Allah'tan rahmet diliyoruz.
Önümüzdeki hafta 29 Ekim, cumhuriyetimizin 102'nci yılı. Cumhuriyet, toplumu, insanımızı güvenli bir şekilde, kendi haklarını kullanabilecek bir şekilde, demokrasiyi tam yaşatabileceği bir şekilde eğer uygulatabilirsek bir anlam kazanacaktır. Biz, inşallah sonuna kadar cumhuriyetimizin ayakta kalması için çaba göstereceğiz. O ay ve yıldızı, o hilali ve yıldızı, o beyaz ve kırmızıyı her daim parlatacağız, her daim yaşatacağız. Cumhuriyet Bayramı'nız şimdiden kutlu olsun.
Dedim ya, cumhuriyet, insanımızı sağlıklı, güvenli yaşatabilmektir aynı zamanda ama maalesef bugünlerde peş peşe yaşadığımız acılar bizi endişeye, tereddüde sevk ediyor. Toplum güvenlik konusunda ciddi endişeler içerisinde, özellikle büyük kentlerde, metropollerde. İşte geçtiğimiz günlerde Ahmet Minguzzi davası sonuçlandı; kamu vicdanı rahatsız oldu ve bu sonuçtan hiçbir şekilde memnuniyet duymadı. Hakan Çakır da geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmiş bir başka gencimiz. Serdar Öktem, İstanbul'un göbeğinde, orta yerinde öldürülen bir avukat ki öldürenlerin ve faillerin bir kısmı 18 yaşın altında. Hasret Akkuzu... Bu, tam bir skandal. Cezaevi firarisi, 2001 yılında, 17 yaşında, 4 kişiyi öldürmüş; daha sonra çıkıyor, 2016 yılında serbest kalıyor, serbest kaldığı gün 1 kişiyi öldürüyor, tekrar cezaevine giriyor ve ardından da açık cezaevinden izinli olarak çıktığında 17 yaşındaki Hasret Akkuzu'yu katlediyor.
Arkadaşlar, burada bir sıkıntı var. Toplumun bütün bu hadiselerden sonra ciddi tereddüt, endişe ve korku yaşaması son derece normal ve anlaşılabilir. Oranlara baktığınız zaman, rakamlar da çok yüksek ve günden güne artıyor. Bunu konuşmamız lazım; zira, adalet mekanizması kamu vicdanını rahat ettirmiyor; öyle olunca, kurumlara, devlete olan inanç da beraberinde azalıyor.
Bakın, bu Minguzzi konusunu bile, gündemde tutuluyor diye eleştiren kesimler var. Şöyle sakat bir kafa var; bu konuları yani bu cinayetleri ya failin kimliği ya da kurbanın kimliği üzerinden konuşmaya, anlatmaya, tartışmaya meyilli sakat bir zihniyet var. Bu bambaşka, daha büyük belaları ve yaraları peşinde getirecek -tekrar söylüyorum, altını çizerek vurguluyorum- sakat bir yaklaşımdır. Ya, evladını kaybetmiş, kaybettiği evladının mezarı tahrip edilmiş; kendisine adice, alçakça tehditlerde bulunulmuş; katiller cezaevinden birbirlerine mektup atmış "Bunu da yatarız, çıkarız." diye, sonra da bu konu gündemde tutuldu diye bundan rahatsızlık duyan insanlar var. Tabii ki kamu vicdanı bu konuyu gündemde tutacak, tabii ki bunu tartışacak. Bunun derinlemesine incelenmesi lazım, bunun derinlemesine konuşulması lazım. Bakın, mahalle mahalle çeteleşmeyle biz karşı karşıyayız ve maalesef, az önce örneğini verdim, cezaevine giren ıslah olmadan çıkıyor, cezaevine giren çıktığı gün tekrar suç işliyor, yüzde 40 yani cezaevine girip çıktığında tekrar suç işleyenlerin oranı yüzde 40 yani her 2 mahkûmdan 1'i tekrar suç işliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bu gençler, bu çocuk yaştaki gençler şöyle bir psikoloji içerisinde: Zaten geleceklerle ilgili umutları, ümitleri yok, zaten heba olmuş bir geleceğe baktıkları için cezaevinde yatmayı da âdeta bir ödül görüyorlar, bu işi oyun zannediyorlar ve bunun sayısı her geçen gün artıyor. Bakın, sonra ne geliyor biliyor musunuz: Yani sistemden çözüm göremeyeceğine inananlar bugün sosyal medyada işte El Salvador'daki gibi birtakım çözüm önerileriyle beraber geliyorlar. Bizim bunu bütün detaylarıyla, sosyolojik boyutlarıyla, adalet boyutuyla, içişleri boyutuyla her boyutuyla ele almamız ve bununla ilgili bugünden tedbir geliştirmemiz lazım; aksi takdirde yaşayacağımız trajedi çok daha büyük olacak, siyasetin gündemine muhakkak dâhil etmemiz gerekiyor.
Dün ben bütçeyle ilgili de birkaç kelime söylemiştim, bugün bir kez daha tekrarlayayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bu bütçe yürütmenin bütçesidir, dolayısıyla bu bütçe Sayın Cumhurbaşkanının bütçesidir ve bu bütçeyle ilgili önümüzdeki süreçte şu soruların cevap bulması lazım: Öyle bir bütçe yapıyorsunuz ki enflasyonla mücadele ortamında kamu giderlerini yüzde 29 artırıyorsunuz, sonra da yüzde 16 enflasyondan bahsediyorsunuz. Bu bütçeyi yapanlar gelip burada 5 milyon çocuk niye bu ülkede aç anlatması lazım, 2 milyon çocuk niye oyuncak sahibi bile olamıyor; onu anlatması lazım. 3 milyon çocuğun neden ikinci bir çift ayakkabısı yok, bu bütçeyi yapanların gelip burada bunu gözümüzün içine baka baka anlatması lazım. Bu bütçeyi yapanlar "Faiz sebep, enflasyon sonuç." deyip Türkiye'yi dünyanın en büyük enflasyonuna ve en yüksek faizine nasıl mahkûm ettiklerini anlatmaları lazım. Enflasyonla mücadele üç ayaklı olur.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Son cümlem.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, son dakika.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Para politikası, maliye politikası ve yapısal reform. Para politikası dışında enflasyonla mücadele konusunda tek bir adım atıldığını gördünüz mü? Yapısal reform, bir tane yapısal reformdan bahsedin bana ya da kamu maliyesiyle ilgili bir adım atıldığından bahsedin. Hem kamu gideri olarak yüzde 29 vereceksiniz, asgari ücret olunca da yüzde 16 enflasyon tahminî üzerinden hareket edeceksiniz. Bu bütçe tükenmişlik bütçesidir. Bu tükenmişlik bütçesini yapanlar da bu Meclise gelip milletvekillerinin, dolayısıyla milletin gözünün içine baka baka hesabını vermek zorundadır diyorum, saygılar sunuyorum.