GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:11
Tarih:23.10.2025

MEHMET KARAMAN (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında bizleri izleyen muhterem kardeşlerim; bugün, Karadeniz'in incisi, Millî Mücadele'nin ilk adımı, üretimin şehri Samsun'un sorunlarını dile getirmek istiyorum.

Muhterem milletvekilleri, millî egemenliğin bir gereği olarak yalnızca seçilmiş olduğumuz şehirlerin değil, aziz vatanımızın her karışının temsilcisi ve hizmetkârıyız. Meclisin tatil olduğu dönemde Samsun'la birlikte 11 ilimize gittim, milletimizin dertlerini dinledim. Ülkemizin her ilinde farklı dertler bulunmakta, dertlerin büyük kısmı ise ortak. Yoksulluk, yolsuzluk, suç oranları, aile, sosyal eşitsizlik, maneviyat, şehir kimliği vesaire liste uzuyor. Kıymetli arkadaşlar, şehir sadece beton, asfalt ve binalardan ibaret değildir. Şehir insanın ruhudur, ahlakıdır, emeğidir. Şehir kul hakkını gözeten bir idarenin aynasıdır ancak bugün Samsun'un aynasına baktığımızda bu ruhun zedelendiğini, bu vicdanın örselendiğini görmekteyiz. Bakınız, Samsun'un ruhu, canı olan gençlerimiz bugün işsizliğin, umutsuzluğun ve bağımlılığın kıskacındadır. TÜİK verilerine göre yaklaşık 100 bin gencimiz ne eğitimde ne de istihdamdadır. Bu tablo sadece bir ekonomik veri değil, Samsun özelinde bir toplumsal çöküntünün sinyalidir.

Kıymetli arkadaşlar, gençlerimizin enerjisini üretime, spora, bilime yönlendireceğimiz yerde onları kahve köşelerine, sanal dünyalara mahkûm ettik. Gençliğin kaybolması bir bireyin değil, bir milletin kaybıdır. Unutmayalım, bir toplumun geleceği gençlerinin yönünü nereye çevirdiğiyle ölçülür.

Diğer bir sorun, Samsun'un sokaklarında, parklarında, hatta okul çevrelerinde uyuşturucu belası. Bu sadece bir şehrin güvenlik problemi değildir. Bu mesele nesil emniyeti meselesidir. Uyuşturucuyla mücadele yalnızca emniyetin değil, ailelerin, camilerin, okulların, yerel yönetimlerin ortak vazifesidir. Müftülük, sağlık müdürlüğü, emniyet ve belediyelerin, muhtarların STK'lerin bir araya geldiği Bağımlılıkla Mücadele Koordinasyon Kurulu adı altında hepimizin görevidir. Bu, insan onurunu ve neslin geleceğini koruma meselesidir yani doğrudan kul hakkıdır.

Değerli milletvekilleri, Samsun halkı bugün trafik çilesiyle boğuşmaktadır. Samsunlular lojistik trafiğinin şehir merkezinden geçtiği, raylı sistemin yetersiz kaldığı, toplu taşıma planlama eksikliğinin her gün vatandaşa çile olarak döndüğü bir düzende yaşamaya mecbur bırakılıyor. İnsanı ve aileyi merkeze almayan hiçbir şehir planlaması insana huzur vermez. Ülke geleneğindeki önemli ortak bir sorun da muhtarlık müessesesi. Mahalle muhtarları yerelin vicdanıdır, mevcut sistemde muhtarlarımızın yetkileri yetersizdir. Belediye meclislerinde, kent konseylerinde, karar masalarında yer bulamıyorlarsa bu yönetim anlayışı ortak akıl değil, tek akıldır. Muhtarlar kamu görevi yürütmesine rağmen diğer kamu görevlileri gibi ücretli yıllık izin olmazsa, münferit bir ödeneği bulunmazsa kamu görevini nasıl yürütsünler? Mahalli seçimlerde muhtarlarımıza verilen bazı sözler var, bunlar tutulmalı ve hak ettikleri düzenlemeler yapılmalıdır, ekonomik tablo da iç açıcı değildir. Genç işsizliği artmakta, üretimde kopuş derinleşmektedir. İnsanımız sadaka değil, alın teriyle kazanacağı onurlu bir geçim arzulamaktadır ancak mevcut sistem insanı üretimden uzaklaştırıp bağımlı hâle getirmektedir. Oysa Millî Görüş "Yaşanabilir Bir Türkiye" derken üretim ekonomisini, alın terini, adil paylaşımı esas almıştır. Belediyeler sosyal yardımı değil, üretimi önceleyen kalkınma merkezleri hâline gelmelidirler. Bu imkânlar ise yandaşlara değil, tüm vatandaşlara eşit paylaştırılmalıdır. Çalışma ibadettir, üretim adaletin tezahürüdür.

Kıymetli milletvekilleri, kentsel dönüşüm adı altında yapılan uygulamalar da bir başka adaletsizliği doğurmaktadır. Mahalleler yıkılıyor, insanlar yerinden ediliyor, komşuluk kültürü siliniyor. Yüksek binalar dikiliyor ama insan onuru gölgede kalıyor. Kentsel dönüşüm rantın değil, adaletin ve güvenliğin aracı olmalıdır. Yatay mimari, yerinde dönüşüm ve afet güvenliği insan odaklı şehircilik anlayışının temelidir. İmar rantı da Samsun halkının vicdanını yaralamaktadır. İmar uygulamaları kamu yararından uzak, belirli kişi ve grupların çıkarına hizmet eder hâle gelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET KARAMAN (Devamla) - "Adalet mülkün temelidir." diyor ama imarda adalet kalmamışsa o mülk de o şehir de yıkılır. İmar kararları şeffaf biçimde dijital platformlarda ilan edilmeli, halkın denetimine açılmalıdır. Vatandaşın hakkını gasbeden imar düzeni kul hakkına tecavüzdür. Samsun bereketli ovalarıyla Karadeniz'in ambarıdır ancak köylü üretemiyor, çiftçi geçinemiyor, gençler tarımdan kopuyor, köyler yaşlanıyor. Tarım bir geçim değil, bir medeniyet meselesidir, üretimden kopan bir şehir kimliğinden kopar. Belediyeler, kentsel tarım kuşakları, üretici pazarları ve genç çiftçi fonlarıyla köylüyü yeniden ayağa kaldırmalıdır. Bizler şehre emanet gözüyle bakarız. Bizim ölçümüz rant değil, kul hakkıdır. Şehirdeki her yol, her bina, her yatırım adaletin ve hakkaniyetin terazisinde tartılmalıdır. Samsun'un sorunları teknik değil, ahlaki bir krizin yansımalarıdır. Çözüm ise yalnızca beton dökerek değil, vicdani ve ahlaki aklı hâkim kılarak olur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET KARAMAN (Devamla) - Bir şehir akılla kurulur ama adaletle yaşar, ahlakla yükselir. Samsun ortak aklın ve ahlaki yönetimin şehri olmalıdır.

Teşekkür ediyorum.