Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 10 |
Tarih: | 22.10.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AKIN (İzmir) - Merhaba, sayın milletvekilleri, Sayın Başkan; evet DEM PARTİ adına herkesi saygıyla selamlıyorum. Ben Meclis önergesiyle ilgili, AKP önergesiyle ilgili değil, daha çok da kendi açımdan ve grubumuz açısından önemli olan bir konuyu sizlerle paylaşmak ve halkımıza buradan seslenmek istiyorum.
10 Ekim günü saat yarım civarında İstanbul Esenyurt'ta Hakan Tosun isimli bir gazeteci katledildi. 10 Ekimden bu yana bu meseleyle ilgili Türkiye'nin her tarafında "Hakan Tosun'a ne oldu?" diye bütün gazeteciler, yurtseverler, yaşam savunucuları bunun peşine düştüler. Hakan Tosun kimdi derseniz, Hakan Tosun son zamanlarda çok yaygın bir şekilde bir katliamla karşı karşıya kaldığımız, ağır tahribatlar yaşadığımız ekoloji mücadelesinin bir parçasıydı. Çok aktif bir şekilde gazeteciydi. Akbelen'de Samandağ'da, İkizdere'de, Kaz Dağları'nda, her yerde bu mücadelenin aktif bir hakikat savunucusuydu. Bilinmeyenleri bildirmek, görünmeyenleri göstermek için mücadele eden bir arkadaşımızdı ancak saat yarım gibi Esenyurt'ta annesinin evine giderken sokakta çeteler tarafından katledildi. Yirmi yedi saat sonra kimliği belli oldu. Ancak kimliği belli olmasının temel sebebi ona sahip çıkan gazeteciler ve onun dostları oldu ve sonrasında, yirmi yedi saat sonrası ülkemizdeki teknolojiyle anında tespit edilebilen insanların kimliği maalesef tespit edilmedi ve polisle beraber öldürenler, iş birliği içerisinde Hakan Tosun'u bir tarz yok etmek istediler. Ancak görüntüler açığa çıktı, çevreden insanlar bilgi verdiler ve sonuç olarak bu durum karşısında kabul etmek zorunda kaldılar. Ancak hâlâ Hakan Tosun adına değerlendirdiğimizde öldürenlerin ikisinin tutuklu olduğu, ancak onun yanında bulunan motorlu vatandaşın hâlâ serbest kaldığı, amcasının ve babasının bizzat bu meseleyi örtbas etmek için yapmış olduğu her şey açığa çıkmasına rağmen tutuklu olmadığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Sokakta can güvenliği yok, insanlarımız sokaklarda yürürken çeşitli çetelerin karşısında saldırıya maruz kalıyorlar ve maalesef bu insanlarımızın hayatına sahip çıkan bir hukuk sistemi, bir güvenlik sistemi yok. Polislerle iş birliği içerisinde olduğu çok belli çünkü bir lokantada babası, amcası polislerle beraber görüşürken video kayıtları var. Bunları aslında biz, polislere rağmen, emniyete rağmen, savcılığa rağmen kendi araştırmacı gazeteci olanaklarımızla biliyor ve görüyoruz. O nedenle her zaman söyledik, tekrar söylüyoruz: Bu ülkede yaşam hakkı ortadan kaldırıldıktan sonra bütün insanlarımızın da geleceği karartılmakla karşı karşıyadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
İBRAHİM AKIN (Devamla) - Biz, Hakan Tosun'un katillerinin ve niçin öldürüldüğünün bir an önce açığa çıkmasını istiyoruz. Ekoloji mücadelesi içerisinde çok aktif olan bu arkadaşımızın belki de sermayenin bir kısım çeteleri tarafından öldürülme ihtimali olduğu gibi başka gerekçeler de olabileceği kanaatleri var. Bu konuyla ilgili özellikle öldürenlerin ailesinin korucu olduğunu, korucu ailesi olduğunu ve bölgede de kendilerinden çok fazla insanların korktuğunu biliyoruz. Çevreye saldıkları korkudan dolayı da insanlar görgü tanıklığı, şahitlik yapmıyorlar. Gittik, yerinde gördük, inceledik, Hakan Tosun'un öldürüldüğü yerde basın açıklaması yaptık ve hâlâ oradaki karanfiller duruyor. O nedenle ben bütün yurttaşlara sesleniyorum: Görenler, bilenler, bu konuya tanıklık edenler, yarın sizin başınıza gelebilir. Bu ülkenin insanlarının sokakta öldürülmesini, gazetecilerin öldürülmesini istemiyoruz. Yaşam hakkı en temel meseledir ve herkesin sahip çıkmasını istiyoruz.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)