Konu: | |
Yasama Yılı: | 4 |
Birleşim: | 10 |
Tarih: | 22.10.2025 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Avrupa insan hakları sözleşmesinin 18'inci maddesi özetle şunu yasaklılar: Taraf devletlerin sözleşmedeki hak ve yükümlülükleri yurttaşları aleyhine kullanmasını yasaklar. Yani, bu bir ahlaki maddedir esas itibarıyla ve bir sabıka kaydıdır sözleşmeci devletler bakımından. O nedenle bu madde tarihi boyunca en az ihlal edilen maddedir. Kimler ihlal etmiş? Rusya, Azerbaycan, Gürcistan gibi devletler, en sonunda buna Türkiye eklendi. Biz sözleşmeye 1988'de taraf olduk, imzaladık; ilk ihlal kararı otuz yıl sonra, 2018 yılında Demirtaş kararıyla çıktı yani otuz yıl boyunca Türkiye bu maddeden ihlal görmedi, ilk defa Demirtaş kararıyla gördü. Sonra Osman Kavala, sonra Figen Yüksekdağ ve arkadaşları, en son da Aysel Tuğluk.
Şimdi, bir yurttaş olarak, bu Parlamentonun bir üyesi olarak ben utanırım Türkiye'nin bu hâle düşmesinden; yargıçlar yüzünden bu hâle düşmesinden, siyasetçiler yüzünden bu hâle düşmesinden utanırım. O nedenle size okuyacağım, bakın, bu Tuğluk kararından cümle: "Tutuklu ama görünürde bir yasal gerekçeye dayansa da gerekçe çoğulculuğu bastırma ve siyasi tartışmayı sınırlama amacı taşımaktadır." Mahkeme kararından okuyorum. Yine, mahkeme kararından: "Yargı bağımsız denetim rolünü yerine getirmek yerine, yürütmenin -yani sizin- siyasal hedefleriyle uyumlu bir şekilde hareket etmiştir. Bu nedenle, mahkeme, yargı kararlarının münferit değil, sistematik olduğunu yani bir politika parçası hâline geldiğini belirtmiştir." paragraf 170. Arkadaşlar, bunlar utanç belgeleridir, anlayanlar bakımından söylüyorum.
Bakın, burada Demirtaş kararı var. Demirtaş kararında mahkeme ne söylüyor? Size söylüyor yani bana değil. Niye bunu söylüyor? Bakın, aynen okuyorum: "Mahkeme yetkililerin başvuranın tutukluluk hâline ilişkin olarak ileri sürdüğü amaçların sadece -demokrasi açısından tartışmasız ciddi bir mesele olan- gizli bir siyasi amaca yönelik bir kılıf olduğu sonucuna varmaktadır." Paragraf 436, karar tarihi 22 Aralık 2020, Büyük Daire kararı. Arkadaşlar, bakın, bunları yapan, bu tespitleri yapan yüksek mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; bunu sizin için yapmış. Başka paragraflar da var, okuyabilirim. Aynı şekilde, aynı tespitler Osman Kavala kararında da var, aynı tespitler Figen Yüksekdağ kararında da var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, devam edin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bunlar sonuç itibarıyla yargının ne hâle geldiğinin -bugünden baktığımızda- aynı sistematik ihlalleri bugün için de sürdürdüğünün, bir siyasi muhalifi Ekrem İmamoğlu'nu bu amaçlarla, politik amaçlarla cezaevinde tuttuğunun kanıtları. Yarın öbür gün tekrar bu kararlar gelecek ama biz neyi çocuklarımıza miras bırakıyoruz biliyor musunuz? Sizin ağır siyasi yükünüzü, ağır siyasi yükünüzü. Bu kararlar bu devletin mirasıdır aynı zamanda gelecek kuşaklara. O nedenle yurttaşlarımız umutsuz, gençler umutsuz. Size gerçekten bu yakışmıyor. Bu yargının yükünü taşımayın ve siyaseti bu şekilde yürütmeyin diyorum, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)