GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:8
Tarih:16.10.2025

YÜCEL BULUT (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına görüş ve düşüncelerimizi açıklamadan evvel, günden güne derinleştiğini düşündüğümüz bir mağduriyetle ilgili de Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum. Birçok milletvekili arkadaşımızın kendi bölgelerinden de benzer bilgiler aldıkları inancıyla, son günlerde özellikle tekstil alanında sektörel bir sıkıntının yaşandığı hepimizin malumu ve yaşanan bu sektörel sıkıntının ağır faturasını da elbette ki aslında işin en mazlum halkası olan işçi ve emekçi kardeşlerimiz ödemek durumunda kalıyorlar. Bu mağduriyetlerden bir tanesi de Tokat Organize Sanayi Bölgesi'nde yaşanıyor ve uzun yıllardır şehrimize hizmet veren, aslında birçok aileye de rızık ve nafaka sağlayan tekstil sektörünün önemli fabrikalarından, yatırımlarından bir tanesinin yaşamış olduğu sıkıntı nedeniyle bugün Tokat Organize Sanayi Bölgesi'nde yaklaşık 2 bin işçimiz iki ayı aşkın bir süredir maaşlarını ve haklarını alamaz durumdalar. Kış şartlarının yaklaşmasıyla birlikte sorun ve mağduriyet daha da derinleşiyor ve gördüğümüz kadarıyla işçi kardeşlerimizin işverenle olan ilişkileri de sağlıklı bir zemine oturtulamadığı için, şeffaflık sağlanamadığı için de bu kriz çok mazlum aileleri, ihtiyaç sahibi aileleri çok daha büyük bir umutsuzluğa sevk ediyor. Özellikle bu konuda aktif müdahalesi olması gereken, bunun için kodlanan sendikalarımızın da bu tip mağduriyetlerde bir sendikal rekabeti önceleyerek sorununun çözümünden ziyade onu bir rekabet alanı gibi görmesi de sorunu derinleştiren ana gerekçelerden bir tanesi. Elbette ki, konuşmamın başında da ifade ettiğim gibi, bu fabrikalar, bu yatırımlar önemli yatırımlar ve bizim için öncelik bu fabrikaların, bu yatırımların Türkiye'nin neresinde olursa olsun ayakta kalması, canlı bir şekilde kalması, istihdam yaratmaya devam etmesi ama diğer tarafta da işin en zayıf halkası olan, korunması gereken işçi kardeşlerimiz var ve bunlar, az evvel de ifade ettiğim gibi, kış şartları yaklaşırken -bunların önemli bir kısmını siyaset yaptığımız bölgelerde tanıyoruz- almış oldukları maaşıyla ancak ve ancak kirasını ödeyebilen, ısınma giderlerini karşılayabilen, mütevazı gelirleriyle hayata tutunmaya çalışan insanlar. Dolayısıyla, önceliğimiz bir şekilde bu işçilerin haklarını almasını temin edecek bir düzenleme ya da aktif müdahaleye ihtiyacımız olduğu gerçeği.

Şimdi, elbette ki Tokat'taki mağduriyette bu mağduriyeti artıran bir başka durum daha var, o da şu: Bu konuda haklarını talep eden işçi arkadaşlarımızın, emekçi arkadaşlarımızın bir kısmının işten 22'nci madde gereğince çıkışları verildi yani işsizlik maaşı da alamayacak bir mağduriyetin içerisine sürüklendiler. Dolayısıyla, burada az evvel de ifade ettim, çözüme katkı sağlaması gereken sendikalarımızın sendikal rekabet nedeniyle maalesef bu konuda aktif bir tutum içerisinde olamayışları yahut da sağlıklı bir çözüm önerisi ortaya koyamamaları nedeniyle bu mağduriyet günden güne artıyor. Dolayısıyla, Türkiye'nin dört bir yanında tekstil sektöründe yaşanan bu sıkıntıya ilişkin olarak daha aktif bir devlet ve hükûmet müdahalesini gerektirecek mutlaka ama mutlaka bir başka yasal çözümün bizim tarafımızdan üretilmesi gerekiyor; bu mağduriyetler daha fazla derinleşmeden. Buradan şunu ifade etmek istiyorum: Birçok milletvekili arkadaşımızın kendi bölgesinde bu mağduriyetler var ise iktidarıyla muhalefetiyle bu işçi arkadaşlarımızın yanında yer aldığını, bu mağduriyeti giderebilmek için gayret gösterdiğini bilerek ve bütün bu arkadaşlarımızın, milletvekili arkadaşlarımızın da tek tek -haddim olmayarak, kendilerine bu nedenle de teşekkür ederek- şunu ifade etmek istiyorum: Tokat'ta ve Erbaa Organize Sanayi Bölgesi'nde günden güne derinleşen bu krizle ilgili işverenimizin bu yatırımının ayakta kalmasını temin edecek ve istihdam yaratmaya devam etmesini sağlayacak ama aynı zamanda kış şartları daha da derinleşmeden ve mağduriyet atmadan da işçi arkadaşlarımızın bu haklarını alması için de her türlü gayreti göstereceğimizi buradan ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 214 sıra sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerinde MHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepimizin malumu olduğu üzere, trafik kazaları maalesef toplumun kanayan bir yarası olarak artarak devam ediyor. Trafiğe çıkan araç sayısının her gün artması ve yaşanan yoğunluk elbette ki bu kazaların da aynı oranda artışına sebebiyet veriyor. 2024 yılında 6351 insanımız hayatını kaybetmiş ve 385.117 insanımız da çeşitli derecelerde yaralanmıştır. Tek bir yıl içerisinde meydana gelen can kaybı ve yaralanmalar, terörle mücadeledeki kayıplarla karşılaştırıldığında, trafik terörüne verdiğimiz kayıpların ne denli yüksek olduğu da ortaya çıkmaktadır. Trafik kazalarının azaltılması öncelikli hedef olmakla birlikte, trafik kazalarının neden olduğu sosyoekonomik kayıpların önlenmesi, çevre kirliliğinin azaltılması, trafik güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması, hızla ilerleyen teknolojik gelişmeler doğrultusunda gerekli trafik denetimlerinin yapılabilmesi ve trafik kural ihlalleri nedeniyle uygulanan yaptırımların güncellenmesi hususunda yürürlükteki mevzuatın günümüz şartlarına uyumunun sağlanması büyük önem arz etmektedir. Araç sayısındaki ve trafik kazalarındaki artışı dikkate alarak mevzuatımızda gerekli değişikliklerin yapılması kaçınılmaz bir hâl almıştır. Bu kapsamda, özellikle trafik güvenliğini doğrudan tehdit eden davranışlara yönelik yaptırımların caydırıcılığını arttırmak, teknolojik gelişmelere uyum sağlamak ve uygulamada karşılaşılan aksaklıkları gidermek amacıyla 13 Ekim 1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda bazı değişikliklerin yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu ihtiyaca istinaden, teklifte öngörülen değişiklikler yapılırken kanunda yer alan tüm cezaların artırımı şeklinde bir yöntem izlenmemiş, sahada trafik güvenliğini tehlikeye düşüren hususlarda caydırıcılığın arttırılmasına yönelik bazı yaptırımların kademelendirilmesi ve ağırlaştırılması amaçlanmıştır. Kanunun gerekçesinde de açıklanmış olduğu üzere, 2918 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerle uygulamada karşılaşılan sorunları gidermek, kara yolu trafik güvenliğini arttırmak ve caydırıcılığı sağlamak amacıyla tescil belgesi veya tescil plakası alınmadan kara yolunda araç kullanan, tescil plakasında değişiklik yapan, plakasız araç kullanan, sahte plaka kullanan, takograf kullanma zorunluluğu hükümlerine aykırı davranan, sürücü belgesi geri alındığı veya iptal edildiği hâlde motorlu araç kullanmaya devam eden, şerit ihlali yapan, ters istikamette araç kullanan, makas atarak veya konvoy yaparak trafik güvenliğini tehlikeye düşüren, "Dur!" ikazına uymayarak kaçan, kırmızı ışık kuralını ihlal eden, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerinin etkisi altında araç süren, mevzuatla belirlenen hız sınırlarına uymayan, mevzuatla geçiş hakkı verilen araçlara geçiş hakkı vermeyen, araçlar arasındaki güvenli mesafeye uymayan, kavşaklarda geçiş önceliği kurallarına uymayan, motorlu bisiklet ve motosiklet cinsi araçları sürüş güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek şekilde kullanan, drift yapan, izinsiz, izin almadan kara yolunda yarış veya koşu düzenleyen, araçlarda çevredekileri rahatsız edecek derecede gürültü çıkaracak şekilde değişiklikler yapan, arkadan çarpmaya, devrilmeye karşı koruyucu yapı bulundurmayan, ses, müzik, görüntü ve haberleşme cihazlarını mevzuatla belirlenen şartlara aykırı kullanan, seyir hâlinde, cep veya araç telefonu gibi haberleşme cihazlarını kullanan, emniyet kemeri veya koruyucu sistem kullanma zorunluluğuna uymayan, belediye sınırları dâhilinde mevzuata aykırı yolcu taşımacılığı yapan, geçiş üstünlüğü hakkını gereksiz kullanan kişilere uygulanacak olan yaptırımlar kademelendirmemekte veya ağırlaştırılmaktadır. Önerilen yasal değişikliklerin bir nebze de olsa trafik düzenlemelerini günün ihtiyaçlarına uygun bir çerçeve getireceği ve trafik kazalarına ilişkin yaşanan kayıpları azaltacağı temenni edilmektedir. Ancak hangi yasal düzenlemeyi getirirsek getirelim nihayetinde bu kurallara uymayı bir vatandaş sorumluluğu olarak kabul eden sosyal bir bilince her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz açıktır. Bu nedenle, özellikle trafik ahlakımızın toplumsal nezaret altında geliştirilmesi için de hem devlet olarak hem de toplum olarak asgari gayreti göstermek mecburiyetimiz de açıktır. Bu çerçevede, trafik kayıplarını azaltmanın önemli bir adımı olacağı inancıyla mevcut yasa teklifini desteklediğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)