GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:5
Tarih:09.10.2025

AK PARTİ GRUBU ADINA YUSUF ZİYA ALDATMAZ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada Maldivler, Malezya, Malta ve Romanya Hükûmetleriyle imzalanan uluslararası anlaşmaların onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifleri üzerine söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüm insanlığın vicdanını sızlatan Filistinli kardeşlerimizin yaşadığı zulme, insanlık tarihinde eşine az rastlanan bu soykırıma değinmeden geçemeyeceğim. Bugün Filistin'de bir halk kendi ana vatanında, kendi toprağında, kendi evinde, kendi geçmişinin gölgesinde yaşam mücadelesi veriyor. Ancak bu mücadele sadece silahlara karşı değil -tırnak içinde- insan haklarına rağmen açlığa, susuzluğa, yoksun bırakılmaya karşı veriliyor. İsrail'in yürüttüğü sistematik saldırılar yalnızca bir çatışma değil; bu, aslında Filistin halkını topyekûn topraklarından, tarihinden silme girişimidir. Evler yıkılmakta, aileler yok edilmektedir; insanlar gözlerimizin önünde açlıkla, bombalarla, çaresizlikle sınanmaktadır. Bu tablo insanlık tarihinin yüzüne kara bir leke gibi düşmüştür. Uluslararası hukuk, insan hakları, adalet, hepsi bu manzara karşısında susmakta; tüm dünyanın gözleri önünde planlı ve sistematik bir soykırım yaşanmaktadır. Hatta bazı ülkeler bunu desteklemektedir ama dünyadaki herkesin vicdanı sessiz değildir. Filistin'in dünyadaki en yüksek sesi olan Türkiye Cumhuriyeti ve bu sese kulak veren vicdan sahibi insanların çabası sonunda İsrail'in yaptığı soykırım tüm dünya tarafından bilinir hâle gelmiştir. Vicdan sahibi aktivistler Küresel Sumud Hareketiyle, Özgürlük Filosuyla, vicdanı hâlâ diri olan milyonlarca insanın ve Filistin'in sesini tüm dünyaya duyurmaktadır. Onların cesareti insanlığın hâlâ tükenmediğini göstermektedir. Bu nedenle, tüm cesur insanlara, her türlü baskıya rağmen insanlığın ve adaletin yanında duran herkese kalpten teşekkür ediyorum.

Bugün İsrail ile Hamas arasında varılan anlaşmanın, bölgede masum insanların yaşamını koruyacak, ölümü değil yaşamı hâkim kılacak bir sürecin başlangıcı olmasını temenni ediyorum. Bu gelişmeyi, barışın, adaletin ve insanlığın yeniden yeşermesi adına umut verici bir adım olarak görüyorum. Ancak şunu da biliyoruz ki daha önce de anlaşmalar imzalandı, daha önce de İsrail sözler verdi ancak İsrail bunların hiçbirine uymadı. Onun için bizler, Filistin'in sesi olmaya, umudu olmaya bugün olduğu gibi gelecekte de devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, Filistin örneği bize bir kez daha göstermiştir ki uluslararası ilişkiler sadece sınırların çizilmesi değildir, vicdanların da sınandığı bir alandır. Bir ülkenin gücü yalnızca ordusuyla, sanayisiyle değil adalet karşısında nerede durduğuyla ölçülür. Bu nedenle Türkiye'nin uluslararası platformda attığı her adım, imzaladığımız her sözleşme sadece diplomatik bir belge değildir. Bu adımlar barışı, adaleti ve karşılıklı dayanışmayı önceleyen bir dış politikanın nişanesidir. Türkiye, son yıllarda hem komşularıyla hem de dünyanın uzak coğrafyalarıyla kurduğu güçlü bağlarla küresel siyasette güvenin ve istikrarın sembolü hâline gelmiştir. Attığımız her diplomatik adım, ülkemizi yalnızca bir bölgesel aktör değil küresel bir denge unsuru hâline getirmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası sözleşmelerin bir diğer önemli yönü de ekonomidir. Bugün burada görüşmekte olduğumuz, daha önce de imzaladığımız ve gelecekte de imzalayacağımız ticari anlaşmalar Türk ürünlerinin dünya pazarlarına daha kolay, daha rekabetçi koşullarla girmesini sağlar. Gümrük engellerinin kaldırılması, ticaretteki bürokratik bariyerlerin azaltılması sanayicimizin, üreticimizin emeğini dünyayla buluşturur. Her imza ülkemizin refahına, sanayimizin gelişmesine, istihdamın artmasına katkı sağlar; yerli üreticilerimiz için yeni pazarlar açılır. Çiftçimizden sanayicimize, memurumuzdan öğrencimize kadar herkes bu sürecin kazananı olur. Bu süreç, yalnız rakamlarla ölçülen bir ticaret anlayışına değil, Türkiye'nin marka değerinin yükselişine de katkı verir. Bugün, Türk malları kalitesiyle, güvenilirliğiyle ve dayanıklılığıyla dünyanın dört bir yanında tercih ediliyorsa bu başarı diplomasiyle ticaretin uyumlu yürüyüşünün eseridir.

Değerli milletvekilleri, uluslararası sözleşmeler ekonomik olduğu kadar stratejik bir güç kaynağıdır. Türkiye'nin imzaladığı bu anlaşma sadece ticari değil, kültürel ve insani etkileşimimizi de artırmaktadır. Ülkemiz tüm dünya genelinde asgari iş birliklerinden kültürel değişim programlarına, teknoloji transferlerinden enerji güvenliğine kadar anlaşmalarla etki alanını artırmaktadır. Bu anlaşmalar Türkiye'yi sadece bir izleyici değil, oyun kurucu bir ülke hâline getirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz geçmişteki gibi yalnızca bölgesel olaylara tepki veren bir ülke değil, küresel siyasete ve barışa yön veren bir devlet konumundayız.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak bugün imzaladığımız her uluslararası sözleşme ülkemiz için sadece bir kâğıt parçası değil, geleceğe uzanan bir adım, bir umut belgesidir. Bizim görevimiz bu adımları yalnızca dış politik bir gereklilik olarak değil, barışın, adaletin ve ülkesel çıkarlarımızın korunmasının bir teminatı olarak görmek olmalıdır diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)