GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:5
Tarih:09.10.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Ben bu konuşmamda on yıldır hiçbir şiddet verisi araştırması yapmayan TÜİK'in açıkladığı, 2024'te kadın örgütlerinin ısrarıyla açıkladığı rapordan söz etmek istiyorum; bu rapor... TÜİK, aynen enflasyon rakamlarında, açıklamalarında aklımızla dalga geçtiği gibi, kadına yönelik şiddet, erkek şiddeti meselesinde bütün kadın örgütlerinin rakamlarına, baroların rakamlarına rağmen diyor ki: "Bu ülkede şiddete uğrayan kadın oranı sadece yüzde 12,8."miş. Diğer oranları tek tek vermiyorum, her biri evlere şenlik. Bu TÜİK hiçbir kadın örgütünün sesine kulak vermemiş, örtbas etmeye çalışmış.

Peki, bu TÜİK verilerinden yola çıkarak diyoruz ki biz "Neden TÜİK bunu yapıyor?" Çünkü çok uzun süredir AKP iktidarı "Aile Yılı" diyerek "Kadınları güçlendiriyoruz aslında." diyerek kadınların medeni haklarına göz dikmiş vaziyette. Neye göre bunu söylüyoruz? Mesela, nafaka kanunu. Nafaka kanunu tekrar tartışmaya açılmaya başlandı. Boşanmanın zorlaştırılması, ara buluculuk meselesi ve biz "6284 etkili kullanılsın." dediğimiz hâlde kadınlar her gün, her gün koruma kararı aldırdıkları erkekler tarafından öldürülüyorlar, katlediliyorlar.

Peki, bu arada ne oluyor? Kadınlar bunları yaşarken ülkenin her tarafı delik deşik ediliyor maden ruhsatlarıyla madenlere peşkeş çekilerek ve zorunlu göçe uğrayan köydeki kadınlar, tarımda, bostanlarında çalışan kadınlar yoksullaştırılıyor, geçim araçlarından mahrum bırakılıyor.

Peki, biz bunları konuşabiliyor muyuz? Ne KEFEK'te ayrıntılı konuşabiliyoruz ne diğer komisyonlarda. Sonra bizim önümüze, karşımıza kadın emeğini, kadın bedenini, kadın kimliğini yok sayan tuhaf tuhaf raporlarla geliyorsunuz. Peki, biz ne diyoruz? Mesela "Kadının eşit bir biçimde kamusal yaşama katılması için kamusal kreş" diyoruz. Peki, siz bize ne diyorsunuz? "Komşu annelik." Tekrar kadının yükü hâline getiriyorsunuz. Kadının emeğini sömürmek için yeni yeni, tuhaf tuhaf modellerle karşımıza geliyorsunuz oysa yapılacak şey çok net karşımızda. Birçok kadın örgütü, alanında uzman, yıllarca deneyim biriktirmişler ve rapor üzerine rapor sunuyorlar; "Kadının talepleri çok açık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Tabii.

...iş yaşamında eşit katılım." diyorlar ve siz neyi getiriyorsunuz? Yarı zamanlı çalışmayı getiriyorsunuz. Bu yarı zamanlı çalışma meselesinde de sanki lütufmuş gibi kadınlar bu yarı zamanlı çalışmadan faydalanacaklar çünkü ev içindeki emeğini de sömüreceksiniz. Hem bunu yapıp bir de yarı zamanlı çalıştığı için haklarından da faydalandırmıyorsunuz; kıdem tazminatlarından da faydalandırmıyorsunuz, emeklilik hakkından da faydalandırmıyorsunuz, onu da kesintiye uğratıyorsunuz, ücretini de düşürüyorsunuz. Sizin tek yaptığınız kadın emeğini, kadın bedenini, kadın kimliğini sömürmekten başka bir işe yaramıyor. Elinizle inşa ettiğiniz erkek egemen, LGBT+ düşmanı bir toplumu Diyanet eliyle de tekrar tekrar inşa etmeye çalışıyorsunuz. O Diyanet fetvalarına bir tek sözünüz yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - O Diyanet fetvaları sonrasında kadına yönelik şiddet artıyor, taciz artıyor, tecavüz artıyor, buna ilişkin tek bir lafınız yok ama kadınlar her zaman olduğu gibi dayanışma içinde "Biz kimsenin kölesi değiliz. Biz eşit, özgür bir şekilde burada, toplumsal yaşamda yerimizi almak için mücadelemizi sürdürüyoruz." diyorlar ve sürdürmeye devam edecekler. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)