GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:2
Tarih:02.10.2025

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 28'inci Dönem Dördüncü Yasama Yılında tüm Meclise, Mecliste görev alacak herkese başarılar diliyoruz. Bir başka yasama yılı olsun istiyoruz ama öncelikle biraz önce Marmara Denizi'nde -İstanbul'a yakın- gerçekleşen depremden dolayı İstanbul halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Her türlü riske karşı önlemlerin mutlaka alınması, hazırlıklı olunması çağrısını da buradan yapıyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazze'de yaşanan insanlık dramı devam ediyor. Gerçekten çok çok ciddi bir kriz var Gazze'de; ilaç yok, gıda yok, temiz su yok, ölümler devam ediyor, on binlerce insan soykırıma uğradı ve Sumud Filosu bir insani koridor açmak adına, bir yardımı ulaştırmak adına yola çıktı ve maalesef 39 tekneye el kondu, teknedeki insanlar gözaltında. Bunu şiddetle kınıyoruz, kabul etmemiz mümkün değil ama bu insani koridor meselesinde artık inisiyatif alma zamanı gelmiştir, ciddi bir inisiyatif alma zamanı gelmiştir, Gazze'deki Filistin halkı bunu beklemektedir, bize düşen sorumluluk budur. Acilen insani koridorun açılmasını sağlamak ve İsrail'in bu barbarca saldırganlığını durdurmak zorundayız; bütün dünyaya da çağrımız bu yöndedir.

İsrail'e dair çeşitli yaptırımlar oluyor ama yetersizliği ortada. Gazze'ye dair planlar var, bu planlar Filistin halkını kucaklayan, kapsayan, onların iradesini gören bir yerden değil, bunun da farkındayız. Dolayısıyla Gazze meselesinin çözülmesi çok çok büyük bir öneme sahiptir. Türkiye'nin dış politika hataları, yanlışları bugün Orta Doğu'da yaşanan birçok sorunun nedenidir, bunu da dile getirmek zorundayız. Orta Doğu'daki sorunların çözümünde artık Türkiye'nin dış politikası yeni bir eksene geçmek zorundadır. Kürt meselesinin, Filistin meselesinin çözümü ve Orta Doğu'nun huzura ve barışa kavuşması bizim bu konuda doğru bir siyaset üretmemizden geçiyor. Önümüzdeki yasama yılında Meclis artık Orta Doğu'ya doğru bir pencereden yaklaşan, doğru bir yerden konuyu ele alan bir tavrı ortaya koymalıdır. Nasıl ki yıllardır savunulagelen bir mottosu var Türkiye'nin, ne diyor orada: "Yurtta sulh, cihanda sulh." O zaman şimdi bunun yanına şunu da ekleyelim: "Yurtta demokrasi, Orta Doğu'da demokrasi, dünyada demokrasi." Dolayısıyla barış mücadelesi ile demokrasi mücadelesini, barışın inşası ile demokratik yolların açılımını birlikte ele alıp sağlamak zorundayız. İşte, bir başka yasama yılı olsun dediğimiz tam da budur. Geçmiş yasama yıllarında maalesef sermayenin rant hesapları ile güvenlikçi bürokrasinin otoriter rejimi tahkim etme hesaplarına sıkışıp kalan, bir vesayetçi anlayışa sıkışıp kalan bir Meclis genellikle savaş tezkereleriyle yasama dönemine başladı. Gelin, bu yasama yılında barış yasalarıyla işe koyulalım, barış yasalarıyla yol alalım ve bugün önümüzde bekleyen sorunların çözümü için gerçekten komisyon eliyle oluşturulan bir müzakere zeminini etkin, verimli bir şekilde çalıştırarak acil, ivedi sorunları bir ara dönem, bir geçiş süreci anlayışıyla çözüme kavuşturalım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkenin her yerinden sorunlar fışkırıyor. Geçmiş yasama dönemlerinde yapılan yanlışlar, eksikler, hatalar, bir Meclis hukukunu önceleyen anlayışların eksikliği bu sorunların fışkırmasına neden oldu. "Neden?" derseniz, muhalefeti hiç dikkate almayan, demokratik teamüllere riayet etmeyen, bunu gözetmeyen "biz yaptık oldu" anlayışıyla yürüyen bir anlayış tıkanmıştır. Şimdi, artık, muhalefetiyle, iktidarıyla sorunları doğru tespit eden, toplumun beklentilerine, halkın beklentilerine, kadınların, emekçilerin beklentilerine yanıt üreten bir Meclis olmalıyız. Evet, bu ülkede kadınlar âdeta yok sayılmaya devam eden bir zihniyetle buraya kadar geldi. Siyasetten dışlanan, iş yaşamından dışlanan, sosyal hayattan dışlanan ama bunlardan daha vahimi, giderek kadına yönelik şiddetin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Daha da mı kötüsü var? Evet, var: Kadın cinayetleri. Resmî rakamlar bile durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor. Bir şey yaptık mı? Yapmadık ama yapmalıyız.

Emekçiler, işsizler, emekliler yoksulluk girdabının altında ezilip kaldılar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sezai Bey, devam edin.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bir şey yaptık mı? Hayır. Meclis ne yaptı? Dezenflasyon yasalarıyla burada emekçilerin, emeklilerin sırtına yeni yükler getirdi. Neyle? Bütçelerle. O zaman bu yasama yılında başka bir bütçe yapmalıyız, yoksullukla mücadele eden bir bütçe yapmalıyız çünkü yoksulların, emekçilerin, emeklilerin, işsizlerin, gençlerin beklentisi bu yöndedir.

Evet, bu ülkenin doğası katledildi. Ne için? Maden şirketleri için, enerji firmaları için. İşte, 28 Eylülde Muğla'da bu konuda mücadele eden yüzlerce örgüt yan yana geldi; doğasına sahip çıktı, zeytinine sahip çıktı. Artık bu sesi duymak zorundayız. Bu ekokırım yasalarını geçiren bir Meclis değil doğasını koruyan, doğasını aslında esas alan bir yerden politikalar üreten bir Meclis olmalıyız, bunu yapmak zorundayız. Ve nihayetinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - ...belki de öncelikli olarak, bir an önce herkesin beklediği gerçek anlamda yargı paketini ele almalıyız. İnfazda eşitlik dediğimiz meseleyi mutlaka düzenlemeliyiz. Cezaevi sorunu sadece cezaevinde yatanların sorunu değildir; bu ülkenin gerçek bir demokrasi sorunudur, bu kabul edilemez. Cezaevlerinden işe başlamalıyız. Siyasi tutsaklık kabul edilemez. Artık Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı esir almaktan vazgeçin, arkadaşlarımızı serbest bırakın, Can Atalay'ı serbest bırakın. Bu ülkeye siyasi tutsaklık yakışmıyor, buna son verme zamanı gelmiştir.

Ve tabii ki 27 Şubatta kamuoyuyla, dünyayla buluşan çağrıya gereken yanıt verilmelidir. Sayın Öcalan'ın demokratik siyaset adına attığı adımın karşılığında hem örgüt hem de birçok yapı gerekli yanıtı üretmiş...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sekizinci dakika...

Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - ...gerekli adımları atma cesaretini göstermiş ama hâlâ bunla ilgili herhangi bir hukuki güvenceyi sağlayacak yasal düzenlemeler, demokratik mekanizmaları çalıştıracak yasal düzenlemeler maalesef yapılamamıştır. Komisyona düşen öncelik bu yasaların bir an önce hayata geçmesini sağlayacak çalışmaları yapmak; Meclis bu konuda gelecek olan kanun tekliflerini hızla yasallaştırmak ve bu sorunun çözümü adına önemli, güçlü adımları atmak olmalıdır diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.