GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:2
Tarih:02.10.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin 28'inci Dönem Dördüncü Yasama Yılının aziz Türk milletine, hepimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Millet adına yapacağımız bütün çalışmaların bu ülkenin refahı, kalkınması, birliği, beraberliği, güveni ve huzuru için olacağına samimiyetimle inanıyorum. Bu yüce çatı altındaki her milletvekiline demokrasinin, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının ve özgürlüklerin tesis edilmesi ve güçlendirilmesi için ortaya koyacağı çalışma ve çaba için kolaylıklar ve başarılar diliyorum.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu yüce çatı altında görev yapmış ve ahirete göç etmiş bütün milletvekillerini rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.

Bugün 2 Ekim; Salâhaddin Eyyubî'nin 1187'de bugün yani 2 Ekimde Kudüs'ü fethettiği gün. Yüzyıllarca adaletin, merhametin, hoşgörünün merkezi olmuş bu coğrafya maalesef bugün acının, kanın, gözyaşının ve soykırımın adresi oldu. Terör devletine dönüşmüş İsrail'in bir yıldır Gazze'de 100 bine yakın masum insanı katletmesi açık bir soykırımdır. İsrail'in yaptıklarını bir kez daha kınıyor ve lanetliyorum. Gazze'de aylardır açlığa, sefalete ve nihayetinde ölüme mahkûm edilmiş masum insanlara insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu, uluslararası sularda haydutça bir yaklaşımla İsrail tarafından durdurulmuştur, çok sayıda dünya vatandaşının yanı sıra 37 Türk aktivistimiz de alıkonulmuştur. Uluslararası hukuku hiçe sayan bu barbarca yaklaşımı şiddetle kınıyorum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin daha etkin ve daha aktif rol alması gerektiğini de bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde Amerika'ya yapılan ziyareti "fevkaladenin fevkinde" olarak nitelendirdi. Tabii, bu ziyaretin aslında fevkaladenin neresinde olduğunu sorgulamak gibi bizlere düşen tarihî bir sorumluluk var. Bugün, YENİ YOL Partisinin verdiği bir araştırma önergesi veya genel görüşme önergesi olacak. Hakikaten, bu ziyaretin fevkaladenin neresinde olduğunu anlayabilmek için bu önergeyi kabul etmek ve burada tartışmaları hep beraber yapabilmek değerli olacaktır diye düşünüyorum.

İktidar cephesine birinci soracağım soru şu: Amerikan Dışişleri Bakanı bizzat Erdoğan'ın adını ağzına alarak ve Türkiye'yi de zikrederek "Bizden beş dakika randevu alabilmek için ve Trump'ın elini sıkabilmek için yalvarıyorlar." dedi. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, aynı zamanda bu Parlamentoda görev yapan bir milletvekili olarak bu tutum ve tavır beni son derece rahatsız etti. "Bize yalvarıyorlar." ne demek? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin başı gidip de bir başka ülkenin devlet başkanına nasıl yalvarır? Peki, bu patavatsızca ve pervasızca lafı etti Dışişleri Bakanı, nerede bizim Dışişleri Bakanlığımız? Niye cevap vermiyorsunuz? Neden buna misliyle ve aynıyla karşılık vermiyorsunuz? Bu milletin itibarını korumak gibi bir sorumluluğunuz var.

Yanı sıra, Tom Barrack, Amerika'nın Ankara büyükelçisi ya da diğer tarifiyle kendisi bölge valisi; hakikaten bölgeye parmak sallamaktan Ankara'ya uğrayamaz oldu. En son Amerika'da yapmış olduğu bir değerlendirmede son derece rahatsızlık verici bir ifadede bulundu, dedi ki: "Türkiye, evet, demokrasi ama bir çeşit de otoriter." Türkiye Cumhuriyeti devletine ve bu Parlamentoya hakaret edercesine "otoriter" dedi. Sonra da dedi ki: "En iyisi onlara meşruiyet vermek çünkü bizden meşruiyet istiyorlar ve göreceksiniz, bu meşruiyeti verdikten sonra dramatik bir değişim olacak." Bir ülkenin büyükelçisi benim ülkem için böyle bir lafı nasıl eder ve siz buna nasıl sessiz kalırsınız? Türkiye'nin Washington Büyükelçisi tabiatıyla büyükelçinin bu hadsiz ifadesine de mutlaka ve mutlaka bir karşılık vermesi gerekiyordu, maalesef verilmedi.

Öte yandan, Amerika'ya gidilmeden önce yine Sayın Erdoğan'ın imzasıyla ek vergi indirimleri geldi. Alkolden birtakım gıda ürünlerine varıncaya kadar, pirinçten arabaya varıncaya kadar, tütüne varıncaya kadar çok ciddi indirimler geldi, ek vergi indirimleri ve sıfırlandı. Şimdi, Sayın Erdoğan'ın imzasıyla Amerika'ya verilmiş olan bu lütuf ve kapitülasyonlar göreceksiniz -tarihe not düşmek için söylüyorum- Türk tarımına büyük bir darbe vuracak ve önümüzdeki dönemde hem pirinçte, çeltikte hem tütünde hem diğer ürünlerde; başta ceviz, fındık, badem, Antep fıstığı olmak üzere kabuklu yemişlerde Türkiye rekabet gücünü kaybedecektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Beş dakikamız doldu, buyurun toparlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bu kapitülasyonları niye verdiniz, bunun da cevabını ve hesabını vermeniz gerekiyor.

Gelelim Boeing'e. Türkiye'de şu anda 495 uçak var Türk Hava Yollarında. Niye gittiniz 300 tane küçük, orta, büyük gövdeli Boeing'leri alıyorsunuz? Boeing'lerin yapılan pazarlıklar neticesinde şu anda 50 ila 80 milyar dolar bize bir borç yükü yükleyeceğini biliyoruz. Ne işiniz vardı Allah aşkına? Embraer'den alsaydınız Brezilya'dan, üçte 1 fiyatına Boeing'in. Kaldı ki Boeing bugün İsrail'deki soykırımı destekleyen, İsrail hava kuvvetlerinin her türlü ekipman ve mühimmatını temin eden bir firma olarak biliniyor. Batmak üzere olan bir firmaya; oradaki soykırımı destekleyen, Gazze'deki katliamı, holokostu destekleyen bir firmaya gidip 80 milyar dolar borçlanmak neyin nesidir Allah aşkına? Bunun da cevabını vermeniz gerekiyor.

Şunu göstereceğim; bu unutulmadı, siz belki unutuldu zannediyorsunuz ama bu unutulmadı: Bakın, ne demiştiniz seçim öncesinde bundan on yıl önce?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Toparlayacağım.

On yıl önce ne dediniz? Dediniz ki: "2019'da Türk yerli yolcu uçağımız havalarda." Sayın Erdoğan'ın fotoğrafıyla, resmiyle billboardlarda Türkiye'nin her yerinde reklam yaptınız. Sonra da kalktınız, prototipini de yayınladınız. Allah aşkına, nerede bu uçak? Soruyorum, Erdoğan'ın adıyla yaptığınız bu reklamlar nerede? On yıl önce "yerli uçağımız havada" derken, bu şekilde oy devşirirken, milletten oy alırken bizim uçağımız nerede? Gidiyorsunuz, Amerika'nın holokostu, İsrail'in katliamını destekleyen Boeing'iyle bu kadar yüksek miktarda pazarlıklar yapıyorsunuz.

Gelelim doğal gaza. Daha birkaç yıl önce, yine Sayın Erdoğan "Hadi gözünüz aydın, Karadeniz'de 1 trilyon dolarlık doğal gaz bulduk." demişti. Ardından da damat Albayrak demişti ki: "Artık dünya enerji liginde devlerle beraberiz, gözünüz aydın."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Başkanım.

BAŞKAN - Bu sekizinci dakika.

Buyurun toparlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ben yedi diye hesap ettim ama "sekiz" diyorsanız itibar ediyorum.

BAŞKAN - Yok.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Toparlayacağım Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sekiz Sayın Çömez.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum efendim.

Soruyorum şimdi: Karadeniz'de 1 trilyon dolarlık madem doğal gaz buldunuz, ne işiniz var okyanus ötesinden, Rusya'dan veya başka ülkelerden aldığınız doğal gazın 1,5-2 katı para ödeyip bu doğal gazı Türkiye'ye getiriyorsunuz? Kaldı ki bu doğal gaz anlaşmanızı da biz yine Reuters'tan öğrendik, yabancılardan öğreniyoruz. Baktık ki Mercuria'yla anlaşma yapmışsınız. Mercuria nerede biliyor musunuz? Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde. Bütün bunların tek tek hesabını vermeniz lazım. Niye bu kadar pahalı doğal gaz alıyorsunuz? Neden gidip Güney Kıbrıs'ta merkezi olan bir şirketle anlaşmalar yapıyorsunuz? Keza, nadir metallerle ilgili yaptığınız anlaşmaları da biliyoruz. Eskişehir civarındaki nadir metalleri kimlere veriyorsunuz, neden veriyorsunuz? Bunların da hesabını vermeniz lazım.

KAAN uçağıyla ilgili de bir büyük skandal ortaya çıktı, Dışişleri Bakanı açıkladı bunu. Meğer CAATSA yaptırımları sebebiyle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim, son bir dakika istirham ediyorum, özür diliyorum; bitireceğim.

BAŞKAN - Sayın Özdağ'a da söz vermedim.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Ama o da bir dakika devam etmişti; bitireceğim efendim, istirham ediyorum, Başkanım da beni bağışlarsa, bitireceğim.

BAŞKAN - Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum.

KAAN uçaklarının motorlarının CAATSA yaptırımlarına da takıldığını yeni öğrendik. O zaman siz ne kazandınız Allah aşkına Amerika'dan, ne elde ettiniz fevkaladenin fevkinde? Ne motor aldınız, ne F-16'larla pazarlık yapabildiniz, ne F-35 için ödediğiniz 1,5 milyar dolarlık parayı geri alabildiniz. Ne yaptınız orada Allah aşkına? Bir tek şey yaptınız: Türkiye'yi meşrulaştırmak, tek adam rejimini meşrulaştırmak için Amerika'dan teminat aldınız.

En son beni rahatsız eden bir başka konuyu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Burada, Amerikan Devlet Başkanı bütün dünyanın gözü önünde, herkesin gözünün içine baka baka bu ülkenin Cumhurbaşkanını, hepimizin Cumhurbaşkanını itham ederek, parmağıyla işaret ederek -aynen İngilizce tercümesi o- dedi ki: "Bu adam seçim hilelerini dünyadaki herkesten iyi bilir." Niye buna cevap vermediniz? Bütün bunlara tek tek cevap verilmesi ve bu ziyaretlerde arka arkaya yaşanmış tüm skandallara cevap verilmesi bu milletin itibarı ve onuru için şarttır diyorum ve teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)