Konu: | Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, İsrail'in Gazze saldırısına, Filistin halkına yaptığı soykırıma ve zulüm ile kıtlık politikalarına ve bölgede var olan güncel duruma ilişkin Yürütme adına gündem dışı açıklaması nedeniyle şahsı adına konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 114 |
Tarih: | 29.08.2025 |
AHMET ŞIK (İstanbul) - Herkese merhaba.
İsrail'in Filistin'e yönelik vahşeti yalnızca bir işgal değil bir halkı yok etmeye yönelik sistematik bir soykırım. Gazze dünyanın gözleri önünde bir cehennem çukuru, evler enkaz, hastaneler mezar, sokaklar kan nehri. Bu bir savaş değil bir halkın kökünü kazıyan açlığın ve susuzluğun bile silah olarak kullanıldığı bir soykırım. Gazze dünyanın gözleri önünde bir toplama kampına dönüştürülmüş durumda. Çocuklar açlıktan ölürken, hastaneler bombalanırken evler yerle bir edilip su kaynakları zehirleniyor ve bunların hiçbiri tesadüf değil; planlı bir imha, modern çağın bir soykırımı.
Sırtını Amerika'nın sınırsız desteğine, Avrupa devletlerinin sessizliğine, Müslüman coğrafyasının menfaat ortaklıklarına yaslayan İsrail bir devlet değil bir terör makinesi; çocukların kanını yakıt, annelerin gözyaşını mühimmat yapan bir ölüm fabrikası. Aime Cesaire "Sömürgecilik Üzerine Söylev" kitabında bize şunu hatırlatır: Batılı toplumların ve siyasetçilerin Hitler'e dair affedemedikleri şey onun insanlığa karşı işlediği suçlar değil, onların affedemedikleri şeyin adı tüm bunların beyaz insanlara karşı yapılmış olmasıydı; o güne kadar yalnızca Cezayir'in Araplarına, Afrika'nın siyahlarına reva görülen sömürgeci yöntemleri Avrupa'da Avrupalılara uygulamış olmasıydı. Bugün bu hakikat yine bir kez daha tüm çıplaklığıyla karşımızda. Nazizm'in ertesinde oluşturulan Batı'nın tüm o şatafatlı uluslararası hukuk kurumları bütün işe yaramazlıklarıyla bir soykırımı seyrediyor. Bu herkesin utancı ama asıl utanç bu soykırımı finanse edenlerin, kınama maskesi takanların ikiyüzlülüğü. Amerika İsrail'e her yıl milyarlarca dolarlık silah yağdırırken sahte gözyaşları içinde Filistin'in çığlıklarını duymazdan geliyor. Avrupa Birliği insan hakları masallarıyla dünyayı uyuturken Gazze'nin yıkıntılarını görmezden geliyor, İsrail'in savaş suçlarını destekliyor. Özgürlükten bahsedenlerin elleri temin ettikleri bombalarla, insan hakları nutukları atanların dilleri suskunlukla kan içinde. Müslüman coğrafyada kendi çıkarları uğruna kardeşlerinin mezarlarını görmezden gelen krallar saraylarında uyuyor, liderler koltuklarına daha çok yapışıyor. Filistin'in kanı akarken petrol dolarları birikiyor. Filistin davasını kirleten bir leke olan sessizlikleri bir ihanet gibi büyüyor.
Peki, ya Filistin'in yanında olan, mazlumun hamisi olduğu iddiasındakilerin hamasete bulanmış ikiyüzlülüğüne ne diyeceğiz? Filistin'in acısı mitinglerde slogan, camilerde dua ama iş paraya gelince Gazze'deki tüm katliamlar görmezden geliniyor. Bir elde Kur'an, diğer elde İsrail'le ticaret defteri tutuluyor.
"Leonardo" adında bir İtalyan şirket var; Filistinlilerin evlerini başlarına yıkan M-346 uçaklarını, Gazze şeridini denizden ablukaya alarak masumlara ateş yağdıran OTO Melara Super Rapid naval toplarını, Gazze'de gıda kuyruklarındaki çocukların küçücük bedenlerini yaylım ateşiyle delik deşik eden Koala helikopterlerini işte bu "Leonardo" üretiyor ve İsrail ordusuna satıyor. Öyle ki Haziran 2025'teki bir Birleşmiş Milletler uzman raporunda "Leonardo" şirketi İsrail'in Gazze'deki eylemlerine katkı sağladığı belirtilerek soykırım ekonomisine gömülü şirketler arasında tanımlandı. Cumhurbaşkanı "İsrail katil!" diye bağırıyor, oğlu Bilal Erdoğan Gazze için mitingler düzenliyor, İsrail'i kınıyor, kalabalıkları coşturuyor; damadı Selçuk Bayraktar da Gazze'deki katliamlarda kullanılan teçhizatı üreten "Leonardo"yla iş birliği yapıyor. Batı'nın eleştirdiğiniz ikiyüzlülüğünden ne farkı var? Filistinlileri katleden savaş makinelerini üreten ve İsrail'e satan şirketle birlikte para kazanmak size de tuhaf gelmiyor mu? İroniye bakar mısınız? Sahnede Filistin'in yanında olanlar geride Filistin'in mezar kazıcılarıyla aynı sofrada oturuyor. Bir tarafta meydanlarda yükselen sloganlar, öte tarafta kasalara akan kan paraları. Bir tarafta "Filistin'in yanındayız." nutukları atılan, gözyaşlarıyla beslenen mitingler; öte tarafta çocuk cesetleri üzerinde yükselen servetler. Filistinlilerin mezarları üzerinden yükselen bu servetin adı vicdansızlıktır, ikiyüzlülüktür, ihanettir; bunun adı sadece ikiyüzlülük değil mezar soygunculuğudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
AHMET ŞIK (Devamla) - Aynı Selçuk Bayraktar Gazze için yapılan mitinglerde fotoğraf çektirmekten de geri durmuyor tabii ki. Tarih sadece bombayı atanı değil bombanın gölgesinde servet büyütenleri de kaydeder ve halkların vicdanı o tarihi yazarken hiçbir ikiyüzlüyü affetmez. Tel Aviv'le ticareti, Roma'yla ortaklığı, Washington'la pazarlığı sürdürmek tam da bu ikiyüzlülüğün eseridir; Türkiye'nin siyaset sahnesinde söz söyleme ve eyleme makamında olanların kahir ekseriyeti bu utancın sahibidir. Aslında söyleyecek hiçbir sözünüz yok, eylemle buluşturamadığınız hiçbir sözün de zerre kıymeti yok. Mitinglerde Filistin bayrağı sallamak kolay, asıl mesele o bayrağın onurunu korumak.
Teşekkürler. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)