GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, İsrail'in Gazze saldırısına, Filistin halkına yaptığı soykırıma ve zulüm ile kıtlık politikalarına ve bölgede var olan güncel duruma ilişkin Yürütme adına gündem dışı açıklaması nedeniyle YENİ YOL Grubu adına konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:29.08.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail'in son haftalarda iyice şirazeden çıkarak Gazze'deki tüm Filistinlileri öldürme ve öldüremediklerini de sürgüne gönderme planını devreye soktuğunu görüyoruz. Ülke olarak tüm dünyaya bu masum insanların sesini duyurabilmek, soykırımcı İsrail yönetimine "Dur!" demek adına, tüm partilerin ortak kararıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda inisiyatif alması gerektiğini defalarca ifade etmiştik. Şimdi, yine, muhalefet partilerinin çağrısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırdık.

Bundan üç hafta önce, 6 Ağustos 2025 tarihinde iktidarın nedense pek bir sevdiği ve saygı duyduğu, tırnak içinde "dostum Trump" İsrail'in tüm Gazze'yi işgal etme planına "Bu büyük ölçüde İsrail'e bağlı." diyerek onay vermiş, ardından İsrail tüm Gazze'yi işgal planını uygulamaya sokmuştu. Bu soykırım kendilerini tatmin etmemiş olacak ki hayatta kalmaya çalışan Filistinlileri de aç bırakarak öldürmeye başladılar. Gazze'deki dramı dünyaya duyurmak isteyen onlarca gazeteciyi bile bile, bile isteye katletmeye devam ettiler. Suriye'de ve Lübnan'da büyük ölçüde istediğini alan İsrail yönetimi Gazze'yi tamamen topraklarına katmak, burada yaşayan Filistinlileri de katletmek, kalanları da sürgüne göndermek istediğini hiç utanmadan ve kimseyi umursamadan deklare etmektedir. Buradan iktidara ve Sayın Cumhurbaşkanına soruyorum: Tüm bu katliamların destekçisi ve yol vereni Trump gerçekten nasıl dostunuz oluyor? "Dostumun dostu dostum." darbımeselinden yola çıkarsak Trump'ın dostu olan Netanyahu neyiniz oluyor ve ne zamana kadar Trump'a "dostum" demeye devam edeceksiniz, Gazze'de tek bir Filistinli kalmayıncaya kadar mı? İktidar ortaklarının sıklıkla dile getirdiği "İsrail'in nihai hedefi Türkiye'dir." söylemleri eğer gerçekse ve İsrail'e başta ABD tarafından "Köpeksiz köyün değneksiz gezen kovboyu." misyonu verilmişse bu tehlikeye ve saldırganlığa karşı her şeyden önce iktidarın nasıl bir önlem aldığını bilmek istiyoruz. Önlem almak yerine halkın gazını alan eş, dost, akraba mitingleri tertip ederek İsrail yönetimine tek bir geri adım dahi attırılamadığı ortadayken bu soruyu bir kez de bu kürsüden sormak istiyorum: Evet, gerçek manada nasıl bir tedbir aldığınızı soruyorum. Oynanan bu tiyatronun son bulmasını ve gerçekten bir şeyler yapılmasını isteyen milyonlar bugün buradan çıkacak kararı dört gözle bekliyorlar.

Değerli milletvekilleri, aziz milletim; Filistinlilerin gasbedilmiş hakları için mücadele edenlerin birkaç hafta sonra ikinci senesi dolacak olan 7 Ekim 2023 tarihindeki saldırısını bahane ederek Netanyahu yönetimi o günden itibaren haklı davasından başka hiçbir gücü ve desteği bulunmayan mazlum Filistin halkını kadın, çocuk, yaşlı, hasta, bebek demeden katletmeye devam ediyor. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana kadar savaşta ölenlerin sayısı birilerine göre 64 bin, birilerine göre 75 bin, birilerine göre 100 bin, bunu da tam olarak bilmiyoruz, 100 bine yakın insanı öldürdüler ve acımasızca katlettiler; 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun her 25 kişisinden birisini katlettiler.

Değerli milletvekilleri, devletler arası mücadelelerin tarihte hiç olmadığı kadar zayıfların aleyhine ve güç dengelerinin de hiçbir dönemde olmadığı kadar büyük devletlerin ve himaye ettiklerinin lehine olduğu böylesi bir dönem yaşanmamıştır. Tüm bu hengamede en baştan itibaren haklı davasından başka hiçbir gücü ve desteği bulunmayan mazlum Filistin halkının yanında olduk. İkiyüzlü ve samimi olmayan gizli, açık her beyanı ve uygulamayı deşifre ettik, her fırsatta milletimizle paylaştık, gerçekleri dile getirdik. Maalesef dünya hiç de adil bir yer değil, özellikle de güçsüz ve sahipsizler için. Güçlünün güçsüzü ezdiği, hak ve hukuk tanımadığı, güçlülerin yine güçlerle ittifak yaptığı, haklı olanların hakkını güya savunanların satın alınarak devşirildiği, sureti haktan görünenlerle iş tutup kendi halklarına ihanet ettirildiği ve esasen at izinin it izine karıştığı bir dönemdeyiz. Yahudi halkının İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler tarafından maruz kaldığı işkence ve soykırım, bugün İsrail yönetiminin Filistin halkına karşı uyguladığı soykırım ve zulüm özü itibarıyla aynı ama tek bir farkla: Almanya'da Yahudilere uygulanan soykırım ve işkenceler herkesten saklanıyor, hiçbir şekilde dışarıya sızdırılmıyordu yani komşuları dâhil, Yahudilerin katledildiğini kimse bilmiyordu. Herkes bunu savaştan sonra öğrendi, dünya da gereğini yaptı. Peki, bugün? Bugün yaşanılan insanlık dramı ve soykırım tüm dünyanın gözü önünde, canlı bir şekilde icra ediliyor hatta bile isteye görünmesi isteniliyor, umursanmıyor, istihza ediliyor ve daha da kötüsü "Yapacağız." deniliyor. Vicdanlı milyonlar ve insaflı bazı ülkeler dışında neredeyse tüm dünya bu olup biteni izliyor ve çoğu zalim yerine mazlumu suçluyor. Evet, herkesin sustuğu, mazlumun sahipsiz kaldığı, zalimin sırtlan gibi saldırmaya devam ettiği bir yerde biz Türk milleti olarak buradayız. Biz buradayız ve yapılanları kaydediyoruz ama bugün ama yarın bu hesap bir gün görülecektir.

Değerli milletvekilleri, hatırlanacağı üzere İsrail 7 Ekim 2023'teki saldırıların 10'uncu gününde bir hastaneyi bombalayarak giriştiği katliamla aslında sürecin nereye evrileceğini de deklare etmişti. Biz de o zaman Saadet-Gelecek Grubu olarak 18/10/2023 tarihinde bir araştırma önergesi vermiştik ama Filistin davasına pek bir duyarlı olduğunu söyleyen sayın iktidarın oylarıyla reddedilmişti. Ardından, inisiyatif alarak, Mısır üzerinden Gazze'ye gitmek için Saadet-Gelecek Grubundan 4 milletvekili arkadaşımız yola çıkmış ve Gazze sınırına kadar giderek gördüklerini raporlaştırmışlardı. Şimdi, yine aynı şekilde, Tunus'tan çıkacak gemiye Sema Silkin Ün, Mehmet Atmaca ve Necmettin Çalışkan milletvekillerimiz binecekler ve oradan insanlığın vicdanını Gazze'ye kadar taşımanın sorumluluğu içerisinde bütün dünyaya haykıracaklardır. Aynı günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu da güya Gazze'ye bir heyet gönderme kararı almıştı ama bunun da göz boyama ve gaz alma amaçlı olduğu kısa zamanda anlaşılmıştı.

Filistin ve Gazze'deki katliamlar konusunda Saadet-Gelecek Grubu ve şimdi de YENİ YOL Grubu olarak defalarca verdiğimiz araştırma ve genel görüşme önergelerimiz reddedildi ve genel görüşme önergelerimiz reddedildiği gibi soru önergelerimize cevap bile verilmedi, umursanmadı. Neredeyse her grup toplantımızda bu trajediyi Genel Başkanlar dile getirdi. Hasan Bitmez, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuyu konuşurken kürsüde şehadete erdi. Saldırıların başladığı anda milletvekilleri olarak İsrail Büyükelçiliğinin önünde protestoya gittik. İsrail'in Filistin işgaline ve zulmüne karşı dünyanın sayılı devlet ve fikir insanlarıyla bildiriler imzalandı ve söz konusu deklarasyon Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekillerimizin imzasına da sunuldu. Gelecek Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu İngiltere ve Güney Afrika'da Filistin konulu uluslararası toplantılarda Filistin halkının haklı tezlerini savundu ve dile getirdi.

Gazze'de yaşanan bu drama muhalefetle birlikte halkımız ses yükseltip protesto ederken iktidar bu sesleri kesmenin yolunu araştırdı. İsrail'i ve Hükûmetin ikiyüzlülüğünü protesto eden gençler gözaltına alındı, tutuklandı, işkence gördü; inanmayacaksınız ama hain bile ilan edildiler. İktidar mahdumları, damatları, eş ve dostlarının kimi ve neyi protesto ettikleri belli olmayan güya İsrail protestolarına gösterilen geniş müsamaha vatandaşlara gösterilmedi. Onlara bütün yollar, köprüler açıldı ama başkalarına kapatıldı. Öyle bir iktidarla muhatabız ki İsrail'i protesto konusunda bile milletimizi ayrıştırıyorsunuz.

AK PARTİ iktidarı İsrail'e "terörist" yöneticilerine "kasap" diye seslenip meydanlarda milletin gazını alan mitingler tertip ederken Güney Afrika Cumhuriyeti İsrail'in soykırım ve insanlığa karşı işlediği suçlardan ötürü 29 Aralık 2023'te İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında dava açtı. Ardından, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Türkiye'nin de Adalet Divanındaki davaya müdahil olacağını açıklamıştı. Aradan dört ay geçti ve nihayet Mayıs 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Genel Kurulda Türkiye'nin Adalet Divanına başvurusunun akıbetini sorduğumuzda AK PARTİ Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta henüz bir başvuru yapmadıklarını, bugünden itibaren başvuru yapmak için hazırlıkların devam ettiğini belirtmişti. Sonradan anlaşıldı ki Türkiye 7 Ağustos 2024 tarihinde yani "Adalet Divanına müdahil olduk, olacağız." açıklamalarından yaklaşık sekiz ay sonra bu başvuruyu yapmıştı. Hükûmet "İhracat yasağı uyguluyoruz." dedikten sonra üçüncü ülkeler ve yan yollardan İsrail'le ticaretin devam ettiği anlaşıldı. Önce dediler ki: "Filistin'e gönderiyoruz çünkü İsrail limanlarından..." Yani 70 bin kişiyi öldüren bu İsrail ne kadar hümanist bir devlet ki kendi limanlarından Filistin'e gönderilecek olan malzemeleri gönderiyor öyle mi? Açlıkla onları öldüren bir İsrail onlara malzeme gönderecek öyle mi? Kime masal anlatıyorsunuz siz? 24 Temmuz 2024'te Netanyahu ABD Kongresinde ayakta alkışlarla konuşturuldu. İsrail ordusuna silah tedarikçi firma Türkiye'de fuar gerçekleştirdi. Netanyahu'nun Filistinlileri başka ülkelere süreceğini söylemesinin ardından ülkemizdeki iktidar yanlısı bazı kişilerin, özellikle basın mensuplarının Filistinlilerin "Hicret Etmesi Engellenemez!" propagandası başladı. Utanmadan bir de bunu söylediler ve Peygamber'imizin hicretiyle de bunu karşılaştırmak istediler.

Geçtiğimiz haziranda Gazze'de işlenen soykırıma dikkat çekmek isteyen "Madleen" gemisine saldıran İsrail gemideki insanları tutuklayıp ülkesine götürdü. Geçen ay içinde Türkiye'nin de olduğu Lahey Grubu ülkeleri Kolombiya'da toplanmış ve İsrail'i kınayan bir karara imza atmışlardı. Türkiye'nin İsrail'e silah göndermemeye, ticaret yapmamaya, limanları kullandırtmamaya yönelik karara ise imza atmadığı ortaya çıkmıştı. Kamuoyundan tepki gelince Birleşmiş Milletlerde Lahey Grubu'nun Eylem Planı'ndaki 6 maddeye imza attıklarını ifade ettiler. İktidarın, Hamas'ın silahsızlanması ve Gazze'deki yönetimin Abbas liderliğindeki Filistin yönetimine devredilmesi çağrısını içeren Birleşmiş Milletler deklarasyonunu imzaladığı ortaya çıktı ve Birleşmiş Milletler verilerinde ise Türkiye, İsrail'le en fazla ticaret yapan 5'inci ülke olarak deklare edildi.

Değerli milletvekilleri, iktidarın masa üstünden, güya İsrail karşıtı söylemlerinin aksine, masa altından ticari, siyasi, askerî ve şahsi ilişkilerini devam ettirmesi aslında İsrail'in bu pervasızlığının en büyük motivasyon kaynaklarındandır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - İsrail yönetimi de biliyor ki Türkiye gerçek gücünü, kararlılığını gösterse ve dediğini yapsa asla bu pervasızlığı gösteremezler. Bu soykırımcılara köpeksiz köyde değneksiz gezmek için destek veren başta ABD, Trump ise cesaret ve motivasyon veren de başta güya İslam ülkelerinin yöneticileri ve bizim samimiyetsiz dış politikamızdır.

Bu vesileyle "İsrail'in dinî fanatizmle Gazze ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacak." diyen Sayın Cumhurbaşkanı... Demedi mi? Dedi. İktidara soruyorum o zaman: Ülkemize saldıracağı söylenen İsrail'e karşı mesela ne yaptınız? Kürecik Üssü'nü mü kapattınız? Doğrudan ve dolaylı yollardan İsrail'le yapılan ihracat ve ticareti mi sonlandırdınız? İsrail'in savaş uçakları için kullandığı yakıt başta olmak üzere, Azerbaycan'dan ithal edilip Türkiye üzerinden sevk edilen Azerbaycan petrolünün sevkiyatını mı durdurdunuz? İsrail'le yapılan askerî ve silah anlaşmalarını mı iptal ettiniz? Siyonist Yahudilerden alınan cesaret madalyasını çöpe mi attınız? Türkiye'den, dolaylı-dolaysız İsrail'le iş yapan, İsrail silah şirketleriyle dolaylı-dolaysız ortaklık yapan bu firmalarla sponsorluk anlaşmaları ile silah fuarlarına katılan gerçek ve tüzel kişiler hakkında bir işlem mi yaptınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Müsaade ederseniz bir dakika daha...

BAŞKAN - Tamamlayınız, son bir dakika, buyurun.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Evet, burası çok önemli: Çifte vatandaş olan İsrailliler var, ülkemizden İsrail'e gittiler, savaşa katıldılar. Peki, onlar Türkiye'ye döndükten sonra haklarında dava açmak isteyen savcılara karşı Adalet Bakanı bunlara soruşturma izni verebildi mi? Veremedi. Netice olarak, Türkiye Cumhuriyeti'ne saldıracağı Türkiye'nin Devlet Başkanı tarafından açıklanan "düşman" tanımlı bir devlete karşı bu kararlar alınmadıysa söz konusu açıklamaların ne anlama geldiğini buradan bir kez daha sormak istiyorum. Buradan Sayın Bakan dedi ki... Meclis Başkanımız söyledi yanılmıyorsam eğer, Hollandalı bakanlardan örnekler verdi, bizim bakanlarımız da aynı işlemi yapabilirler; Ticaret Bakanımız, Enerji Bakanımız ve aynı zamanda Ulaştırma Bakanımız da istifa edebilir. İtiraf etmedi mi kendisi, "Biz buraya 1,9 milyon ton malzeme gönderdik ve bunun içeriğinin ne olduğunu söyleyecek olan da Ticaret Bakanıdır." demedi mi? O günden beri de Ticaret Bakanımız maalesef sessiz sessiz oturuyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Amacımız Gazze'de yaşanan insanlık dışı katliamın sona erdirilmesi; çocukların, kadınların, masum sivillerin hayatını kaybettiği bu vahşetin hemen şimdi durdurulması ve insani yardımların ulaştırılmasını sağlamak için Türkiye Büyük Millet Meclisinin alacağı ortak bir kararla iktidarın gerçek manada eyleme geçmesini sağlamaktır.

Gelin, huzurdaki bu talebimizi Sayın Erdoğan'ın bir talebi olarak görün ve artık somut bir adım atılması için üzerinize düşeni amasız, fakatsız yerine getirin. Hiç değilse bu sefer ipe un sermeyin, "mış" "miş" gibi davranmayın diyorum. Buradan diyorum ki Trump ve siyonist İsrail'den korkmayın. Kimden korkun biliyor musunuz, hep beraber korkalım; Allah'tan ve milletten korkalım. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)

Yaşasın 1967 sınırlarındaki Filistin devleti! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti devleti! Yaşasın 30 Ağustos Zafer Bayramı!

Saygılarımla, teşekkür ediyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)