Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 113 |
Tarih: | 20.07.2025 |
SELMA ALİYE KAVAF (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25'inci maddeyle Sağlık Bakanlığı tarafından verilecek ruhsat, izin, sertifika, permi ve benzeri düzenleyici belgelerin yalnızca belirli tarifelerle ücretlendirilmesi değil, kimi lisansların açık artırma yöntemiyle verilmesi hükme bağlanıyor. Bu düzenleme, kamu hizmetlerinde kaliteli, eşit sağlık hakkına erişim, sosyal adalet ve kamu yönetiminin tarafsızlığı gibi temel anayasal ilkeleri doğrudan yok farz eden bir içeriğe sahip. Anayasa’nın 56'ncı maddesi açıkça devlete bireyin ve toplumun sağlığını koruma yükümlülüğünü veriyor. Yükümlülüğün doğası gereği sağlık hizmetleri ticari meta değil kamusal hak olarak sunulmalıdır. Ancak maddeyle, sağlık hizmeti sunma yetkisi parasal karşılıkla ve hatta rekabetçi piyasa aracı olan açık artırma yöntemiyle devredilebilecektir. Bu düzenleme, sağlık hizmetlerinin doğrudan metalaştırılması ve ticarileştirilmesi anlamına geliyor. Ruhsatlandırma, kamu gücünün düzenleyici ve denetleyici niteliğini temsil eder. Yetkinin ekonomik rekabete ve piyasadaki ödeme gücüne göre dağıtılması kamu yönetiminde liyakat ve objektiflik ilkelerini ortadan kaldıracaktır. Özellikle kırsal bölgelerde, ekonomik cazibesi olmayan yerlerde hizmet sunmak isteyen küçük ve orta ölçekli sağlık kuruluşları açık artırma mekanizmasında büyük sermaye grupları karşısında rekabet edemeyecek, bölgesel eşitsizlik artacak, temel sağlık hizmetlerine erişimde sınıfsal ve coğrafi ayrımlar yaratacaktır. Düzenleme, hizmet sunumunun ticari getirisine göre belirlenmesi gibi son derece tehlikeli önceliklendirme modelini getiriyor. Artık sağlık kuruluşunun açılacağı yer halk sağlığı ihtiyacına göre değil, lisansın fiyatına göre belirlenecek.
Değerli milletvekilleri, bu düzenleme, Anayasa’nın sosyal hukuk devleti ilkesine, kamu hizmetlerinde tarafsızlık ve eşitlik esasına açıkça aykırıdır. Sağlık Bakanlığının görevi halk sağlığını korumak ve eşit şartlarda kaliteli sağlık hizmeti sunmaktır, yoksa ruhsat ve lisansları açık arttırmayla satmak değildir. (CHP sıralarından alkışlar) Madde siyasi açıdan da iktidarın kamu hizmetlerini ticarileştirme yönündeki uzun süredir devam eden yaklaşımının bir göstergesidir. Kamu hastanelerinin özelleştirilmesi, şehir hastanelerinin borçlandırma temelli modellerle kurulması ve sağlık çalışanlarının güvencesizleştirilmesi süreçlerinin ardından şimdi de hizmet sunma yetkisinin sermaye yarışına açılması Türkiye'de sağlık sisteminin sosyal değil, ticari yapıya dönüştürüldüğünü gösteriyor. Vatandaşların sağlık hizmetine güvenle erişebileceği sistem yerine hangi şirketin ne kadara hizmet yetkisi aldığına dayalı model hem hasta haklarının ihlaline yol açacak hem halk ile sağlık kurumu arasındaki ilişkiyi ekonomik temelde yeniden şekillendirecektir. Kamusal hizmetlerin satışa çıkarılmasını, halkın sağlığına dair yetkilerin açık artırmaya konu edilmesini kabul etmiyoruz. Sosyal devletten piyasa devletine geçişi temsil eden düzenlemeyi reddediyoruz. Vatandaşlarımızın sağlık hakkı kutsaldır. Kaliteli, erişilebilir ve eşit şartlarda sağlık hizmeti temel haktır. Sağlık hakkını ticaretin konusu yapmaya izin vermeyeceğiz. Görevimiz sermayeye hizmet değil, halka hizmettir.
Bu nedenle teklife "hayır" oyu vereceğiz diyor, sağlıklı günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)