Konu: | Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 112 |
Tarih: | 19.07.2025 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Son nefesine kadar sürdürdüğü demokrasi ve adalet mücadelesi ve naifliğiyle demokrasi ve siyasi tarihimizde silinmez izler bırakarak hayata veda eden 6'ncı Genel Başkanımız, partimizin yetmiş beş yıllık neferi, örnek insan Sayın Altan Öymen'e Allah'tan rahmet; ailesine, basın dünyamıza ve bütün Cumhuriyet sevdalılarına sabırlar diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden Kanunu'nda olduğu gibi kişiye özel, yandaş patrona özel bir düzenlemeyi müzakere etmediğimiz için iktidar sıraları maalesef boş çünkü bu teklif bir göz boyama teklifi, sermayenin siparişi değil. Bu teklif, bugüne kadar, 28'inci Dönem boyunca iki yıllık sürede en tuhaf başlıklı teklif. Ne diyor? Yirmi üç yıllık iktidar partisi Türk Parasını Koruma Kanunu'ndan bahsediyor bize. Evet, yirmi üç yıl önce burada bugün size para gösterildi, araba gösterildi, sizi daha fazla mahcup etmeyeceğim. Yirmi üç yıl önce bir kilo kıyma bugünkü değerinden 200 kat daha ucuzdu; altın hesabı 250 kat, kira üzerinden bu hesabı yaparsak 150 kat. Korunması bugün aklınıza gelen paramızın değerinin yitirilmesinde kendini ekonomist zannedenlerin, Nureddin Nebatilerin, Berat Albayrakların rolü elbette yadsınamaz ama esas haksız hukuksuz, akademinin ve yargının aparatlaştırılmasıyla yaşatılan demokrasi darbesinin sorumluları ve bu darbenin ekonomi ayağının elebaşısı Mehmet Şimşek paranın değerinin yitirilmesinin baş sorumlusudur. Gelinen noktada faiz ve enflasyon kanun hükmüyle dizginlenmek istenmektedir. Çözüm için aslında yapılması gereken tek şey tarafsız ve bağımsız yargılamadır.
Bu teklifte Gelir İdaresi Başkanlığının emekçilerinin özlük haklarının iyileştirilmesi var. Ben size soruyorum: 86 milyon vatandaşın hakkını ne yapacaksınız? Ne vereceksiniz onlara? "Ekonomi uçuyor." masallarını bir kenara bırakarak tabloyu özetlersek, vatandaşın cebine giren para günden güne eriyor, işsizlik derinleşiyor, enflasyon inatla yüksek seyrediyor. İktidar ise daha da büyük bir inatla, milyonları yoksullaştıran, toplumu yıkıma sürükleyen kaos ekonomisi programından vazgeçmiyor maalesef. Yirmi iki yılın sonunda AKP iktidarı ülkeyi pazarda soğanla, markette sütle, çiftçiyi gümrükleri sıfırlanmış tarım ürünleriyle, çalışanı işsiz bıraktığı milyonlarla terbiye etmeye çalışır hâle gelmiştir. İktidardaki beyzadeler bize bugün burada büyüme masalı okuyor, büyüttükleri tek şey 5'li çetenin maden şirketlerinin ihale pastası, kendilerinin saltanat sefası.
Son olarak şunu söylemek isterim: Millete hakkı olanı vermeyen iktidar aynı şeyi benim seçim bölgem Samsun'da da yapmaya devam ediyor. İki yıldır her fırsatta bu kürsüden söylüyorum; Samsun, AKP iktidarı yüzünden hep kaybeden, hep hakları çalınan şehir oldu sizin sayenizde. Türkiye'nin en büyük 15-16 şehrinden biri, Karadeniz Bölgesi'nin her açıdan merkezi ve altyapısı ve üstyapısının her geçen gün daha da güçlendirilmesi gereken Samsun bu iktidar tarafından sahipsiz bırakıldı yirmi üç yıldır. Ekonomi sıralamasında 35'inci; bunun için size bir tek kanıt söyleyeyim: 2025 yılı Kamu Yatırım Programı, Samsun'un alacağı pay yüzde yarımın altında, binde 4,5. Şehrin her tarafı sorunlar yumağı ama iktidar duymuyor. İktidarın duyması için 17 ilçesinden birinin iktidarın ilçe başkanı "Ben iş gördüremiyorum, hizmet alamıyorum, bu yüzden partimin ilçe başkanlığından istifa ediyorum." dedi. Hiçbir şeyi görmüyorsanız bunu gelin görün; Türkiye'nin hakkını, Samsun'un hakkını verin. (CHP sıralarından alkışlar)