GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.

Kanun teklifinde ağırlıklı olarak vergi uygulamalarıyla ilgili düzenlemeler ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikler yer almaktadır. Teklifte ticari amaçla döviz alım satımında bulunmak için izin alarak gerekli ücreti ödeyen döviz bürolarının pay devirlerinde de ücret ödemeleri düzenlenmektedir. Pay devirlerinde şirket sermayelerinin çok üzerinde ücret almak yerine sermayelerinin güçlendirilmesinin daha uygun olacağını değerlendiriyoruz. Teklifte bazı vergi indirim ve istisnalarını sınırlandıran ve bazı konulara da yeni vergi istisnası getiren maddeler ile kayıt dışılıkla mücadeleye yönelik maddeler bulunmaktadır.

Vergi mevzuatımız karmaşık ve sürekli değişen bir yapıya sahiptir. Esasen vergi sisteminin basit, sade, anlaşılır ve hakkaniyetli hâle getirilmesi, doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payının artırılması gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği, adaletli bir vergi sistemi oluşturulması görüşümüzü tekrar ifade ediyorum. Ayrıca vergisel teşviklerin tüm iktisadi ve sosyal etkileriyle birlikte değerlendirilmesini, etkin olmayanların kaldırılmasını gerekli görüyoruz.

Teklifte, Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatında yaygın ve yoğun vergi denetimi için görevlendirilen personel sayısı ile fazla çalışma ücreti artırılmaktadır. Akaryakıt, LPG ve bunların türevlerinin ithalinde teminata bağlanan ÖTV, KDV matrahına dâhil edilmekte, ayrıca herhangi bir dağıtıcıdan temin edilen LPG'nin başka bir dağıtıcıya satılmamasına ilişkin kısıtlama getirilmektedir. Bu düzenlemelerin kayıt dışılıkla mücadeleye, vergi güvenliğine ve vergi uyumunun artırılmasına katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

Kayıt dışılık, kaçakçılık, dolandırıcılık, fahiş fiyat ve stokçuluk, usulsüzlük ve yolsuzlukların önlenebilmesinde etkin bir denetim sisteminin varlığı büyük önem taşımaktadır. Bu itibarla denetim sisteminin görev, yetki, sorumluluk ve kurumsal yapı itibarıyla etkinleştirilmesi, denetim elemanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca verilen konaklama bedeliyle küçük şehirlerde dahi makul bir otelde kalınamadığı dikkate alınarak denetim elemanlarının gündelik ve konaklama ücretlerinin günün koşullarına uygun hâle getirilmesini gerekli görüyoruz.

Kayıt dışılıkla mücadele, vergi tahsilatı ve vergi bilincinin yerleştirilmesinde çok önemli bir işleve sahip olan mali müşavirlerin yaşadığı sorunlara çözüm getirilmesi gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaç duydukları birçok veri mali müşavirler tarafından hazırlanmaktadır. Bu itibarla mali müşavirler tarafından beyanname, bildirim ve formlar ile mali belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde düzenlenebilmesi amacıyla yapılan veri paylaşımlarından katılma payı alınmaması uygun olacaktır. Yoğun iş yükü altında çalışan ve birçok sorumluluk yüklenen mali müşavirlerin aynı verilere dayalı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini, ayrıca yasayla düzenlenen mali tatil uygulamasının meslek mensuplarının ve çalışanlarının rahatça dinlenebileceği bir dönem hâline dönüştürülmesini gerekli görüyoruz.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde teşvik belgeli yatırımlar için uygulanan indirimli kurumlar vergisinin en fazla on hesap dönemi uygulanmasına dair sınırlama getirilmekte ve kurumlar vergisi indirim oranı yüzde 60 olarak belirlenmektedir. Kazanç bulunmasına rağmen yararlanılmayan yatırıma katkı tutarlarının müteakip dönemlerde dikkate alınmayacağı hususuna açıklık getirilmektedir. Ayrıca, illeri ve ilçeleri gruplandırma, teşvik edilecek yatırım konularına ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirleme, yatırıma katkı oranını yüzde 50'yi geçmemek üzere belirleme, dördüncü hesap döneminin sonuna kadar yatırıma katkı tutarını kısmen kullandırma ve proje bazlı yatırımlarda yatırıma katkı tutarı süresi ve oranını artırma konularında Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir. 30 Mayıs 2025 tarihinde yürürlüğe konulan Yeni Yatırım Teşvik Sistemi temelde Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi ile Sektörel ve Bölgesel Teşvik Sistemi uygulamalarından oluşmaktadır. Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi kapsamında Teknoloji Hamlesi Programı, Yerel Kalkınma Hamlesi Programı ve Stratejik Hamle Programı bulunmaktadır. Sektörel ve Bölgesel Teşvik Sistemi ise Öncelikli Yatırımlar ve Hedef Yatırımlar Teşvik Sistemi programlarından oluşmaktadır. Yerel Kalkınma Hamlesi Programı'yla yerel dinamikler dikkate alınarak bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, illerin potansiyellerinin değerlendirilmesi ve rekabet güçlerinin artırılmasına katkı sağlayacak, her il için belirlenen 4 yatırım konusuna yönelik yatırımlar desteklenecektir. 9 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan tebliğlerde uygulama usul ve esasları ile her il için 4 olmak üzere yerel yatırım konuları belirlenmiştir. Örneğin, Konya için belirlenen 4 yatırım konusu: Raylı taşımacılık için demir yolu araçlarına ait parçaların üretimi, mermi üretim tesisi, MIM teknolojisiyle askerî silah parçaları ve soğuk dövme namlu üretimi ile yem katkı maddeleri, buzağı mama üretimidir.

İller için yatırım konularının belirlenmesi çok önemlidir ve destekliyoruz. Bununla birlikte, nüfusuna, yüz ölçümüne ve ülkemizin ihtiyacı olan yatırım konularına dair potansiyeline bakılmadan her il için 4 yatırım konusunun desteklenmesi teşvik sisteminin amacına tam olarak hizmet etmeyecektir. Zira bugün yüz ölçümü birçok ülkeden büyük iller ve nüfusu birçok ilden büyük ilçeler bulunmaktadır. Örneğin, birçok ülkeden dahi büyük olan Konya'nın birçok ilden büyük olan ilçeleri vardır. Teşvik sisteminde ikinci bölgede yer alan Konya'nın merkez dışındaki Ereğli, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Ilgın, Kulu, Cihanbeyli ve Karapınar ilçeleri alt bölge teşvikinden yararlanan ilçeler arasında yer almamaktadır hâlbuki bu ilçelerimizin gelişme potansiyeli yüksektir. Dolayısıyla bu uygulama söz konusu ilçelerimize bir fayda sağlamayacak, daha küçük illerle aralarında eşitsizlik oluşturacaktır. Bu itibarla, gelişme potansiyeli yüksek olan ilçeler için de yatırım konuları belirlenmesi yerel kalkınma açısından daha yararlı olacaktır.

Konya'nın diğer 20 ilçesinde ise belirli yatırımlar bir alt bölge yani üçüncü bölge, bunların OSB'lerinde yapılanlar ise iki alt bölge yani dördüncü bölge teşvikinden yararlanabilmektedir. İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması'na göre söz konusu ilçelerimizden Çumra ve Sarayönü dördüncü kademe; Hüyük, Kadınhanı, Çeltik, Yunak, Bozkır, Doğanhisar, Derebucak, Güneysınır, Altınekin, Akören, Hadim, Yalıhüyük, Tuzlukçu, Taşkent, Emirgazi ve Halkapınar beşinci kademe; Ahırlı ve Derbent ise altıncı kademede yer almaktadır ama 18 ilçemizin OSB'si de olmadığından iki alt bölge teşviklerinden yararlanamamaktadır. Acaba bu ilçeler beşinci ve altıncı bölgede yer alan il ve ilçelerden çok mu gelişmiş durumdalar? Olmadığı açıktır. Bu ilçelerimize potansiyeli olan alanlarda dahi yatırım gelmemekte ve sürekli göç vermektedir. Tüm illerimizde benzer durum söz konusudur.

Yerel kalkınmayı sağlamak; köy, belde ve ilçelerdeki potansiyeli değerlendirmek, şehre göçü durdurmak ve tersine çevirmek için ilçe bazlı teşvik sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir. Esasen, her bir ilçe için hedef sektörlerin belirlenmesi ve Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Endeksi'nde bulundukları kademeye karşılık gelen bölge teşviklerinden yararlandırılmaları yerel kalkınma açısından daha isabetli olacaktır.

Bu görüş ve düşüncelerle Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak "kabul" oyu vereceğimiz kanun teklifinin hayırlı olmasını diliyor, sizlere ve aziz Türk milletine saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)