GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:19.07.2025

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bir iklim krizi çağında, enerji savaşları, küresel ısınmanın tartışıldığı bir çağda, yakın dönemde İklim Yasası, şimdi de "Maden Yasası" "enerji yasası" adı altında maden talan yasasını konuşuyoruz. Daha geçen hafta "İklim Yasası" adı altında, çevreyi nasıl koruyacağımızın, çevreyle ilgili koordinasyonlar kurup yerel planlamaların peşine düşmüşken aynen o yasayı boşa çıkaran, çelişkilerle dolu şimdi bir Maden Yasası'nı görüşüyoruz. Sermayenin sınırsız kazı, talan, yağma hakkını sunarken ormanı, suyu, toprağı, halkı, ekolojiyi yok saymayı sürdürüyoruz.

Son 2 madde kaldı, günlerdir süren direniş, sosyal medyada yapılan çağrılar, sivil toplumun ortaya koymuş olduğu raporlara rağmen birazdan maalesef bu yasa teklifi burada oylanacak.

Şu an bu topraklarda yaşayan her köy, her ev, her şehir, herkes bu ekolojik tehdidin altında. Maalesef yeni de değil, Kürt illerinde birçok yönüyle yüz yıllık bir savaş yöntemiyle sürdürülen yeni bir versiyonuyla karşı karşıyayız. Çünkü kapitalist neoliberal politikalarla yok edilen talan politikası, kürdistanda inkâr politikası, kimlik politikasının iç içe geçirilmiş bir şekliyle yürütüldü. Doğa kırımına, ekolojik kırıma güvenlik politikaları kolaylaştırıcı bir rol oynadı; ekolojik bir savaş yürütüldü, hâlen de yürütülüyor ve tüm Türkiye'ye, tüm toprağa, her yere yayılmaya çalışılıyor. Çevre hukukunun, iklim adaletinin, kamu yararının zerresi yok ne Dersim'de ne boşaltılan köylerde ne güvenlik barajlarının kurulumunda ne de "ÇED Gerekli Değildir" diye her yere verdiğiniz kömür, petrol, şu anda linyit ve uranyum diye yedire yedire bitiremediğiniz diğer yerlerde. Cudi'yi, Gabar'ı, Munzur'u, Akbelen'i bir bütünen militarize ederek yok etmeye çalıştınız. Bu yıkım stratejisini daha yaygın bir biçimde yasalaştırmaya ve meşrulaştırmaya çalıştırdığınız bu yasa teklifiyle bugün burada tartışmanız sizlerin utancı olarak kalsın.

Peki, burada günlerdir söyleniyor: Bu yasa dışı, hukuk dışı, toplum karşıtı, talan politikasının burada çoğunluğa güvenerek yasal olarak geçmesi hâlinde meşruluk sağlanacak mı? Hayır. Herkesçe burada söylendi; Anayasa Mahkemesinin daha önceki çevre hukukuyla ilgili vermiş olduğu kararlar, ÇED raporlarıyla ilgili değerlendirmeler, maden süreçleriyle ilgili verilen kararlara güvenerek ya da oraları referans alarak bir Anayasa iptal kararı çıkmasını umuyor, bekliyor, bu beklenti içerisindeyiz ancak bu karar çıkana kadar talan edilen, peşkeş çekilen, başlatılan her bir madenin, yerinden sökülecek olan her bir zeytin ağacının, yok sayılacak halkın toprağının, suyunun, havasının hesabını kim verecek? Buradakilerin, bugün buraya oy verenlerin vermeyeceği kesin. Bu yüz yıllık talan politikanız aynı zamanda yüz yıllık halkın direniş tarihiyle paraleldir çünkü Kürt halkı, doğaseverler, yaşam savunucuları biliyor ki doğayla beraber kendi yaşamını da savunmak; kendi benliğini, kimliğini korumakla eş değer bir potansiyeldedir. Bu kadar çok yönlü, çok boyutlu savaşa, ekolojik yıkıma rağmen, kırıma rağmen, başarılı olunabildi mi? Hayır. Kürt halkı burada, Kürt halkı direniyor; doğası için, emeği için, iradesi için; varlığı, dili, kültürü, şarkısı, ağacı ve ormanı için.

Bugün bu maden yasasıyla tüm Türkiye halkları bir arada; doğasını savunmak için, toprağını, havasını savunmak için bir arada bir direniş hattı, ortak mücadele hattı oluşturmak istiyor. Çünkü Ege'de, Yırca'daki zeytinliklerden Kaz Dağları'ndaki altın şirketlerine, İkizce'deki taş ocaklarına kadar köylüler direnişe; Şırnak'ta kömür ve şu anda petrolle zehirlenen, su arayan köylüler direnişe; bugün GES'lerle, RES'lerle getirmiş olduğunuz türbinlerle, "ÇED Gerekli Değildir" diye dört bir yanını güneş enerji panelleriyle sardığınız topraktaki köylüler, Akkaya'daki asbest gemilerine, Akbelen'deki termik santraline direnmeye ve ortak mücadeleyi büyütmeye devam edecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - Sermayedarlar, şirketler -bir, iki, üç, beş; fark etmez- bir arada, bu savaşta, ekolojik yıkımda birleştiyse bizler de yaşamı savunanlar bugün gönül ister ki iktidar ve muhalefet ayrımı yapılmadan, vicdanen, hukuken, insanlık namına bunu kurabilelim. Maalesef ki birazdan yapılacak oy oranları bu farklılığı ortaya çıkaracak. Bir arada durmaya, birlikte mücadele etmeye devam etmeliyiz. Yerelden evrensele, kimlikler arası dayanışmaya, topraklar arası, ortak doğayla ortak yaşamı kurabileceğimiz bir mücadele hattını oluşturacağız. Yüz yıllık yıkım politikası yüz yıllık direnişle boşa çıkarıldı; bugün bu talan yasası da direnişle, köylülerle, halkla, burada ortaya çıkan ortak akılla er ya da geç boşa çıkarılacaktır.

Maden talan yasasını kabul etmiyor, "ret" oyu vereceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)