Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 111 |
Tarih: | 18.07.2025 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, size de hayırlı olsun.
Değerli milletvekilleri, evet, bu saatte yasa görüşüyoruz. Komisyon Başkanı "Okumadınız." falan dedi de yani tümünü baştan sona okuduk. Şimdi, bu saatte, bu ortamda şunu söyleyeceğim: Yani bir AK PARTİ'yi yaratanlar var; gerçekten, işte, kapıdaki yoksul köylüler, kent yoksulları, Anadolu dindarları ve mütedeyyin insanlar. Bir de AK PARTİ'nin yarattıkları var. Şimdi, o yaratıklar sizleri teslim almış durumda, AK PARTİ'yi teslim almış durumda. Şimdi, o yaratıklar için sizler yasa yapıyorsunuz; sizi teslim almışlar. (CHP sıralarından alkışlar) "Niye?" diyorsunuz.
Bakın, biraz önce burada çok değerli bir milletvekili çok ağır sözler söyledi gerçekten, hiç üstünüze alınmadınız. Bir daha tekrar edeyim mi? Yani dedi ki: "Hangi şirketler olduğu belli ve kimin ne aldığı, peşin ne aldığı belli." Yani açık açık söyledi bunu burada biraz önce. Bir tek söz, bir tek itiraz gelmedi buradan, bir tek söz, bir tek itiraz gelmedi. E, şimdi tamam da bakın...
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Baştan aşağı yalan!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Yani ben o nedenle... Bakın, yaratıklara hizmet ediyorsunuz, yaratıklara hizmet ediyorsunuz. Bu yasa kime yarıyor, söyler misiniz? Açın, ekteki krokilere bakın, adres göstermiş, hangi şirketin deresindeki arazisine, zeytinine dokunacak o belli, adres belli yani. Dolayısıyla böyle bir şey yapıyorsunuz ve bu saatte yapıyorsunuz. Sizi yaratan bütün değerlere karşı yapıyorsunuz ve sizi yaratanların değerlerine karşı yapıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Yarattınız, değersiz bir kitle yarattınız, onlar şimdi eskiden gelen güçleriyle sizden de güç aldılar ve sizi teslim aldılar. Farkındasınız, gerçekten farkındasınız ama buna rağmen işte bu saatte bu yasayı hiç tartışmadan, konuşmadan kabul edeceksiniz biraz sonra ya, bakın, kabul edeceksiniz. Bunları söylüyorum, kayıtlara geçsin, başka bir şey yok.
Acele kamulaştırma falan... Ya, acele kamulaştırma zulümdür gerçekten. Yani bir gece yarısı saat on ikide çıkan bir kararnameyle Resmî Gazete'de el koyuyorsunuz, sabah dozer gidiyor insanın evine, tarlasına; böyle bir şey, acele kamulaştırma budur. Neyin acelesi peki? Söyler misiniz neyin acelesi? Niye acele ediyorsunuz? Niye uzlaşma varken, ondan sonra dava varken, yargı varken acele kamulaştırmayla bunları yapıyorsunuz? Çünkü o şirketler sizi zorluyor. Gidip davayla uğraşmaz, başka bir şeyle uğraşmaz, vatandaşla uğraşmaz. Niye? Çünkü elinde Adalet ve Kalkınma Partisi var, kullanışlı, burada Parlamento var, milletvekilleri var, kullanıyor zaten. Niye gitsin mahkemeye ya, niye gitsin? Bakın, size bunları yaptırıyor, o güç size bunları yaptırıyor ve deniyor işte: "Ya, peşin almışlar." Gelin, burada konuşun "Almadık." deyin kardeşim, "Böyle bir şey yok." deyin. Böyle bir şey yok deyin ama diyemiyorsunuz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Kendinizle karıştırmayın!
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, bir şeyi daha söyleyeceğim, burası şöyle önemli: Şimdi, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde sonuçta güvenlik nedeniyle maden çalışmaları yapılmıyordu, yapılamıyordu. Şimdi, başka bir talanla bütün bölgeye giren madenciler var, zihniyet var, bakın onlar var. Eskiden alınmış ÇED raporlarıyla falan talan etmeye çalışıyorlar bütün bölgeyi ve memleketim Diyarbakır'ı.
İki hafta önce Kulp ile Muş arasındaki Hasandin Yaylası'ndaydım, orada gerçekten hiçbir değer dinlemeden, tamamen gözü dönmüş bir talancılıkla bütün dağ mahvediliyor. Bakın, mahkemeye yazılan yazı burada, hiçbir belge olmadan, hiçbir belge olmadan çalışma, arkasında devletin gücü Jandarma. Bakın ne diyor? Mahkeme istemiş, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazmış "Su baskını sebebiyle tahrip olduğu ve tahrip olduğuna ilişkin tutanak ektedir. Dolayısıyla hiçbir belge yoktur." Bakın, hiçbir belge olmadan, hiçbir belge olmadan yirmi sene önce alınmış ÇED raporuna göre orada çalışma yapılıyor. Buna "Yok..." diyecek tek bir insan yok. Bakın, tek bir insan, bir AK PARTİ'li yok, başka hiçbir yetkili yok. Yani zihniyetiniz bu talan zihniyeti, rant zihniyeti, bunlara teslim olmuşsunuz. Neden? En büyük alan işte enerjidir, madendir, en büyük alan. O nedenle, ben, iki hafta önce burada konuşurken itiraz ettiniz. Yine söylüyorum, itiraz ettiniz, neye itiraz ettiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Getirin siyasi etik yasasını, hangi siyasi partide varsa, madenle ilgili hangi milletvekili varsa çıksın, beyanda bulunsun, bu kürsüye gelsin, desin ki "Ben bu maden yasasından yararlanmıyorum. Benim şirketlerim var, işte kayyuma devrettim." veya işte "Devrettim." falan desin. Diyen var mı içinizde? Milletvekilleri var, bakın, açıklandı isimleri, kamuoyuna deklare edildi. Peki, size veya Meclis Başkanlığına veya Komisyona siyasi etik uyarınca bu belgeyi verdi mi? Yok.
Bakın, hem Parlamentoyu buna alet ediyorsunuz hem partinizi alet ediyorsunuz bu rant düzenine ve bu yasayı bu gece tam da böyle Parlamentonun ara vereceği dönemden bir iki gün önce geçirmeye çalışıyorsunuz çünkü para peşin verilmiş, sıkışmışsınız. O sıkışıklık içerisinde bu yasayı çıkarmak durumundasınız.
Hepinize iyi akşamlar diliyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)