GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Barış için atılan adımların ve yaşanan gelişmelerin Diyarbakır'da yarattığı etkiye ve toplumsal beklentilere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:18.07.2025

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyarbakır ve barış girişimlerine dair beklentileri üzerine söz almış bulunuyorum.

Diyarbakır, hiç tartışmasız Türkiye'nin siyasi bilinci en yüksek şehridir. Yıl 1999, 10-11 Aralık tarihinde Helsinki'de toplanan Avrupa Birliği Zirvesi'nde Türkiye aday üye ilan edildi. Tam bir hafta sonra dönemin Başbakan Yardımcısı, eski Başbakan Mesut Yılmaz Diyarbakır'da konuştu, "Avrupa Birliğinin yolu Diyarbakır'dan geçer." dedi. Bu sözler çeyrek yüzyıldır unutulmadı. Yıl 2005, 12 Ağustos; Başbakan Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da tarihî bir konuşma yapıyor, bazı şeyleri ilk kez Diyarbakır'da söylüyor, "Kürt sorunu" sözcüklerini telaffuz ediyor, diyor ki: "Her ülkede geçmişte hatalar yapılmıştır, her ülke geçmişinde zor günler yaşamıştır; o nedenle, geçmişte yapılan hataları yok saymak büyük devletlere asla yakışmaz." Aynı konuşmasında "Türkiye ne kadar Ankara ise, İstanbul ise, ne kadar Konya, Samsun, Erzurum ise o kadar Diyarbakır'dır." diye de ekliyor. Tam yirmi yıl sonra, bu kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta, 12 Temmuz 2025 Cumartesi günü konuşuyor; geçmişe dair, yirmi yıl öncesindekine benzer hatırlatmalar ve vurgular yapıyor. "Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir." diyor ve sıralıyor: "Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay bizim ortak şehrimizdir." Cumhurbaşkanının bu konuşmasından tam bir gün önce, 11 Temmuz günü Erbil ve Süleymaniye'deydim. Diyarbakır'dan gelen, tüm Diyarbakır'ı temsil eden kadın-erkek sivil toplum mensubu onlarca kişiyle birlikte, 15'i kadın 15'i erkek 30 kişilik barış ve demokratik toplum grubunun Türkiye devletine yönelik silahlarını imha törenine tanıklık ettik. Silahlarını imha edenler büyük bir ciddiyet ve vakarla tören alanından ayrıldılar.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - İnlerine döndüler!

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Devamla) - Arkalarından bakarken hepsinin ülkemizin insanları olduğunu, onların tekrar ait oldukları ortak vatanımıza dönmeleriyle barışın en sağlam temeller üzerinde yükseleceğini aklımdan geçirdim. Acaba aralarında Diyarbakırlılar var mıydı? Diyarbakır Milletvekiliyim, Diyarbakır'ın milletvekili olan diğer 11 arkadaşım gibi onların da vekili sayılırdım. Araştırdım, 4'ü Diyarbakırlıydı.

11 Temmuzdaki Süleymaniye tanıklığımızdan bir gün sonra, 12 Temmuzda Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor." diye haykırdı ve şu sözleri söyledi: "Şimdi oturup konuşacağız. Muhabbet için, kardeşlik için yüz yüze, gönül gönüle her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Kürt kardeşim, meselen mi var, arada silah olmadan, şiddet olmadan oturup konuşacağız. Artık, yumrukları sıkmaya gerek yok; kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz."

Cumhurbaşkanının sözlerinden yüreklenerek, ilham alarak devam edeyim. Hafta başında Edirne'deydim. 2 Diyarbakırlı, 2 eski Diyarbakır Milletvekiliyle görüştüm; Doktor Selçuk Mızraklı ve Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'ın 2 sevgili evladı. Selahattin Demirtaş için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi geçen hafta bir karar daha verdi. Kararla Selahattin Demirtaş'ın içeride kalmasını mümkün kılan son engel de hukuken ortadan kalkmış durumda. Demirtaş'ın özgürlüğüne kavuşması için sürecin yasal ihtiyaçlarını yerine getirecek komisyon da gerekmiyor, AİHM kararına ve Anayasa’nın 90'ıncı maddesine uyulması yeterli. Barış ve kardeşlik sürecine başta Diyarbakır halkı, halkımızı inandırmak ve kazanmak gerekiyor. Selahattin Demirtaş dört duvar arasında tutulursa Diyarbakır'ı mutlu edemezsiniz, Türkiye'nin barış yolunda yürüdüğüne ikna edemezsiniz. Avrupa Birliğinin yolu nasıl Diyarbakır'dan geçerse Türkiye'nin mutluluğu da Diyarbakır'ın mutlu olmasından geçer.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Devamla) - Tamamlıyorum.

Bu vesileyle Selçuk Mızraklı'nın sürece en büyük desteğin sağlanmasını mümkün kılacak önerisini de ileteyim ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çağrıda bulunayım: Sayın Tayyip Erdoğan, sürece halk desteğinin daha da güçlenmesi için mutlaka Selahattin Demirtaş'la da görüşün. Evet, Sayın Cumhurbaşkanı "Artık yumrukları sıkmaya gerek yok; kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz." dediniz; açın kollarınızı, Selahattin Demirtaş'a doğru adım atın, kucaklaşın, konuşun.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)