GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:17.07.2025

CHP GRUBU ADINA YÜKSEL TAŞKIN (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul; öncelikle bir dilekle başlayacağım. Dün yine cezaevleri ziyaretindeydim, diliyorum ki siyasi rakiplerine zarar vermek için şafak baskınlarıyla yüzlerce insanı sevdiklerinden koparan bu acizlikten bu ülkeyi kurtaracağız; umarım biz bu döngüden bu ülkeyi kurtarırız, torunlarımıza anlatacak bir hikâyemiz olur.

Demin iktidar partisinden konuşan bir arkadaş Türkiye'de adaletin, hukukun olduğunu, tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu falan anlattı, yargı reformlarından bahsetti. Ben sekiz sene önce üniversiteden atıldım, lehime üniversiteye dönmem konusunda bir Anayasa Mahkemesi kararı çıktı, sekiz yıldır görevime iade edilmiyorum. Hangi tarafsız ve bağımsız yargıdan bahsediyor bu arkadaş, çok çok merak ettim gerçekten! (CHP sıralarından alkışlar) Hakikaten neden bahsediyorsunuz? Ya göründüğünüz gibi olun ya olduğunuz gibi görünün. Tabii ki bu girizgâhtan sonra İYİ Partinin bu önergesine destek verdiğim çok açıktır, parti olarak biz buna destek veriyoruz.

Çok net bir durum var bu ülkede; iktidarın bu ülkeye dayattığı tek adam rejimi üniversitelerde de aşağı yukarı tek adam rejimini yaratmıştır, benzer uygulamalar orada da vardır. Nadiren de olsa tek kadın rejimi var üniversitelerde, çok az kadın rektör var özellikle devlet üniversitelerinde; vakıf üniversitelerinde biraz daha sayı fazla. Rektörler âdeta tanrı kral gibi hepsi birer tek adam, tamamen politik gerekçelerle atandıkları için partizanca kadrolaşarak üniversiteleri iktidarın siyasi bürolarına, arkabahçelerine çeviriyorlar ve maalesef bu arkabahçelerde hiçbir şey yeşermiyor. Şimdi, çok enteresan bir argümanı vardı iktidar partisinin, diyorlardı ki: "Rektörlük seçimleri olursa işin içine siyaset girer." Uzun yıllar bu savunuyu yaptınız. Peki, soruyorum size: Madem siyaset girmesinden endişe ediyorsunuz, neden eski vekillerinizi rektör olarak atıyorsunuz? Bu, siyaset değil mi? (CHP sıralarından alkışlar) Yani bu da tam anlamıyla bir tutarsızlıktır. Şimdi, bakın, şöyle bir mevzu var: Rektör seçimleriyle ilgili buradan bir düzenleme geçti, akademide yaprak kıpırdamadı çünkü korkuyorlar. Rektörlerin seçimiyle ilgili, geçtim seçimi, atanmasıyla ilgili tek bir kriter yok arkadaşlar, tek bir tanımlamış kriter yok; herhangi birisi rektör olabilir, ne olursa olsun, böyle bir uygulama getirdiniz. Eski vekillerinizi rektör olarak atamanız dahi üniversitelere hangi gözle baktığınızı gösteriyor. Hâlbuki, akademi özgür olamazsa, bağımsız olamazsa toplumsal faydaya katkısı olmuyor, toplumdan kopuk kurumlar hâline geliyor; hatta bazıları da merdiven altı üniversiteler hâline geliyor.

Bakın, akademik özgürlüklere saldırı konusunda saatlerce konuşabilirim, Boğaziçi Üniversitesinden birkaç örnek vermek istiyorum: Berat Kaşkaloğlu ve Berkay Bal Boğaziçi Üniversitesinde yüksek lisans sınavını geçiyorlar, enstitü kararıyla başvuruları reddediliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Bakın, üniversite tarihinde ilk defa oluyor. Tam tersi bir uygulama, doktora jürisinden geçemeyen bir aday geçemediği hâlde enstitü kararıyla doktor ilan ediliyor. Hepsinde siyasi kriterler var, bunların hepsi siyasi. Boğaziçi Üniversitesinde tecrübeli öğretim görevlisi Volkan Çıdam'ın sözleşmesi hiçbir gerekçe gösterilmeden iptal ediliyor, arkadaşımız işten çıkarılıyor; kriter yine tamamen siyasi.

Son olarak şunu söyleyeyim: Rektörlerle ilgili 12 Eylül cuntası dahi atamadan ve seçimden bahsediyordu; Evren bile hem atama hem de seçimden bahsederken sizin buradan geçirdiğiniz düzenleme sadece atamadan bahsediyor ve Anayasa Mahkemesi tekrar iptal edecek. Yurttaşlarımız muhtar seçebiliyor, üniversite bileşenleri rektör seçemiyor; bu utanç size yeter! (CHP, DEM PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)