GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:10.12.2011

AK PARTİ GRUBU ADINA YUSUF BAŞER (Yozgat) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi  saygıyla selamlıyorum.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hâkimlik teminatı esasına göre kurulan ve görev yapan anayasal bir kurumdur. Anayasa'nın 159'uncu maddesinde düzenlenen ve teminat altına alınan hâkim ve savcılar, geçmişte tam manasıyla bağımsız ve tarafsız olamamışlardı.

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun önceki yapısı ve işleyişi ile ilgili gerek yargı camiasından ve gerekse bilimsel çevrelerden getirilen eleştiriler vardı:

Tarafsız, objektif ve şeffaf olmamaları,

Özel bütçe ve sekretaryasının olmaması,

İlk derece hâkim ve savcılar ile avukatların HSYK'da temsil edilmemeleri,

Kurul kararlarına karşı iç itiraz sisteminin olmayışı ve  yargı denetimine tamamen kapalı olması,

Hâkim ve savcıların denetlenmesinden sorumlu teftiş kurulunun ve müfettişlerin Adalet Bakanına bağlı olması,

Bakan ve Müsteşarın Kurulda etkin olması, Müsteşarın bulunmadığı toplantıların yapılmaması,

Kurulun Yargıtay ve Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından seçtikleri üyelerin Cumhurbaşkanınca  atanması ve üye  sayısının az olması. Yani birbirini doğuran, birbirini besleyen, dışa kapalı, kast sistemi mevcuttu.

Haklarında cezai ve hukuki işlemler yapıp kararlar verdiği, hâkim ve savcıların talep ve düşüncelerine duyarsız, demokratik meşruiyet temelinden yoksun bir yapılanma söz konusu idi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ olarak, Türkiye'de yargı bağımsızlığının, tarafsızlığının, hâkimlik teminatının ve hukuk devletinin güçlenmesinin yolunun Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesinin yapısıyla ilgili rasyonel değişiklikler gerektirdiği düşüncesinde olduğumuz için milletimizin teveccühüyle bunları hayata geçirdik.

12 Eylül halk oylamasıyla birlikte Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu demokratik meşruiyet, şeffaf ve geniş tabanlı bir yapıya kavuşturulmuştur. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunda ilk derece hâkimler ve savcılar ile avukatların temsili sağlanmıştır. Kendi içinde kapalı sistem değiştirilmiş, yargının temsil kabiliyeti artırılmıştır.

Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunun genel kurul ve üç daire olarak çalışması benimsenmiş, kendi sekreteryasına, kendi bağımsız bütçesine kavuşturulmuştur. Sadece bu bile hâkim ve savcıların bağımsızlığının teminatını biraz daha artırmıştır. [CHP sıralarından alkışlar(!)]

Meslekten çıkarma kararlarına karşı yargı yoluna gidilmiştir.

Hâkim ve savcıların denetlenmesinden sorumlu teftiş kurulu, Adalet Bakanından alınmış Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna verilmiştir.

Demokratik gereklere ve standartlara uygun bir şekilde meydana getirilmiş bulunan Kurul, kendi içinden seçilerek geldiği geniş tabanın, beklenti, sorun ve ihtiyaçlarına karşı daha duyarlı hâle gelmiştir. Bu husus kuvvetler ayrılığı bakımından da yargı erkinin bağımsızlığının en büyük teminatlarından birisidir.

Bakan ve müsteşarın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda bulunması 22 üyeli bir kurulda bağımsızlığı ortadan kaldıracak bir etki meydana getirmeyecektir. Geçen bir yıllık uygulama içerisinde müsteşarın genel kurul toplantılarına birkaç defa katılması, Sayın Bakanın ise sadece ilk toplantı hariç, hiçbir toplantıya katılmamış olması ayrı bir demokratik nezaket olarak algılanmalıdır. [CHP sıralarından alkışlar(!)]

Hâkim ve savcılara tanınan teminat, gerçekte onların önünde adalet arayan 74 milyon insanın teminatıdır diye düşünüyoruz.

Yargı üzerinden siyaset yapmak ve bu şekilde muhataplarını yıpratmaya çalışmak, muhatap alınan siyasi partiden çok, bağımsız ve tarafsız Türk yargısının yıpranmasına neden olmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; halkın teveccühlerine itibar etmeyen partiler, her seçimde halkın teveccühüyle iktidara gelen AK PARTİ üzerinden, 11 bin hâkim ve savcının oyuyla seçilen Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu üyelerine ve onların seçmiş olduğu Yargıtay üyelerine ağır ithamda bulunuyorlar. Bilim adamlarının kendi başkanlarını seçmesini demokrasinin gereği olarak düşüneceksin, ardından da 11 bin hâkim ve savcının özgür iradeleriyle seçmiş olduğu hâkim ve savcılara ve Yargıtay üyelerine karşı çıkacaksın. AK PARTİ olarak bizim literatürümüzde kadrolaşma yoktur. [CHP sıralarından alkışlar(!)]

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ olarak temel hedefimiz, hiç kimsenin emrinde, hizmetinde olmayan, hukuku, hukukun temel ilkelerini, hukukun evrensel kurallarını ve hukukun üstünlüğünü benimsemiş olan insanların bağımsız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YUSUF BAŞER (Devamla) - ?bağlantısız, hiç kimsenin emrinde olmayan yargının oluşturulmasıdır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Başer.