| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 10.12.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Biz içmek için kullanıyoruz.
Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; 2012 yılı mali yılı bütçe tasarısı görüşmelerinin dördüncü turunda Adalet Bakanlığı bütçesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kamu hizmeti olan adalet hizmetlerinin aksamadan ve gecikmeden işlemesi niteliğinin bir gereğidir zira geciken adalet, adalet değildir. Adalet hizmetlerinin etkili, verimli ve hızlı işlemediğinde görünürde şeklen bir adalet olsa da gerçekte, aslında bir adaletsizlik söz konusudur. Adalet ve yargı hizmetlerinin etkin ve verimli biçimde yürütülebilmesi için yargının bağımsızlık, tarafsızlık ve şeffaflığının tam olarak temini, mevzuat altyapısının güncelliğinin sağlanması, mahkemeler teşkilatının etkin biçimde oluşturulması, hâkim ve savcılarla yargı personeli altyapısının nitelik ve nicelik yönünden geliştirilmesi, bilgi teknolojilerinin tam olarak kullanılması, yargının mali kaynaklarının güçlendirilmesi, dava yığılmasının önlenmesi, uluslararası adli yardımlaşma sisteminin güçlendirilmesi, adli yardım sisteminin oluşturulması, sanık ve mağdur haklarının korunması, insancıl bir infaz sisteminin kurulması, icra ve iflas sisteminin etkinliğinin sağlanması, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi, hukuk eğitiminin güçlendirilmesi, avukatların yargısal iş ve işlemlere etkin katılımının da sağlanması gerekmektedir.
Bu hedeflere yönelik olarak geçmişte, İktidarımız döneminde -2001'de de gerçi yapılan anayasa değişikliği de buna katkı sağlamıştır- önemli yasal ve anayasal değişiklikler yapılmıştır ve şu an Adalet Bakanlığının 2009 yılında bütün yargı üst düzey kuruluşlarıyla, barolarla, üniversitelerle ve bütün ilgili kurumlarla istişareler ve tartışmalar sonucu hazırladığı Yargı Reformu Stratejisi ile 2010-2014 yıllarını kapsayan stratejik planda bu konularda, bu alanlardaki eksikliklerin de önümüzdeki kısa süre içerisinde tamamlanması hedeflenmiştir.
Değerli milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin başlangıcında insan hakları ile temel özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesinin dünyada barış ve adaletin temelini oluşturduğu, bu hak ve özgürlüklerin sağlanıp korunabilmesinin ise her şeyden önce gerçek demokratik bir siyasal rejimin varlığı, öte yandan insan hakları konusunda üyelerin ortak bir anlayış ve ortaklığa saygı esasına bağlı olduğu belirtilmiştir. Bu anlayış, esasen bizim kültürümüzde "Adalet mülkün temelidir." anlayışının da bir ifadesidir aslında yani adalet, devlet ve toplum düzeninin temelidir, hukuk devletinin özüdür. Yasa koyucunun temel görevi de adaleti gözeten hukuku oluşturmaktır.
Alman hukukçu G. Radbruch "Hukuk adalete hizmetle yükümlü bir düzen ve düzenlemeden başka bir şey olarak asla tanımlanamaz." demektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi de hukuk devletinin tanımında, hukuk devletinin bir unsuru olarak her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup, bunu geliştirerek sürdüren devlet olarak tanımlamıştır.
Değerli milletvekilleri, hukuk devletinin öncelikle eşitlik ve adaleti esas alan bir yapılanmayı öngördüğü kuşkusuzdur. Yasa koyucu hukuk devletinin bu niteliklerini yaşama geçirmekle yükümlüdür. Bu bağlamda, hukuk devletinde yasa koyucu yalnız yasaların Anayasa'ya değil, evrensel hukuk ilkelerine uygun olmasını da sağlamakla yükümlüdür. Temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvencelere bağlanmasının yanı sıra bunların etkin ve amacına uygun olarak kullanılmasını sağlayacak olanakların geliştirilmesi de hukuk devletinin bir gereğidir.
Nitekim ülkemizde Kopenhag Siyasi Kriterleri çerçevesinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanında son yıllarda çok önemli reformlar yapılmıştır. En son 2010 12 Eylül referandumuyla, Anayasa'da pozitif ayrımcılıktan çocuk haklarına, sendikal özgürlüklerin genişletilmesinden Kamu Denetçiliği Kurumunun kurulmasına, askerî yargının görev alanının daraltılmasına, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruya, YAŞ ve HSYK kararlarına yargı yolunun açılması, HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapılarının değiştirilmesi, daha demokratik usuller oluşturulmasına yönelik adımlar atılmıştır.
Adalet, hak ve hukuku gözeterek insancıl duyguları rahatlatan soyut ve evrensel bir kavramdır. Hakların çiğnenmemesi, haklıya hakkının teslimini gerekli kılar. Adaleti sağlamakla görevli bilinen yargı gücünün bağımsızlığı da bu anlamda önemlidir. Yapılan reformlarla yargının bağımsızlığı noktasında çok ciddi garantiler getirilmiştir, yargı bağımsızlığı adil yargılanmanın temel unsuru olarak anayasal düzeyde garanti altına alınmıştır.
Sürem yetmediği için hepinizi saygıyla selamlıyor, bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kubat.