GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:107
Tarih:09.07.2025

CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. 217 sıra sayılı Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin geneli üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

10 kanunda ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapıyor, yine "torba yasa" şeklinde önümüze geldi. İç Tüzük'ün 38'inci maddesine göre önerge verdiğimiz hâlde Anayasa’nın ruhuna ve metnine uygunluk açısından bir değerlendirme yapılmadan kanun teklifinin görüşmelerine Plan ve Bütçe Komisyonunda başlanıldı. Hâlbuki bu kanun teklifinin 4'üncü, 6'ncı, 10'uncu, 11'inci ve 13'üncü maddeleri Anayasa’nın 7, 128, 10, 13, 48, 50 ve 20'nci maddelerine aykırı. Vaktimiz kalırsa bu konunun da ayrıca mutlaka görüşülmesi gerektiğine inanıyorum.

Kanun teklifiyle ilgili olarak aynı zamanda tali komisyonlarda da bir görüşme olmadı. Millî Savunma Komisyonunda görüşme olmadı, ilk 3 madde Millî Savunma Komisyonuyla ilgiliydi. Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda görüşülmesi gerekirdi; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda da tali komisyon olarak görüşülmesi gerekirdi. Bütün buralarda ilgili konularında uzman vekillerin yer aldığı bu komisyonlarda görüşülmeden bu kanun teklifini görüşüyoruz.

İlk 3 madde 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'yla ilgili, sürem kalırsa ona girmeyi düşünüyorum. Değinmek istediğim bazı özellikli maddeler var. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'yla ilgili, bu kanun teklifinin 4'üncü maddesi, ona biraz değineceğim. Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığı yani kendisinin yaptığı ve ücretsiz girişli olan yerler var, bunların işletilmesiyle alakalı ve Kültür ve Turizm Bakanlığının kendi bünyesindeki Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) veyahut da DÖSİMM'in yüzde 45 ve üstü hissesi olan kuruluşlar aracılığıyla -bu, özel şirketler de olabilir- işletilmesiyle ilgili söz konusu bir madde. Bu madde de işletilme esasında Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığı halk plajlarıyla ilgili. Böyle 19 tane halk plajı var; 16'sını bu DÖSİMM işletiyor. Bu DÖSİMM'in ortak olduğu kuruluş buradaki kanunda başladığı zaman, baktığımız zaman TURAŞ'ı işaret ettiğini görüyoruz. DÖSİMM'in yüzde 48,9'u TURAŞ'ta iştirak hâlinde yani TURAŞ'ın yüzde 48,9 hissesi DÖSİMM'e ait, geri kalan da, yüzde 50'nin biraz üzerinde kısmı Turizm Dayanışma Vakfına (TUDAV) -bu eski Bakanlık çalışanlarının kurduğu bir vakıf- ait. Burada birtakım işletmeler yapılırken, bu tesisler hayata geçirilirken bazı sıkıntılı durumlar söz konusu. Genel müdür atanmış, genel müdür atandıktan sonra burayla ilgili birtakım incelemeler ve denetlemeler, raporlar hazırlamış. Çok önemli usulsüzlükler tespit etmiş esasında, bunu da Bakanlığa bildirmiş fakat Bakanlık bürokratlarının önünde herhangi bir işlem yapılmamış. Birazdan bu konuyla ilgili bazı soruları soracağız, onlara da cevaplar arayacağız. Burada TUDAV'la ilgili de bir kayyum ataması söz konusu olmuş. Bu kayyum atandıktan sonra aynı zamanda bu kayyum heyeti TURAŞ'ın da yönetimine atanmış oluyor yani bir vakfın yönetim kurulu üyeleri veyahut da kayyumları Türk Ticaret Kanunu'na tabi bir özel şirketin de yönetim kurulu üyesi olarak atanmış ve oraları işletmeye başlamış. Şimdi, bu maddeye baktığımız zaman bunun Sayıştay denetiminden ve birtakım kamu ihale sözleşmeleriyle ilgili, kamu ihale kurumlarıyla ilgili alım satımdan muaf tutulmasıyla ilgili bir işlem olduğunu görüyoruz çünkü Sayıştay denetimine tabi olmuyor, kamu ihale sözleşmeleriyle ilgili alım satımlarda da buraya tabi olmuyor. Aynı zamanda, buradaki yöneticilerin özlük hakları ve maaşlarıyla ilgili, ücretleriyle ilgili de hiçbir bilgimiz olmuyor. Şimdi, yetkililer de burada, bazı sorular soracağım, özellikle de bunların cevabını buradan tekrar -Plan ve Bütçe Komisyonunda da sormuştum- isteyeceğim. Bakanlığınızın yüzde 48,9 oranında hissedarı olduğu TURAŞ AŞ'nin yapımını üstlendiği tüm halk plajı projelerinin yapım maliyetleri ayrı ayrı ne kadardır? Bunların finansmanı nasıl sağlanmıştır?

Yine, Bakanlığın hissesi burada yüzde 48,9, devlet dışındaki diğer kurumların hissesi -bu da TUDAV'a ait, az önce söylemiştim- yüzde 50'den fazla, yüzde 51. Burada son beş yılda TURAŞ AŞ'ye hangi gerçek ve tüzel kişiler tarafından bağış ve yardım yapılmış? Bunların tutarları nedir? Son beş yılda TURAŞ AŞ'nin sunmuş olduğu danışmanlık, eğitim faaliyetleri gibi hizmetler karşılığında TURAŞ AŞ'nin tahsil ettiği tutarlar ne kadardır? Burada yine önemli bir soru da şu: TURAŞ AŞ'ye yaptıkları söz konusu ödemelerin karşılığında, bu ödemeleri yapan kişi ve kuruluşlara ilave kamu arazisi tahsis izni, ilave yapılaşma izni, kat izni verilmiş midir? Aynı zamanda, TURAŞ AŞ'nin Yönetim Kurulu üyeleri kimlerden oluşmakta? Bunların özlük hakları, ücretleri nedir? Çoklu maaş alanlar var mıdır? Buradaki üst düzey yöneticiler kimdir? Bununla ilgili soruların da cevaplanması gerekiyor.

Burada bir konuyu daha dikkatlerinize çekmek istiyorum ben: Turizm Dayanışma Vakfının (TUDAV) hissedarı olduğu şirketler TURAŞ AŞ ve aynı zamanda TURVAKEN Enerji -bir enerji şirketi var, Enerji Üretim AŞ diye- bu Vakfın şirketi. Şimdi, bu Vakfın iştirakiyle ilgili, buradaki yöneticilerin -enerjiyle ilgili bir şirket olduğuna göre- enerjiyle ilgili, enerji işinden anlayan yöneticiler olmasını beklersiniz. Nasıl, dünkü konuşmamızda bahsetmiştik; banka üst düzey yöneticilerinin, yönetim kurulu üyelerinin bankacılık geçmişi olması lazım ama öyle değil. Burada da bakıyoruz, aynı şey burada da söz konusu: TURAŞ'ın Yönetim Kurulu Başkanı Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam. Serdar Çam aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimî Komitesi üyesi, TİKA'dan sorumlu Bakan Yardımcısı, zaten önceki TİKA Başkanı, biliyorsunuz, Yunus Emre Vakfının Mütevelli Heyeti üyesi. Şimdi, az önce bahsettiğim "Enerji şirketindeki yöneticiler kim?" diye baktığımız zaman, bunlar da Kültür ve Turizm Bakanlığında daire başkanları. Enerji şirketi var, güneş enerjisi santrali kurulmuş; bu işlerle ilgili iştigal ediyor, faaliyet de yapıyor. Onur Gözet, Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü Yurt Dışı Ofisler Daire Başkanı. Caner Yılmaz, yine Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Araştırma ve Değerlendirme Daire Başkanı. Eras Eraslan, bu da İdari İşler gibi.

İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Kaç maaş alıyorlar, kaç maaş?

CEVDET AKAY (Devamla) - Hasan Hüseyin Kınıklıoğlu, bu da başmüfettiş. Müfettişler denetleme işinden anlarlar, her şeyi de öğrenebilirler, müfettişi kabul edebiliriz ama diğerlerinin enerji işiyle ilgili anladıkları ne durum var, ne söz konusu, bu kişiler ne kadar ücret alıyor, ayrıca başka nerede görevliler? Çünkü buradaki görevleri nedeniyle sınırlamaya tabi değiller. Hani 2 maaş sınırlaması konuldu ya, bir asli görev, bir de diğer tali olarak atandığı görevden fazla 2 maaş alamayacaklar; işte böyle üç, dört yerden maaş almalar maalesef bu şekil devam ediyor, uygulamada da devam ediyor, bunlara önlem alınması gerekir.

Bir de TUDAV'a kayyum atanmış, kayyum atandıktan sonra bunlar TURAŞ'ın da yönetimine gelmiş. "Bu kayyumlar kim?" diye baktığımızda da birisi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un çalıştığı hukuk bürosunun üç yıllık avukatı, bu avukatı buraya atamışlar. Yine birisi Bakanlık emrinde bürokrat, birisi ebru sanatçısı, birisi de mali müşavir. Şimdi, bunlar aynı zamanda TURAŞ gibi bir müesseseyi de yönetiyorlar ve buradaki usulsüzlüklerle ilgili de -plajların kaça yapıldığı, kimlere yapıldığı- az önce sorduğum sorularla ilgili de bunu bir önceki Plan ve Bütçe Komisyonunda bu kanun geldiğinde milletvekilimiz Sayın Akif Hamzaçebi de Komisyon üyesi olarak sormuş o zaman, orada da hiç cevap verilmemiş bir kısmına. Ben de ilave sorular sordum, aynı soruların burada da cevabını istiyoruz.

Yine bu kanun teklifinde emeklilerle ilgili durum söz konusu. Esasında 13'üncü madde de çok önemliydi, veri hırsızlığıyla alakalı, özel istihdam ofislerinin İŞKUR'a bildirimleriyle ilgili. Bu konuda çalınan veriler var, İŞKUR da bu kamu kurumları arasında, 14 kamu kurumu arasında. Şimdi, özel şahısların verileri, işe girenlerin verileri buraya bildirildiği zaman birtakım sıkıntılar olmuştu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akay, lütfen tamamlayın.

CEVDET AKAY (Devamla) - Bu kurumların da madde üstünde ayrıca detaylı konuşulması gerekecek, konuşacak arkadaşlarımız mutlaka olacak ama baktığımız zaman da emeklilere yapılan en düşük emekli aylığının 2.412 TL olarak artırılması kabul edilebilir bir durum değil. Biz net asgari ücret seviyesinde olmasını önerge olarak teklif ettik, kabul edilmedi. Asgari ücretin de ara zamla 30.205 TL'ye çıkarılmasını istemiştik. Emekliler, işçiler, asgari ücretliler zor durumda. Bir taraftan bu zammı yapan üst düzey yöneticiler, Bakanlar 30 bin lira ile 55 bin lira arasında defaten, bir kalemde zam alırken bu çalışan emeklilerin 2.412 TL'ye talim etmesi mümkün değil. Aynı zamanda memurlar ve çalışanlar arasındaki makas da daralmakta ve alt tabanda birleşmekte. Kamu mühendislerinden tutun da ortalama memurlara kadar bu uçurum daralmakta ve herkes asgari ücretle çalışmaya, en düşük emekli aylığıyla çalışmaya mahkûm edilmeye doğru gitmekte.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)