GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:107
Tarih:09.07.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen hain darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hâl sürecinde çıkarılan OHAL KHK'leri başlangıçta darbe girişimine karışan unsurlarla mücadele amacını taşısa da zamanla olağanüstü koşulların ötesine geçmiş, darbe teşebbüsü ya da söz konusu teşebbüs içerisinde rol oynayan kişilerle bir ilişkisi bulunmayanları da kapsar şekilde uygulanarak kalıcı mağduriyetlere yol açmıştır. 23 Temmuz 2016'dan itibaren yayımlanan 32 adet OHAL KHK'si kapsamında 130 binden fazla kişi kamu görevinden ihraç edilmiştir. Ayrıca, Adalet Bakanlığının verdiği sayılara göre 4 binden fazla hâkim ve savcı da kamu görevlerinden sürekli olarak uzaklaştırılmıştır. Benzer şekilde, olağanüstü hâlin bitmesinden sonra da ihraçlar devam etmiş, 375 sayılı KHK'ye dayanarak binlerce kişi kamu görevinden çıkarılmıştır.

OHAL KHK'leriyle gerçekleştirilen ihraç işlemleri, herhangi bir yargı kararı ya da usulüne uygun bir idari soruşturma olmaksızın "Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara irtibatı ya da iltisakı" gibi soyut, muğlak ve söz konusu tarihe kadar ceza ve idare hukukunda bulunmayan gerekçelere dayandırılmıştır. Ayrıca bu yapı ve oluşumlara "üyelik" ve "mensubiyet" kavramları da ihraçlara dayanak olarak kullanılmıştır ancak bu durum, Anayasa’nın 13, 20, 36, 38 ve 118'inci maddelerine açıkça aykırı bulunarak 2022 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından da iptal edilmiştir. Sadece Anayasa Mahkemesi değil, Venedik Komisyonu da KHK uygulamalarıyla Hükûmetin geçici olağanüstü hâlin dışına çıkarak kalıcı tedbirler aldığı yönünde görüş bildirmiştir.

"OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu" adı altında kurulan Komisyon 100 binin üzerinde başvuruyu değerlendirmekle yükümlü olmasına rağmen sürecin uzunluğu, şeffaflıktan uzak işleyişi ve adil yargılanma ilkesi bakımından yarattığı sorunlar nedeniyle kamuoyunun haklı eleştirilerine neden olmuştur. Dahası, bu Komisyon tarafından göreve iade kararı verilen birçok kişi, değerli milletvekillerim, özellikle buna dikkat çekmek isterim, ölümünden sonra haklarına kavuşabilmiştir. Aradan geçen dokuz yıla rağmen on binlerce KHK'li hâlâ kamu görevine iade edilmemiştir. Devam eden yargılamalar keyfî kararlarla sürdürülmekte, anayasal hakların kullanılması ve hukuka uygun eylemler bile ihraç gerekçesini haklı göstermek için kullanılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, ihraç edilen kişiler yalnızca mesleklerinden değil aynı zamanda sosyal haklarından, seyahat özgürlüğünden, kredi ve sosyal yardım gibi kamu desteklerinden de yoksun bırakılmış, çocukları ve yakınları dahi dolaylı bir şekilde cezalandırılmıştır. Bu süreçte çok sayıda KHK mağduru ekonomik, psikolojik ve toplumsal baskılar nedeniyle intihara sürüklenmiş ya da ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda, OHAL KHK'leriyle kamu görevinden ihraç edilen kişilerden hakkında adli bir soruşturma bulunmayan, ceza soruşturması sonucunda hakkında takipsizlik kararı verilen ve mahkemelerde beraat eden kişilerin hâlâ görevine iade edilmemesi hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.

Tüm bu nedenlerle, KHK dramına son verilmesi ve adaletin tesis edilmesi, KHK'lilerin ve ailelerinin yaşadığı hukuki, ekonomik, psikolojik ve sosyal mağduriyetlerin tüm boyutlarıyla araştırılması gerekir.

Değerli milletvekilleri, iki çeşit insan vardır; zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe hatalarıyla yüzsüzleşen. O yüzden, biz, iktidar sıralarına hatalarıyla yüzleşmeyi tavsiye ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayın.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ülkemizin istikbalinin her türlü siyasi çekişmenin üstünde olduğuna biz yürekten inanıyoruz. O yüzden, ülkemize uzanabilecek en ufak olumsuz eli dahi kırmaya da hazır olduğumuzu ifade etmek istiyoruz ancak bir insanın en güzel süsü merhametidir ama mesele, merhamet değil değerli milletvekilleri, sadece ve sadece adalettir. KHK mağdurları bizden, Türkiye Büyük Millet Meclisinden merhamet beklemiyor, adalet bekliyor. Özellikle isminin başında "adalet" olan Adalet ve Kalkınma Partisinden adalet bekliyor, "Gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz; yeter ki Anayasa'ya, mevzuata ve uluslararası sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına hakkıyla uyun; sizden başka bir şey istemiyoruz." diyorlar.

Samanlıkta kaybettiği iğneyi arar gibi adalet arayan KHK mağdurları herkes kadar insandır diyor ve araştırma önergemize desteğinizi bekliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)