GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:08.07.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Türkiye'de seçmen iradesinin en fazla gasbedildiği partinin vekili olarak konuşuyorum. 2016 yılında ilan edilen olağanüstü hâl sürecinden bu yana kayyum siyaseti DEM PARTİ'li belediyelerle başladı. Bugün hâlen 11 belediyemiz kayyumlarla yönetiliyor ve milyonlarca DEM PARTİ'li seçmenin iradesi açıkça gasbediliyor. Elbette ki bu kötü deneyimin hiçbir siyasi parti tarafından deneyimlenmesini istemeyiz. Sadece istememekle de kalmayız, aynı zamanda bu zihniyetle, bu kayyum anlayışıyla da mücadele etmeye devam edeceğimizi ifade edelim.

Evet, değerli arkadaşlar, Abdurrahman Tutdere; kimdi Abdurrahman Tutdere? 80 bin kişinin hâlen konteynerlerde yaşadığı Adıyaman Belediyesinin Başkanıydı. O, AKP tarafından daha önce talan edilen Adıyaman'ı ayakta tutabilmek için, depremzedelere yardım edebilmek için mücadele eden bir Belediye Başkanıydı. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Az önce ev hapsi kararı verildi kendisi hakkında ve bu mücadelesi aslında ne yapılmaya çalışıldı? Güya "yolsuzluk" adı altında sekteye uğratılmak istendi.

Yine, Zeydan Karalar; iki dönemdir Adana gibi büyük bir kentin seçilmiş Belediye Başkanı. An itibarıyla Sulh Ceza Hâkimliğine tutuklama talebiyle gönderilmiş durumda.

Muhittin Böcek; Antalya halkının oylarıyla göreve gelmişti. Ne yaptınız peki siz? Adına "hukuki operasyon" dediniz. Oysaki tamamen siyasi saiklerle, hukuk kılıfı altında tutuklamalar ve gözaltılar gerçekleştiriyorsunuz. Gizli tanık beyanları ve mesnetsiz iddialarla yürütülen bu süreç bir yargılama değil açıkça bir tasfiye operasyonudur. (CHP sıralarından alkışlar) Bu ülkede her siyasi operasyonun ardından Adalet Bakanı çıkıp açıklama yapıyor, diyor ki: "Türkiye bir hukuk devletidir." Daha henüz yapmadı bu açıklamayı, eli kulağında, yapacak. Ben bu açıklamayı yaptıktan sonra soracağım şu soruların cevabını da istiyorum Sayın Yılmaz Tunç'tan -henüz eli kulağında- bakın, soruyorum soruyu: Neden bu gizli tanık dışında hiçbir delil olmayan dosyalardan belediye başkanları aylarca hatta yıllarca tutuklu kalıyor? Neden masumiyet karinesi yok sayılarak dört bir yandan algı operasyonu yapılıyor? Üç günde bir "Bu ülke hukuk devletidir." diyeceğinize çıkın, bunun açıklamasını yapın. "Sadece muhalif partilere soruşturma açılmıyor." dediler. Hemen İçişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı, dedi ki... Yani şunu biz söyleyelim: Türkiye'de 1.394 belediye var, bunun 505 tanesi AK PARTİ'ye ait. İçişleri Bakanlığı şöyle bir açıklama yaptı: 2024 yılı itibarıyla 59 AKP'li belediye başkanı hakkında soruşturma izni verildiğine dair bir açıklama yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kunt Ayan, lütfen tamamlayın.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Peki, soruyoruz o hâlde ya: Bu 59 AKP'li başkandan hangisinin evi sabah saat beşte yüzlerce polis tarafından basıldı? Hangisi gözaltına alınırken canlı yayınlarda linç edildi? Hangisi daha ifade vermeden tutuklama kararı verildi? Neden AKP'li belediyelerde bu yolsuzluk görmezden geliniyor diye soruyoruz size? Yine, masumiyet karinesi neden sadece iktidar mensupları için geçerli? Bunun cevabını vermeniz gerekiyor sizin. Biz buradan açıkça ifade ediyoruz: Bu açık açık, iktidardan düşme korkusuyla yapılan operasyonun tam da ismidir. Evet, çok açık söylüyoruz: Seçme hakkı gasbedilemez. Yerel yönetimler siyasi kararlarla zapt altına alınamaz. Bu yalnızca bir siyasi parti mücadelesi değil demokrasiye, hukuk devletine, halk iradesine sahip çıkma iradesidir. Biz bu mücadeleyi her alanda sürdürmeye devam edeceğiz. Kayyumlar gidecek, halk kalacak! (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)