GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Orman yangınlarına ve nedenlerine, görüşülecek olan 215 sıra sayılı Kanun Teklifi'ne, açıklanan enflasyon rakamına, sağlık ve eğitim hizmetine ulaşıma ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:105
Tarih:03.07.2025

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, yangınlar devam ediyor bildiğiniz gibi; dün de Ödemiş ve Çeşme'de çok büyük yangınlar söz konusu oldu. Gerçekten vicdanımız yanıyor, çok üzgünüz.

Bakın, bir fotoğraf daha göstereceğim. Bu fotoğrafa baktığınızda kül olmuş bir orman görüyorsunuz, orta yerinde de yerleşim yerleri. Yerleşim yerleri tabii çok büyük bir tehlike atlattı ama hemen şu soruyu sormak gerekiyor: O ormanın ortasında o yerleşim yerleri ne arıyor? O yerleşim yerlerine imar izni verdiniz, imar affı getirdiniz. O yerleşim yerleri orada oldukça daha çok ormanlarımız yanar. Bu yanan bölgenin yeniden orman vasfını kazanması kırk yıl ama bu yanan bölgeye yapacağınızı inşaatlar iki yılda orayı dolduracak. İşte, bu orman yangınlarının arkasında yatan gerçeklerden biri bu, maalesef bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bütün kıyılarımız yanmaya, kıyılardaki ormanlık alanlarımız yok olmaya devam ediyor ve biz tam da bu aşamada enerjiyle ilgili bir kanun teklifini görüşeceğiz. Bu kanun teklifinin de hedefinde ormanlar, zeytin ağaçları, su alanları söz konusu. Enerjiyle ilgili bu kanun teklifini görüşeceğiz, özellikle Muğla'daki termik santrallerin kömüre ulaşması amaçlı düzenlemeleri görüşeceğiz. Süper izin çıkıyor, belli kurullar oluşturularak stratejik madencilik önemseniyor ama sonuçta doğa katledilecek, bu stratejik madenciliğin de bu süper izinlerin de aslında bize hiçbir olumlu dönüşü olmayacak. ÇED raporlarını yok sayan, "ÇED Gerekli Değildir" diyen bir anlayışla hazırlanan bir yasa geliyor. Ne için? Madenler çıksın diye. Ne için? Kömürle elektrik üretilsin diye.

Peki, bu elektriği üretenler, bu rantı yakalayanlar ne yapıyorlar? Bu arazilerin yanma nedenlerinden biri elektrik iletim hatlarının aslında zamanında yenilenmemesidir. Yani kazanıyorlar, o rantın üzerine konuyorlar, kârlarına kâr katıyorlar, yapmaları gereken yatırımları yapmadıkları için de ormanlar yanıyor. Şimdi, böyle bir kabusun içindeyiz.

O nedenle buna son vermenin yolu; bir, bu yasaların geri çekilmesi; iki, her şeyden önce Meclisin acilen gerekli komisyonlarını kurup bugüne kadar doğaya karşı yapılmış yasaların hepsi üzerinde çalışmalar yapmasıdır. Bunu durdurmak zorundayız yoksa gerçekten ülkemizin, ormanlarımızın geleceği büyük bir tehdit altındadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; enflasyon rakamı açıklandı, mucize bir rakam -dün söylemiştik- geldi: 1,37. Evet, TÜİK Başkanı Doktor Erhan Çetinkaya'nın doktorası bankacılık ve finans üzerine yani büyük olasılıkla eğitiminde istatistik de okumuştur. Hep derler ya "İstatistik yalan bilimidir." diye; hayır, istatistik yalan bilimi filan değildir, istatistik masum bir bilimdir; insanlar kötü niyetlidir, TÜİK'in başındaki şahıs da kötü niyetlidir ve enflasyon üzerinde oynamasıyla bugün için emeklilerin ve emekçilerin alacağı zam oranı belirlenmiştir ve onların hakkı bir kez daha gasbedilmiştir. Bakın, resmî rakamlara göre TÜİK diyor ki: "Kiralara yüzde 43 zam yapabilirsiniz." Neredeyse yüzde 45 ama emekçilere, emeklilere yüzde 15 zam yapılsın diye rakamlarla oynayabiliyor.

Bugün ENAG'ın da rakamları açıklandı. ENAG da enflasyonu yüzde 70 olarak açıkladı yani bir yerde yüzde 35, bir yerde yüzde 70. ENAG'ın rakamları neden sahicidir, neden daha gerçekçidir biliyor musunuz? TÜİK zaten bunu bizzat itiraf etmişti, demişti ki: "Hissedilen enflasyon aslında manşet enflasyonun 2 katıdır." Yani sizin manşete yazdığınız ile hissedilen arasında yüzde 100 fark var. Kaldı ki bunların hepsi sonuçta manşet enflasyonu; emekçinin, emeklinin yaşadığı enflasyon, yoksulun yaşadığı enflasyon çok daha yüksek.

Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomi bu denli kötüyken kamu hizmetlerine ulaşım meselesi de her geçen gün çok daha büyük önem arz ediyor. Çünkü zaten insanlar yoksul, zaten insanlar geçinemiyor; eğitim ve sağlık hizmetine ulaşım meselesi çok daha önem arz ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sezai Bey.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.

Ama dönüp baktığınızda hem sağlığa hem eğitime ulaşmak neredeyse mümkün değil, ulaşılsa da nitelikli bir eğitim ve sağlık hizmetini alabilmek için yeniden fiyatlamayla yani onun bedelini ödemekle karşı karşıya kalıyorsunuz. Birkaç tane örnek: Kanser hastalarının ilaçlarının geri ödeme listesine alınması sağlandı. Bakan da bunu müjde gibi açıkladı, aslında büyük bir mahcubiyet duyulması gereken bir konuydu, bunu müjde olarak açıkladı. Peki, bu zamana kadar bu ilaçların bedelini ödemiş yoksullar ne olacak? Hani bugünden sonra listeye aldınız ama bugüne kadar bu ilaçları bulamadığı için ölenler de oldu, hâlâ geçmişteki tedavi masraflarına katlandığı için büyük bir borç yükü altında olan hastalar da var. Bu borç yükünün telafi edilmesi, bunun da karşılanması gerekir.

Kaldı ki mesele sadece bunla da çözülmüyor; kamusal, nitelikli, ulaşılabilir bir sağlık hizmetini, böyle bir kamu hizmetini var etmemiz gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bir yerden örnek vereceğim, Şırnak vekillerimiz sıklıkla dile getirdiler, ben de dile getirmek istiyorum: Şırnak Devlet Hastanesinde doktor yok; Şırnak Belediyesini kazanmak için göstermiş olduğunuz özenin yüzde 10'unu gösterseydiniz doktor olurdu. Belediyeyi kazanmak için oraya götürdüğünüz doktorlar bari orada kalsaydı. Şırnak Devlet Hastanesinde doktor yok. Cizre'de bir kadın doğum yapmaya kalktığında gideceği mesafe 120 kilometre. Şimdi, böyle bir rezalet olmaz. Siz nitelikli bir sağlık hizmetini, ulaşılabilir sağlık hizmetini her yere götürmek zorundasınız ama öncelik bu olmadığında işte insanlarımız nitelikli, ulaşılabilir, ana dilinde sağlık hizmeti almaktan yoksun kalıyorlar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, eğitimden de bahsettik; bakın, birçok üniversitede bölümler kapatılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

8'inci dakika, son dakika.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim, toparlıyorum.

Üniversitelerde bölümler kapatılıyor, fen edebiyat fakülteleri, özellikle güzel sanatlar, yönetim bilimleri, turizm işletmeciliği gibi bölümler kapatılıyor. Bu kapatma, üniversite açma ya da bölüm açma, bölüm kapatma üniversitenin akademik özgürlüğünü, üniversiter özgürlüğü yok sayan bir yerden, tepeden yapılıyor. Bu tepeden yapılmaların üniversitelerde, bilim dünyasında nasıl sonuçlar ürettiğine dair bir örnek vereyim: Millî Savunma Üniversitesi Rektörü açıklama yapmış, bakın, ne demiş: "Eğitim süresi uzadıkça evlilik yaşı yükseliyor." Şimdi, bir rektör bir nüfus planlamasına, bir demografik yapıya ve eğitim sistemine böyle yaklaşıyorsa işte üniversitelerin çoraklaştığının resmi de budur.

Teşekkür ediyorum.