GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:85
Tarih:29.03.2012

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bir eğitim sisteminin yapısına müdahale toplumun geleceğini şekillendirmeye yöneliktir. Her dönemle birlikte sistemin yeniden kurulmak istenmesi milletin sürekliliği açısından tehlikelidir. Toplumlar geçicilikleri üzerinden değil süreklilikleri üzerinden geleceğe tutunurlar. Tarihi olmayan kurumlar tarih olmaya mahkûmdur. Türk milleti her hükûmet ya da bakana göre bir kimlik,  bir eğitim, bir tarih, bir inanç ya da bir değerler sistemi edinmeye zorlanması gibi tavırla karşı karşıya kalıyor. Hükûmetler gelir hükûmetler gider, eğitim sistemleri eskir, değerler değişir, teknolojiler yenilenir, güncel eğilimler gelir geçer fakat kimlik ve idealler bir kılavuz ve esin kaynağı olarak kalmaya devam eder. Sürekli değiştirilen, kaldırılan, yenilenen ya da ekseni kayan bir eğitim sistemiyle kimlik ve şahsiyet sahibi nesiller yetiştirilemez. Manevi, millî, insani ve moral değeri olmayan bir eğitim sistemi, hangi yapı ve aracı kullanırsa kullansın, toplumsal ihtiyaçların değil nefsinin ihtiyaçlarının peşinde koşan bencil insanı yetiştirir. Eğitim, toplumun geleceği bakımından hayati bir konudur ve asla hırsların, tutkuların, saplantıların ve intikam duygularının aracı olarak kullanılamaz. İnsanı nesne yerine koyan, eğitimi rant aracı olarak gören, eğitimi rövanş almanın aracına indirgeyen her anlayış, yalnız sakat değil aynı zamanda tehlikelidir de.

Her şeyi herkesten çok iyi bilen Sayın Başbakan emretti ve bu yasa tasarısı AKP Grubu tarafından uygulamaya sokuluyor. Türkiye, yeni uygulamanın sebep olacağı sorunları ise yaşayarak öğrenecektir. Millî Eğitim Bakanının bile eğitimci olmadığı bir ülkede, eğitimle ilgili yasa tasarısının eğitimci olmayanlar tarafından hazırlanmasının sıradan bir iş olduğu düşünülebilir ama öyle değildir.

Sekiz yıllık zorunlu eğitimden on iki yıllık kesintili eğitime geçiş için düzenlenmiş çalıştaylar, paneller, konferanslar olmalıydı, onlar orta yerde yok. Konuyla ilgili akademik çevrelerin, eğitimle ilgili sivil toplum örgütlerinin çalışma ve düşünceleri de orta yerde yok. Eğitimde kökten değişiklik yapacak bu yasa tasarısı üzerinde konulmuş kitap, dergi, makale de orta yerde görünmüyor.

AKP'nin kâğıt üstüne yazılmış üç sayfalık bir gerekçeyle bir ülkenin eğitim sistemini kökten değiştirme talebi antidemokratik ve tepeden inmecidir. Daha açıkçası, bu tavır tam da 28 Şubatçılara özgüdür. İktidarın kudret elitleri, bu çok eleştirdikleri ve dönüştürmek istedikleri 28 Şubatçıların tavrını bizzat kendileri uygulamaya koymuşlardır.

Meselenin aşırı siyasallaşması, üstelik hınç ve intikam duygularıyla hareket edilmesi, millî eğitimde umut ettiğimiz değişim ve reform hamlelerinin yapılamayacağını göstermektedir. AKP'nin uzlaşmaz, bencil, diyaloğa ve iş birliğine kapalı siyaseti, eğitim hayatımızı yeni ve daha büyük sorunların ortasına sürükleyecektir.

Üzülerek ifade etmek isterim ki milyonlarca evladımız ve ailesi AKP'nin neden olduğu kavga ve gerginlik hâlinden dolayı bezgin ve kaygı içindedir. Başbakanın akşam yatıp sabah kalkmasıyla şekil bulan, "4+4+4" ifadesiyle somutlaştırdığı ve adına "eğitimde reform" denen teklifin her şeyden önce temelsiz bir içeriğe sahip olduğu meydandadır. İdeolojik endişeler, siyasi hesaplar eğitimdeki ihtiyaçların önüne geçmiş, çocuklarımızın ve gelecek nesillerin nasıl ve ne durumda olacakları esas olarak hiç gündeme getirilmemiştir.

Eğitim sistemiyle ilgili görüşlerin 28 Şubatla ilişkilendirilmesi ve imam-hatipler özelinde yürütülmesi, tabiatıyla AKP istismarının başka bir sonucudur. Parti olarak 28 Şubatın tarafgir ve dikte ettirici yaklaşımını ne kadar çirkin ve kabul edilemez buluyorsak AKP'nin de siyasi uygulamalarını aynı ölçü ve ayarda değerlendiriyoruz. AKP zihniyeti açıkça kendi 28 Şubatını oluşturmakta ve bunu da insafsızca sürdürmektedir. Dün demokrasinin kafasında tank geziyordu, bugün AKP'nin balyozu durmaktadır. İmam-hatipler dün hedefti, bugün de istismarın merkezindedir. İmam-hatiplerin varlığı memnuniyet vericidir. Genel Başkanımız net bir şekilde ifade ediyor: "Samimiyseniz, içtenseniz gelin imam-hatip liselerinin orta kısmını hep birlikte açalım, Kur'an-ı Kerim'i okullarda okutalım, yükseköğretimde kız öğrencilerin başörtüsünü çözelim."

AHMET YENİ (Samsun) - Açtık, açtık.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Evet "Açtık" diye laf atıyorsunuz, ama bunlar getirdiğiniz kanun teklifinde yoktu.

AHMET YENİ (Samsun) - Vardı, siz anlayamadınız.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ne zaman Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı ve Milliyetçi Hareket Partisinin kadroları bunu gündeme getirdi, istismar edeceğiniz kesimlerin avantajları elinizden alındığı için dört elle sarılarak bu teklifi getirdiniz. Biz daha kapsamlısını getirmemize rağmen, buna ret verdiniz.

Şimdi, milletin beklentilerini Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman yapmaya hazırız, her zaman varız.

AHMET YENİ (Samsun) -  İktidardayken niye yapmadınız?

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bu kadar ulvi işler yaparken, rant kokan tablet ihalesinin Kamu İhale Yasası'ndan çıkarılması helale haram karıştırmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - Tek başına mı iktidardaydık Ahmet Yeni?

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bakın, Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye lafını her zaman söylüyorsunuz ama Cenabı Allah?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ?söylediklerini uygulamayan kullarından eylemesin.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - On yıl oldu, on yıl. On yıl oldu, hâlâ çözmediniz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yılmaz.