GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:103
Tarih:01.07.2025

MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 12'nci madde üzerine grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Size bir filmden bahsetmek istiyorum. Film 1957 yapımı, Henry Fonda'nın başrolünü oynadığı bir film, siyah beyaz bir film ve sadece bir mekânda geçiyor. Filmin içeriğinde 18 yaşında göçmen bir çocuğun babasını öldürdüğüne dair bir iddia var ve 12 jürinin tamamının o iddiayı kabul edip çocuğun elektrikli sandalyeye gönderilmesini kabul etmesi gerekiyor. Tabii, bu 12 jüri içerisinde, burada olduğu gibi "Bir an önce ayrılalım." "Başka işimiz var." "Akşam yemeğimiz var." "Seçim çevreme gideceğim." "Şu programım var." diyen jüriler var ve bu 11 kişilik jürinin tamamı diyor ki: "Bu çocuk suçludur, katildir, gören var, şahit var; dolayısıyla, bu çocuğun idamına hep beraber karar verelim." Bir kişi hariç, o da 8'inci jüri Henry Fonda diyor ki: "Hayır, tartışalım, konuşalım; bir açıdan bakıyorsunuz, farklı açılardan bakalım." ve emin olun, filmin sonunda, 90 dakikanın sonunda o 8 numaralı jüri 11 jürinin tamamını ikna ederek çocuğun suçsuz olduğunu ispat ediyor, tespit ediyor.

Değerli arkadaşlar, şimdi, burada "İklim Yasası Teklifi" adı altında bir şey konuşuyoruz. İklim Yasası Teklifi'yle ilgili sanki bütün derdimiz bitti, bütün problemimiz bitti "Acaba bunu, kendimizi mevzuata nasıl uydururuz?" diye alelacele çıkarmaya çalışıyoruz. Maden Yasası'nı konuşuyoruz -yani hiçbir insani şekilde açıklanmayacak durumda olan- Komisyon üyelerini yirmi yedi saat çalışmak zorunda bırakıyoruz, hızın felaket getireceğini hiçbir zaman düşünmüyoruz.

Bakın, ben şimdi bazı verileri size vermek istiyorum, Türkiye'nin şartlarını buna uydurmak için verdiği mücadelenin Avrupa'da, dünyada nasıl yankılandığına dair. 2022 sonrasında, Rusya-Ukrayna savaşından sonra, Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Belarus'ta, Slovakya'da, Hindistan'da, Amerika'da nükleer santral açılmış. Başka bir şey daha söyleyeceğim: Şubat 2022'den sonra yani Rusya-Ukrayna savaşından sonra Almanya'da termik santral çalışmaya başlamış -ismi var, telaffuz edemeyebilirim- Janschwalde; herhâlde, Almanca böyle telaffuz edilebilir. Ayrıca, Almanya'da 2020 yılında açılan bir termik santral 2022 yılında kapasite artırımına gitmiş. Sonra Özbekistan'da 2028 yılında faaliyete geçmesi hesaplanan 4 tane termik santral açılacakmış, Güney Afrika'da ve Zimbabve'de de aynı şekilde, termik santraller dünyanın bütün her tarafında açılıyor. Ama birileri bize diyor ki: "Kendi mevzuatınızı Avrupa Birliğinin koşullarına uydurmak adına her türlü fedakarlığı yapın; sanayiniz her türlü sıkıntıyı yaşasın, problem değil." Bu, elbette şu anlama gelmiyor: Yenilenebilir enerjiyi, diğer enerjileri desteklemeyelim, elbette çevrenin, iklimin korunmasıyla ilgili atılması gereken adımları atmayalım anlamına gelmiyor ama burada dünyayı kirleten 2'nci büyük ülke olan Amerika'nın Başkanı Paris İklim Anlaşması'ndan çekiliyor, çekilirken de diyor ki: "Adil olmayan, tek taraflı..." Sonra "Adil olmayan, tek taraflı Paris İklim Anlaşması dolandırıcılığından derhâl çıkıyorum. Çin, hiçbir yaptırıma uğramadan çevreyi kirletirken ABD olarak biz kendi sanayimizi sabote etmeyeceğiz." diyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bütün bu veriler alt alta, üst üste konulduğunda, bence bu "iklim" denilen ama adı "iklim" değil bir "ticaret" kanunu olan bu kanundan önce, şayet hangi komisyon görevliyse bize Türkiye'nin Gümrük Birliğinden uğradığı zararların neler olduğunu getirse, burada tartıştırsa emin olun bu kanunu belki bir anlamda mazur görebilirdik ama gümrük birliğiyle ilgili uğradığımız zararlar ortada, gümrük birliğinin ekonomimize verdiği zararlar ortada. 1995 yılında Gümrük Birliği Anlaşması'nı imzaladık, 1995 yılından beri belki 1.995 sefer revize edileceğine dair iddialar yetkililer tarafından ifade edildi ama biz bugün Avrupa'ya satacağımız çeliği, kömürü, demiri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MUSTAFA KAYA (Devamla) -

...satarken "Biz maliyet üstlenmeyelim de sanayicimiz üstlenmesin." diye maalesef kendimizi mevzuata uydurmaya çalışıyoruz ama aynı şekilde, termik santrallerde filtre denetlemesini yapmıyoruz, filtre takımını öteliyoruz ve diyoruz ki: "Ey zenginler, ey parası olanlar, ey sermayeyi her türlü istedikleri gibi kullananlar; sizin dünyayı kirletmeye hakkınız var, siz filtre takmasanız da olur. İnsanlar kanserden hayatını kaybetsin, hiç önemli değil ama ne olur, biz kendimizi mevzuat uyduralım." Bu kabul edilemez, bu doğru değildir.

Aynı zamanda, size "12 Kızgın Adam" filmini anlatırken bizim görevimizin bazen bize kızsanız da bazen bize darılsanız da bazen "Bizi yoruyorsunuz." deseniz de o 8'inci jüri gibi biz sizi ikna edip sonunda bu işi düzeltmeye gayretliyiz.

Teşekkür ediyorum. (YENİ YOL, CHP VE İYİ Parti sıralarından alkışlar)