| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 01.07.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, bir araştırma önergesini konuşuyoruz ancak gerçekten yüreğimiz yanıyor. Hem Hatay'da hem İzmir'de hem Antalya'da, aynı zamanda Dersim'de, Manisa'da, Türkiye'nin her tarafında korkunç bir yangın atmosferiyle karşı karşıyayız. Bizim gördüğümüz bu durum ve bu yaşadığımız süreç, aslında göz göre göre gelen bir durumdur. Maalesef, bütün uyarılarımıza rağmen ne devletin kendisi ne de bakanlığı gerekli önlemi almamıştır. Öncelikle, bu süreç içerisinde canları yanan bütün canlılara ben sabır diliyorum, canlarının yanmasından dolayı da acılarını paylaşıyorum.
Aynı zamanda, İzmir'de yaklaşık 27 tane evin yıkılarak, oradan özellikle çok yaşlı insanların bile zorla kurtarıldığı bir durumla karşı karşıya kaldık, tanıklık ettik; gerçekten yüreğimiz yanıyor bu konuyla ilgili.
Öncelikle şunu söylemek isterim: Bakanlığın görevi sadece rapor vermek, basın açıklaması yapmak değil. Bakanlık bu konuyla ilgili geçen yıldan bu yana ülkemizde yaşanan iklim değişikliğinin yarattığı atmosfer başta olmak üzere her türlü kötülük karşısında önlem alacağı yere maalesef önlem almamıştır. Bu durum şunu göstermektedir: Bu ülkede maalesef nasıl sağlık için ön tedbirler alınmıyorsa ormanlar için, yangın için de ön tedbirler alınmıyor. Tedbir alınmayan bir yerde yangının çıkması çok mümkündür ve dolayısıyla her türlü kötülüğün de olması söz konusudur.
Örneğin Seferihisar'da yaşadığımız çok açık bir durum var: Orada birtakım katliam girişimleri var ormana dönük; bunu engelleyen insanlar vardı ancak bu engellemeye çalıştığımız sürecin tam ortasında yangın çıktı ve şimdi orada JES'ler yapılmaya çalışılıyor, RES'ler yapılmaya çalışılıyor. Doğal olarak insanlarımız şunu düşünüyor: Burası fiilen korunmaya çalışılan, insanlar tarafından korunmaya çalışılan yerler ve yakıldı ve o yol açılmaya çalışılıyor. Şunun takipçisi olacağımızı söylemek isterim: Eğer bu yakılan ormanlar içerisinde en ufak bir meralaşma, aynı zamanda sanayileşme ya da RES'leşme ya da ruhsatlaşma söz konusu olduğunda burada bunun hepsini tek tek belgeleyerek yaptığınız kötülükleri açığa çıkaracağımızı söylemek isterim.
Peki yakılan, yanan yerler sadece bir orman mıdır? Hayır. Aynı zamanda bizim açımızdan sizin politikanızdır, orman politikanız da bu yangınlar içerisinde yanmıştır. Aynı zamanda ekolojik yıkım, aynı zamanda toplumsal hayatımızın sönmesi, bütün canlılığın ekolojik olarak da yıkılmasına sebep olan bir durumla karşı karşıya olduğumuzu söylemek isterim.
Bakın, biz İklim Kanunu'nu görüşeceğiz bugün ve sonra Maden Kanunu'nu, Enerji Kanunu'nu ve aynı zamanda Zeytin Kanunu'nu görüşeceğiz. Bu kanunların tamamında hem Orman Bakanlığının hem Tarım Bakanlığının hem de Çevre Bakanlığının söz kurması lazım ama bunlar yok. Sanayi Bakanlığının bütçesi içerisinde, daha doğrusu Komisyon içerisinde gelen bir durum var, onlarla görüşüyoruz.
Biz buradan sesleniyoruz: Bu ülkenin yangın yerine çevrildiği bir yerde, iklim kanunuyla ilgili en ufak bir tedbir almayan bir Hükûmetin yapacağı kanun iklim kanunu değildir. İklim kanunuyla alakası olmayan bu kanunu geri çekin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın
İBRAHİM AKIN (Devamla) - Ülkemizdeki herkes bu mesele karşısında çok duyarlı hâle gelmiş durumdadır. Gelin, İklim Kanunu Teklifi'ni geri çekin. Gerekirse "emisyon ticaret kanunu" adı altında yeni bir kanun yapılmasını tekrar değerlendirelim, bunun görüşmesini yapalım ama aksi takdirde, gerçekten bu ülkenin iklim kanununa ihtiyacı var, korunmaya ihtiyacı var. Havamızın, suyumuzun, toprağımızın ve bütün canlı hayatının sonlanmasına sebep olan bu politikayı durdurmadan bu ülkede birlikte yaşamamızın mümkünatı yok çünkü oksijen kalmıyor, aynı zamanda topraklarımız gidiyor, ormanlarımız gidiyor. Bunun karşısında sessiz kalmak mümkün değildir. Türkiye'deki bütün halk bu konuda çok duyarlıdır. Gerçekten bu yangınlar bir kez daha iklim kanununun ne kadar önemli olduğunu, tedbirin ne kadar önemli olduğunu bize duyurmuştur.
Ormancıların bir sözüyle bitirmek istiyorum, ormancılar diyor ki: "Yangına beş dakika geç müdahale edersen beş gün geç kalırsın." Yani demek istediğim şu: En hızlı müdahale koruyucu tedbir olarak çok önemlidir, bunu ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim. (DEM PARTİ, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)