GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:25.06.2025

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Değerli Divan; öncelikle, hayırlı olsun diyorum ve kutluyorum yeni görevlerinizi.

Değerli arkadaşlar "Bazen hapse girenlerden olmak hapse atılanlardan olmaktan bin kat daha iyidir çok şükür." Bunu söyleyen, gazeteci Fatih Altaylı'nın eşi Hande Altaylı. İkinci bir anekdot anlatacağım: "Tutuklama ve cezaevinde kalma Türkiye'de demokrasi mücadelesi bakımından yerine getirilmesi gereken bir kamu hizmetine dönüştü." Bu da İzmir Barosunun açıklamasından.

Dört dönem burada milletvekilliği yapmış, Genel Başkan Yardımcılığı yapmış milletvekilimiz, dostumuz Aykut Erdoğdu şu anda tutuklu Silivri Cezaevinde. Kendisini ziyaret ettim, ziyaret ettiğimde ilk gündü fakat on beş gün sonra kendisinin beyanlarını medyadan okudum. Şu beyanı var değerli arkadaşlar; burada bizimle beraber çalışma yaptı: "Bütün malzemeler olabilecek en kötüsü ve onları dahi alamıyorsunuz. Çatal ve kaşıkla yemek yediğinizde dahi eğilip bükülüyor. İki hafta boyunca tuvaleti taşan, mutfağı taşan bir lağımın içinde yaşamak ve burayı temizlemek zorunda kaldım." Değerli arkadaşlar, bunları yazan ve söyleyen bu Parlamentoda görev yapmış milletvekilimiz.

Şimdi, hani bunlar yeni mi, bu döneme özgü mü? Değil. Sizin 2002'den beri iktidarınız var, ilk beş yılı bir tarafa bırakıyorum ama ilk beş yıldan sonra, özellikle düşmanlaştırma ve toplumun bir kesimini hedef alan bir siyaset tarzı izlediniz. O zamandan bu zamana kadar da sonuçta insan hakları bakımından siciliniz berbat. Niye 2007'yi baz alıyorum? 2007'de Ergenekon davaları, sonra Gezi'yle ilgili davalar, sonra 15 Temmuz darbe girişimi, darbe girişimiyle ilgili olmayan cemaat mensuplarına uyguladığınız zulümler, kanun hükmünde kararnameyle mağdur olanlar, barış akademisyenleri ve her daim düşman olan Kürt hareketi ve Kürtler, yine bu dönemin ve her dönemin düşmanlaştırdığınız gazetecileri, avukatları, insan hakları savunucuları, gençler, döneme özgü hak arayan insanlar, bunlar daimî düşmanlar ama şimdi, daimî düşman statüsüne giren Cumhuriyet Halk Partisi var. Bu kürsüde bunları ben çok konuştum, milletvekillerimiz de grubumuz da çok konuştu ama maalesef hiçbir ilerleme olmadı, maalesef.

Bakın, yirmi yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden bizzat benim başvuruyla aldığım ihlal kararları var. Sonra Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru usulü kabul edildi ve Anayasa Mahkemesi kararları verildi, ona da uymuyorsunuz. Niye uymuyorsunuz? Yargılandığı yerde veya ikametgâhına yakın yerde insanları tutmuyorsunuz, özellikle cezalandırmak amacıyla uzak illere gönderiyorsunuz, özellikle. Gülmez/Türkiye Kararı'nı açın, okuyun, bakın, sizin döneminizde verilmiş; Anayasa Mahkemesi kararlarına bakın, sizin döneminizde verilmiş ama özellikle cezalandırmak amacıyla bunları yapıyorsunuz.

Bakın, bunlar bir başsavcının yaptığı işler değil, ona Bakanlık karar veriyor, Bakanlık. Bakanlık kim? Adalet ve Kalkınma Partisi yani sizin siyasi iradeniz. Nedeni ne? Düşman, cezalandırılması lazım, yalnızlaştırılması lazım, onuruyla oynaması lazım; bakış açınız bu.

Bizden ne istiyor arkadaşlarımız biliyor musunuz? Cezaevlerinde insanlar yatacak ranza istiyor, ranza, ranza, yatacak ranza istiyor; ranza istiyor değerli arkadaşlar, böyle berbat bir ortam var.

Bakın, lideriniz Tayyip Erdoğan... O dönem sizden daha fazla ben karşı çıktım yargılanmasına ve ceza almasına ama seçtiği cezaevinde kaldı ve kendisine hizmet edecek insanlarla kaldı; bakın, seçtiği cezaevinde ve kendisine hizmet edecek insanlarla kaldı. Şimdi ne yapıyorsunuz? Herkese ama sizden olmayan herkese en düşmanca muameleyi yapıyorsunuz, en düşmanca.

Benim en iyi tanıdığım kurum yargı kurumudur. Eğer siz aklınızı bu yargı kurmaylarına emanet etmişseniz vay hâlinize, yazık gerçekten hâlinize! Üç beş yargı mensubuna eğer gündemi teslim ediyorsanız ve bu siyasi gündemi onların operasyonlarına göre yapıyorsanız olmaz. Neden bunu söylüyorum?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Tanrıkulu.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, Ekrem İmamoğlu seçilmiş Belediye Başkanıdır ve Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayıdır. Daha operasyonun ilk gününde, bakın, ilk gününde, herhangi bir delil yokken ne oldu? Bir şema yapıldı, suç örgütü; Ekrem İmamoğlu suç örgütü, altında daire başkanları, danışmanlar. Neden bu yapıldı biliyor musunuz? Biliyoruz. Çünkü delil yok, eğer örgüt olmazsa itirafçı sanık ve gizli tanık kullanılamaz; dolayısıyla insanları topladılar, ilk önce itirafçılığa, sonra gizli tanıklığa zorladılar, bu şekilde beyan aldılar. Peki, ben size soruyorum: İktidar değişti, yarın öbür gün bir bakana, bakın, bir bakana bir yargı mensubu çıksa "Sen aslında bakandın ama aynı zamanda suç örgütü lideriydin, senin daire başkanın da suç örgütü üyesi. Şu tahsisleri yapmış, şu ihaleleri vermiş 21'e göre." dese, ihaleyi alanların malına el koysa, itirafçılığa zorlasa ne yapacaksınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, bu yolu siz açtınız, bu yolu siz açtınız, yargıyı bu hâle getiren de sizsiniz. Dolayısıyla gittiğiniz yer doğru bir yer değil. Bir kez daha bu kürsünden sizleri uyarıyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)