GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:25.06.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Başkan; size tekrardan hayırlı olsun diyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen sevgili halklarımız; bugün burada yalnızca bir kuraklıktan değil, aynı zamanda bu ülkenin doğasını, çiftçisini ve geleceğini tehdit eden bir sistem krizinden söz ediyoruz. Kuraklık tek başına bir meteorolojik olgu değildir. Bu, yıllardır uygulanan yanlış tarım politikalarının, doğayı ve suyu yok sayan enerji ve madencilik faaliyetlerinin, iklim krizini görmezden gelen kalkınma anlayışının bir sonucudur. Bugün yaşadığımız bu kriz aynı zamanda tarım politikalarının ne kadar kırılgan, ne kadar günübirlik ve ne kadar halktan kopuk olduğunu bir kez daha açığa çıkarmaktadır.

Bugün Türkiye'nin dört bir yanında tarlalar çatlıyor, ürünler yanıyor, çiftçi toprağını terk ediyor. Batman Ovası'nda 2025 yılı hububat hasadı verimi, yaşanan kuraklık nedeniyle yüzde 50'nin üzerinde azalmış durumda. Yaklaşık 1 milyon dönüm tarım arazisinde üretim yapılan bu bölgede çiftçiler artık çaresizlikle baş başa bırakılmış durumda. Bu, sadece Batman'ın değil Urfa'dan Edirne'ye, Konya'dan Mardin'e kadar birçok tarım bölgesinin ortak gerçeğidir. Bu tablo Türkiye'nin gıda güvencesi açısından da alarm veriyor. Çiftçi kaybediyor, yurttaş kaybediyor, doğa kaybediyor. Çiftçinin üretimden çekilmesi kırsal yoksulluğu artırıyor, iç göçü hızlandırıyor, kentlerde sosyal krizler derinleşiyor. Bu nedenle, kuraklık sadece bir iklim meselesi değil sosyal adalet, ekonomik sürdürülebilirlik ve ekolojik gelecek meselesidir.

Değerli milletvekilleri, bu kuraklık sadece bu yılın değil önümüzdeki on yılların da habercisidir. Türkiye'de kişi başına düşen su miktarı 2030'da 1.100 metreküpe, 2040'ta 700 metreküpe düşecek. Yani bu ülke çok yakın bir gelecekte su fakiri olacak ama bu gerçekler ortadayken Meclise getirilen yasa teklifleri doğayı korumak yerine rant için talanı hedefleme açısındandır. Hâlâ barajlara, HES'lere, talan projelerine, doğayı yok eden maden faaliyetlerine onay verilmesini tartışıyoruz ve ne yazık ki şimdi de zeytinlikleri talana açacak yeni bir yasa teklifi Meclise getirilmeye çalışılıyor Maden Yasası altında. Yani bu kuruyan topraklar yetmedi, şimdi de kök salmış ağaçlar hedefte. Zeytin, bu coğrafyanın binlerce yıllık yaşamıdır. Zeytin kültürdür, gıdadır, geçimdir ve şimdi bu kadim yaşam alanları sermayeye peşkeş çekilmek isteniyor. Bu yasa geçerse kuraklıkla mücadele eden köylünün son dayanağı da elinden gitmiş olacak. Zeytinlikler şunu diyor: "Biz iki bin yıldır dayandık ama maalesef AKP'nin iktidar politikalarına artık dayanamıyoruz." Buradan açıkça söylüyoruz: Bu bir kalkınma değil, bir yıkım projesidir. Bu yasa doğaya karşı işlenecek yeni bir suçun kılıfıdır. Bu Meclisin görevi halkın sofrasını, çiftçinin toprağını ve doğanın bütünlüğünü korumaktır. Buradan soruyoruz: Kuraklık bu kadar derinleşmişken, su kaynakları bu kadar azalırken neden hâlâ enerji, maden ve inşaat politikaları doğanın aleyhine ve halkın geleceğine karşı planlanıyor? Bu ülkenin çiftçisi neden yalnız bırakılıyor? Neden hâlâ iklim ve doğa dostu tarım politikalarına geçilmedi? Gıda güvencesi tehdit altındayken, kırsal yaşam çöküşe sürüklenirken, göç artarken, sosyal yapı çözülürken bu kriz nasıl görmezden gelinebilir?

Değerli arkadaşlar, iklim krizine karşı dirençli bir tarım sistemi inşa etmek zorundayız. Su, tarım, enerji, maden politikalarının birbirleriyle çelişmediği, halkın ve doğanın yararına bütüncül planlamalar yapılması artık bir zorunluluktur. Kuraklığa çözüm, şirketlerin değil halkın çıkarlarını önceleyen planlamayla mümkündür. Tarımı, suyu, doğayı bir bütün olarak ele almalı, her kararı bilimsel, toplumsal ve ekolojik temellere oturtmalıyız. Hâlâ geç değil, çıkar odaklı politikalardan kurtulmakla en büyük adım atılabilir çünkü kuraklıkla mücadele etmek geleceği savunmaktır; çiftçiyi, doğayı, soframızı korumaktır. Zeytinlikler talana, toprak susuzluğa terk ediliyorsa gelin, bu gidişata hep birlikte "Dur!" diyelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

ZEYNEP ODUNCU KUTEVİ (Devamla) - Teşekkürler.

Çocuklarımıza susuz bir ülke, çiftçisiz bir kırsal, ağaçsız bir gelecek bırakmak istemiyorsak şimdi buna "Dur!" deme zamanı. O yüzden, bir kez daha halkımız adına, gelecek kuşaklar adına, yaşam hakkı adına hepinizi önergemize destek olmaya davet ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)