Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 98 |
Tarih: | 18.06.2025 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; torba yasanın 11'inci maddesi üzerinde konuşuyorum. Bu madde de yine 2017'de hayata geçirilen tek adam rejiminin uyumlaştırılması için getirilen bir uyum maddesi yani üzerinde söylenecek çok bir şey yok.
Ben öncelikle şunu söylemek istiyorum: AK PARTİ'li arkadaşları tebrik ediyorum; yirmi üç yıl sonunda binlerce yıldır hukukun evrensel ilkelerinde gerçekleştirilen ilerlemeyi bir anda bin yıl geriye götürebildiler yani büyük başarı. Hakikaten bu başarıda sizin de imzanız var, kendinizle gurur duyun.
Şimdi, binlerce yıl önce, "habeas corpus" diye bir şey geliştirilmiş ki o zamana kadar tabii, insanlık çok zulüm görmüş, çok işkence görmüş ama insanlık mücadele vermiş, birtakım evrensel ilkeler meydana getirmiş ve bunu hayata geçirmiş. Nedir bu? Diyor ki: "Hiçbir insan özgürlüğünden haksız yere mahrum bırakılamaz, yoksun bırakılamaz." Ama bizler bugün geldiğimiz bu noktada, muhalif olarak görülen, güçlü rakip olarak görülen herkesin maalesef tutuklandığını görüyoruz, yaşıyoruz, acı bir şekilde tecrübe ediyoruz. Şimdi, Ekrem İmamoğlu niye tutuklu? En başa dönelim; bir kere, tutuklama nedir? Tutuklama için CMK 100'üncü maddede ne diyor? "Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil..." Bir tane somut delil var mı söyleyebileceğiniz? Yok. Yani Aziz İhsan Aktaş diye birinin ifadelerinden bahsediyorsunuz, onun da günler sonra baskıyla verilmiş ifadeler olduğu anlaşılıyor ki bütün devlet kurumlarından ihale almış, hizmet vermiş, araç vermiş, vesaire vesaire... Eminim ki burada birçok kişi de seçim döneminde iş insanlarından, kendi partilerinin destekçilerinden araç da almıştır, giydirilmiş araç da kullanmıştır seçim döneminde yani -sırf bunun için- bizim Başkanlarımız Utku Caner Çaykara, Ekrem İmamoğlu tutukluyken burada oturuyor olmanızı hakikaten nasıl vicdanınıza yediriyorsunuz ben buna şaşıyorum. Şimdi, somut delil yok, neden yok? "Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil..." diyor; doksan gün geçmiş, hâlâ iddianame yok, oysa iddianame için "Yeterli delil toplanırsa iddianameyi düzenler savcı." diyor. Ee, kuvvetli suç şüphesi ve somut delil var ki tutuklandı değil mi, tam üç aydır... Ee, o zaman yeterli delil var demektir. Ee, varsa niye hâlâ iddianame yok? Neden hâlen insanlara baskı yapılıyor? Neden hâlâ Elif Atayman oradan oraya sürülüyor, diğer tutuklular oradan oraya sürülerek baskı yapılıyor? İftira attırmaya çalışıyorlar maalesef, itiraf adı altında. Neden? Maalesef hiçbir cevabı yok bunların. Tutuklama, bir koruma tedbiridir; yargılamayı korumak için getirilmiştir ama bugün bir cezalandırma aracı olarak kullanılıyor. Bakın, bürokratları, kadın bürokratları ilk tutuklandıklarında ziyaret etmiştim. Pınar Türker niye tutuklu, biliyor musunuz? Ne sormuşlar ona, biliyor musunuz? Demişler ki: "Efendim, siz Bloomberg'e ihale verdiniz." Bahsettikleri şey ne biliyor musunuz? Askıda Fatura Projesi, Bloomberg Dünya Belediye Başkanları Yarışması'nda ödül kazanıyor. Yani sizin bu corona döneminde beceremediğiniz, ekmek dağıtamadığınız, maske dağıtamadığınız, insanların çalışamadığı, para veremediğiniz, esnafa destek olamadığınız dönemde faturasını ödeyemeyen vatandaşlara diğer vatandaşlar destek olsun diye bir proje ürettiler ve bu proje dünya çapında ödül aldı ve bu ödül nedeniyle soru soruluyor ve yargılanıyor ve tutuklanıyor. Ya, hiç mi utanmıyorsunuz, hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Elif Atayman yedi buçuk saat bir parça kuru ekmekle... Hani işkenceye sıfır toleranstı, hani işkencenin istisnası yoktu? İşkence yapılıyor insanlara. Daha gençlere birçok işkence yapıldığını duydum, gördüm; burada anlatmaya utanıyorum ya, utanıyorum o gençlere karakolda söylenen şeyleri söylemeye, siz nasıl utanmıyorsunuz anlamıyorum! (CHP sıralarından alkışlar) Yani "mış mış da" "miş miş" "duydum da" "o ona öyle dedi, bu buna böyle dedi..." Ekrem Başkanı ve onun bu başarısı altında imzası olan o pırıl pırıl, her biri iyi yetişmiş eğitimli bürokratları tutukluyorsunuz. Ya, Elif Güven duyunca yurt dışından gelmiş annesiyle. Ceyda Kıryak... Ya, bu hafta sonu çocuğu üniversite sınavına girecek. Ne yapmış bu insanlar? Bakın, Elif Atayman diyor ki: "Mütevazı bir araçla değiştirdim, kartvizitimi bile kendim bastırdım İBB'ye masraf olmasın diye." Düşünebiliyor musunuz ya, böyle bir kadını, bu insanları, insanlara hizmet etmekten başka bir niyeti olmayan bu kadınları; bu liyakatli, bu nitelikli insanları tutukluyorsunuz sadece Ekrem Başkan karşınıza çıkmasın diye. (CHP sıralarından alkışlar)