Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 98 |
Tarih: | 18.06.2025 |
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime Ankara Milletvekilimiz yeni Meclis Başkan Vekilimizi tebrik ederek başlamak istiyorum. Sayın Tekin Bingöl'e hayırlı uğurlu olsun Başkan Vekilliği, umarım hakkıyla bu vazifesini ifa etmiş olur.
Değerli milletvekilleri, önergemizin gerekçesi okundu. Burada bir hususu özellikle ifade etmek istiyorum: Sayın Başkanım, siz bugün 2'nci çalışma günü itibarıyla Divandasınız ama aramızda çok tecrübeli Grup Başkan Vekilleri var, geçmiş dönem bakanlık yapmış arkadaşlarımız var. Şimdi, biz bir kanun teklifi görüşüyoruz, 212 sıra sayılı Kanun Teklifi. Bu kanun teklifinin içerisinde 32 maddenin 26'sı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yasal hâle dönüştürülmesine yönelik. Olabilir, yanlışlık yapılabilir; Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa Mahkemesinden de döner ama hiç olmazsa, geri döndüğünde şu Parlamentoda bir ciddiyet içerisinde yasalaşması gerekir. Bakın özellikle şu Komisyon sıralarına; sayısız, belki 8-10 tane bakanlığın burada düzenlemesi var ama bakanlık mensuplarından kimse yok, sınırlı sayıda; dün gece de aynısına baktım, maalesef. Artık yürütme, yasamayı ciddiye almıyor; bizim öncelikle bu hususu sağlıklı bir şekilde değerlendirmemiz ve buna bir çözüm bulmamız lazım.
İktidar yetkililerine özellikle buradan sesleniyoruz: Şu kanunun içerisinde düzenlemesi yapılan bakanlıkları Allah rızası için bir arayın, şu sıralara gelsinler, hiç olmazsa kendi maddeleri üzerinde birisi bir şey soracak olursa bir ciddiyet içerisinde cevap versinler. Burası yasama Meclisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi millet iradesinin tecelligâhı ama maalesef, yürütme bu işi ciddiye almadığı gibi iktidar sıralarının da yeterince ciddiye almadığını görüyoruz. Sizlerden hassaten istirhamımız, kendi onurumuzu burada korumak, milletin onurunu korumak gibi bir yükümlülük içerisindeyiz.
Evet, bu teklifle, yüzde 2-yüzde 10 arasında, fakültelerimizin, liselerimizin, eğitimimizin hangi kalitede olduğunu hepimiz görüyoruz. Bir ülkede eğer iyi bir yönetim istiyorsanız öncelikle iyi bir eğitim olması lazım. İyi bir eğitim ve iyi bir yönetim olmazsa yani kuvvetler ayrılığı tam manasıyla sağlanmazsa bu ülkede tam manasıyla demokrasiden bahsetmek mümkün olmaz. O nedenle, bu önergemizde ifade ettiğimiz üzere, fakültelerimizin içerisine düştüğü durumu, üniversitelerimizin içerisine düştüğü durumu bir kez daha burada ifade etmek istiyorum. Bırakın yabancı olsun, yerli olsun, kendine güvenen üniversite dilediği gibi akademisyen çalıştırabilsin. Buna bir sınır koymanın bir anlamı yok çünkü tel tel dökülen üniversitelerimizle karşı karşıyayız. "Bunun en temel özelliği nerede?" diyecek olursanız, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nda. Hem baro başkanı olduğum dönemde hem Parlamentoda mutlaka hukuk mesleklerine girişin bir sınava tabi tutulmasını savunanlardan birisi olarak ifade ediyorum ki son iki yıl içerisinde yapılan sınav sonuçlarına baktığımızda hukuk fakültelerinin ne derecede eğitimde gereken düzeyde olmadığını görüyoruz. Bugün 100 bin kontenjandan üniversite öğrencisi alınan bir ortamda hukuk fakültelerinden mezun olan öğrencilerin yüzde 23,8'inin bu sınavdan geçmiş olması bir utanç vesikasıdır ama bunu bu meseleyle çözemeyiz arkadaşlar. Sadece engel koyarak, staj imkânını bile vermediğimiz hukuk fakültesi mezunları kangren hâline gelmiş, bir soruna dönüşmüş durumda. Bu gençler bizi yakalıyorlar, bizden talepte bulunuyorlar. Biz de Sayın Bakana konuyu izah ettik, dedik ki: "Bu arkadaşları bir dinleyin, ciddi bir sorun var. Hukuk fakültesi mezunu olmuş ama mesleğe giriş sınavında bu şekilde başarısızlık oluyorsa... Kendileri müfredat dışında soruların sorulduğunu ifade ediyorlar. Bu arkadaşları sağlıklıca bir dinleyin ve çözümü yine siz bulun." Şu sıralarda oturan arkadaşların büyük bir çoğunluğu hukukçu arkadaşlar, bu kardeşlerimizin sesine kulak verelim. Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'na girişlerdeki yaşanan sıkıntıları yine Adalet Bakanlığı bünyesinde barolarla istişareli bir şekilde çözüme kavuşturmak gibi bir mükellefiyet içerisindeyiz.
Bir diğer hususu da -gerçekten vicdanları yaralayan bir hususu- buradan dillendirmek istiyorum Sayın Başkanım. Sabahleyin grup toplantısında Sayın Adalet Bakanına soruldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık 23 Mart 2025'te tutuklanmış, seksen yedi gündür cezaevinde, yaklaşık 15 kilogram kaybetmiş ve sağlık durumunun kritik olduğu ifade ediliyor ama Sayın Bakan açıklamalarında infaz yasasına uygun olarak bir çözüm bulacağını ifade ediyor. İşte, bakın, nasıl toplumdan koptuğumuzun, iktidarın olup bitenden habersiz olduğunun göstergesi; oysa Murat Çalık tutuklu, infaz yasası sadece hükümlülere uygulanabilecek bir husus. Dolayısıyla Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 103'üncü maddesine göre soruşturmayı yürüten savcı şu aşamada eğer böyle bir durum varsa onu hastaneye sevk edebilir, hastaneden alınacak bir rapor kapsamında da tutuklama tedbirini kendisi istemişse bunu geri alabilme yetkisi var cumhuriyet savcısının. Gelin, bunları çileye dönüştürmeyelim, bir düşman hukukuna dönüştürmeyelim, bir gün bu hususlarda muhatabın kendimizin de olacağını unutmayalım; bugün Murat Çalık, yarın bir başkası.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS ŞAHİN (Devamla) - O yüzden her daim insanlığı elden bırakmayalım, adaleti elden bırakmayalım ve bu tür hastalık durumlarında mutlak suretle cumhuriyet savcılarının da hâkimlerin de biraz daha vicdan diyerek sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlayalım diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)