GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 24 askerin şehit oluşlarının yıl dönümüne, eylem yapan kamu işçilerine; Türkiye Yüzyılı’nın eğitimine, sanayisine, çevre meselelerine, çalışanına ve polisine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:18.06.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum; Değerli Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum.

Bugün 18 Haziran 2025, 24 aslan gibi evlatlarımızın bugün şehit oluşlarının yıl dönümü, terör örgütü tarafından şehit edilmişlerdi; Mehmet Cengiz, Kerim Çeri, Şenol Şentürk sadece bunlardan 3'ü. Onlara minnettarız, Allah'tan gani gani rahmet ve acılı ailelerine bir kez daha sabır diliyoruz.

Ben, size bugün Türkiye Yüzyılı'ndan bahsetmek istiyorum. Türkiye Yüzyılı'nın kamu işçileri bugün eylem yapıyorlar, haklarını arıyorlar, emeklerinin karşılığını arıyorlar. Biliyorsunuz, dün de bahsettik, toplu iş sözleşmesinde yüzde 16 ve yüzde 8 olarak bir zam vereceğini açıkladı Hükûmet ancak bu, beklentinin çok çok altında. Kamu emekçileri yüzde 80 ve ikinci dilim olarak yüzde 25'lik bir beklenti içerisindeydi ve bu rakam elbette ki hiç kimseyi tatmin etmedi, zaten ikinci çeyrekle beraber kamu işçilerimizin vergi dilimleri yüzde 27'lik sınıra girdi. Yani 40-45 bin lira net ücret aldıklarını varsayarsanız, ellerine geçen para âdeta kuşa döndü, 20-25 bin liralara kadar düştü. Ya, öyle bir ülkede yaşıyoruz ki parası olana para kazandıran, yüzde 50 faiz veren bir ülkede emekçiye enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda ufacık bir zam öngören acımasız bir iktidarla karşı karşıyayız. Biz, 2025 yılı için 28 bin lira asgari ücret önerisinde bulunmuştuk ve demiştik ki: "Eğer yüzde 21'lik açıklanan enflasyon oranında bir sapma olursa yedinci ayda, temmuz ayında bir güncelleme yapalım." Bugün itibarıyla bu rakam, bırakın yüzde 21'i, açıklanan rakamlarla yüzde 29 olarak planlandı, ilan edildi yani hesaplananın neredeyse yarısından fazla bir artış oldu. Elbette ki burada bir güncelleme yapılması lazım. Efendim, asgari ücretle ilgili beklentimizi açıkladığımızda bize hep şöyle geliniyor, deniyor ki: "Asgari ücret enflasyonu körükler." Külahımıza anlatın bunu, zira 2015, 2016, 2018, 2019'da asgari ücrete verilen zam enflasyonun üzerinde olmuş yani enflasyon artmamış. Asgari ücretin enflasyonu artıracağı yaklaşımı kaçamak, kaçmak için kullanılan bir argümandır. Biz bugün 29.850 liralık bir ücretin doğru bir ücret olacağını, en düşük emekli maaşının da gene buraya oturtulması gerektiğini ve yılda da iki defa güncelleme yapılmasıyla ancak emekçinin hakkının verilebileceğini söylüyoruz.

Türkiye Yüzyılı'nın eğitimi... Okullar kapanıyor, 1 milyon 200 bin öğrencimiz yaz tatiline girecek ve nitelikli okul bulmakta sıkıntı çekiyor insanlarımız. Nitelikli okul bulmak için mahalle değiştiriyorlar, nitelikli okul bulmak için harcama yapıyorlar. Özel okullara zaten yaklaşamıyorlar, dünyanın en pahalı okullarına sahip Türkiye. İşte, Türkiye Yüzyılı'nın eğitiminin hâli bu. Hadi bunlardan geçtik, okullarda sabun, temizlik malzemesi bulunamayan bir eğitim anlayışıyla karşı karşıyayız.

Türkiye Yüzyılı'nın sanayisi... Bakın, önümüzdeki haftalarda bunu gündemimize alacağız, bununla ilgili bir teklif de getireceğiz. Tekstilci artık bitti, kan ağlıyor. Kapanan işletmeler, artan işsizlikler -ki milyonlarca insan buradan ekmek yiyor- üretim kapasitesi düştü, ihracattaki rekabet gücü kırıldı; yüksek giderler, düşük maliyetler artık tekstildeki insanımızı, iş adamımızı âdeta bitirdi. Acilen kolay finansman kaynaklarına ulaşılmasını sağlamak ve bununla ilgili Sanayi Bakanlığından direkt destek verebilecek bir mekanizmayı da Hükûmetin acilen oluşturması gerekiyor tabii umrundaysa.

Türkiye Yüzyılı'nın çevre meseleleri... Şimdi, birçok vekil de değindi, hayvancılığın bu kadar sıkıntıya girdiği, tarımın bu kadar tartışıldığı bir ülkede siz maden alanları için zeytinlikleri yok edecek bir kanun teklifini Meclise getirdiniz, komisyona gelecek. Komisyonda bir kere bu uzun uzun tartışıldığında vicdanı olan hiçbir milletvekilinin buna "Evet" diyeceğine ben inanmıyorum çünkü bizim için büyük bir zenginliktir, bizim için servettir, bizim için önemlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sadece zeytinlikler değil orman alanları, meralar, bunlarla alakalı da bu yeni getirilecek olan düzenleme çok ciddi sıkıntılara yol açacak.

Peki, Türkiye Yüzyılı'nın çalışanı, polisi ne durumda? Bakın, atamaların yoğun yapıldığı bir dönemdeyiz. O kadar fazla polis teşkilatından arkadaşımız bana geldi ve sıkıntılarından bahsetti ki onlara da söz verdim, "Mecliste gündeme getireceğim." dedim. Bir, çok ciddi bir mobbing probleminden bahsediliyor polis teşkilatı içerisinde. Tabii, intihar rakamlarının da beraberinde psikolojik problemlerinin de çok ciddi oranda arttığı bu rakamlarla da doğrulanmış. Zira, kamu denetçisinin yayınlamış olduğu bir raporda yüzde 70 ila 75 oranında psikolojik olarak sıkıntı ve problem yaşadıklarına dair de bir rakam ortaya çıkmış. Çalışma süresi çok yüksek, fazla mesai yaptırılıyor, fazla mesailerinin karşılığını alamıyorlar. İntihar olayları olduğunda da biz İçişleri Bakanından tek bir cümle duyuyoruz: Bunların hiçbirisi çalışma şartlarıyla alakalı değil. Ya ailevi meselelere ya başka yerlere atıfta bulunuluyor. Böyle bir ortamda çalışırsanız elbette ki ailevi probleminiz de olur, başka sıkıntılarınız da olur. Polislerimize "Yanınızdayız." deyip polisle vatandaşı, işçiyi karşı karşıya getirip özlük hakları söz konusu olduğu zaman da ortadan kaybolan bir iktidarla karşı karşıyayız.

İşte, sizin Türkiye Yüzyılı'nız. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber, bırakın vadettiklerinizi, vadettiklerinizin yüzde 1'ini bile gerçekleştirmekten uzak olan bir iktidarsınız diyorum; teşekkür ediyorum, sağ olun.