GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:17.06.2025

DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün, burada, bayram vesilesiyle Urfa'da gerçekleştirmiş olduğumuz ziyaretleri ve halkın bize iletmiş olduğu talepleri sizlere sıralayacağım.

Evet, Urfa bin yıllardır Kürt'ün, Türkmen'in, Alevi'nin, Arap'ın, Süryani'nin birlikte yaşadığı ve farklı inançların, kültürlerin birbirine karıştığı kadim bir şehir. Bu coğrafya halkların kardeşliğini, ortak yaşamını en somut hâliyle bize gösteren bir örnek. Biz de DEM PARTİ olarak bayram vesilesiyle il, ilçe eş başkanlarımız, yönetici arkadaşlarımızla birlikte çatışmalı süreçlerde yaşamını yitiren aileleri ziyaret ettik. Aynı zamanda, onların sofralarına oturduk, dertlerini dinledik. Kadınlarla bir araya geldik, çiftçilerle bir araya geldik, emekçilerle bir araya geldik ve onların hepsi tek bir ağızdan şunu söylüyor: "Artık ölüm değil yaşam kazansın, kalıcı barış gelsin, Meclis üzerine düşen inisiyatifi alsın." Yine, Halfeti'de halklar ve inançlar komisyonumuz öncülüğünde Türkmenlerle bir araya geldik ve Türkmen yurttaşların bu anlamdaki taleplerini dinledik. Ne dediler biliyor musunuz? Bir amca çıkıp aynen şunu söyledi: "Biz bu topraklarda yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz, kız alıp veriyoruz, çocuklarımız, evlerimiz, bahçelerimiz iç içe; inşallah, bu birliktelik yaşamı Türkiye'ye örnek olur." Yine, Şükrü amca çıkıp şunu söyledi: "Çocukların öldürülmediği bir coğrafya istiyoruz." Osmaniyeli bir Türkmen Sünni kadın "Ben vakti zamanında Erah köyünden bir Türkmenle evlendim, çok korkarak buraya geldim ama görüyorum ki biz o birlikteliği eğer Erah köyünden başlattıysak Türkiye'nin dört bir yanında Türk ve Kürt ittifakını birleştirip bu barışı getirebiliriz." dedi ve Meclise seslendiler. İşte, bu sözler barışın özünü kavrayan halkların bize, biz siyasetçilere verdiği açık bir mesajdır. Savaş politikalarından nemalananların değil, barış içinde yaşamı örgütleyen halkların izinden gitmek zorundayız değerli arkadaşlar ama görüyoruz ki maalesef ekranlarda savaş naraları atılıyor, nefret körükleniyor, militarist söylemlerle toplumlar korkuya hapsediliyor ve bu kirli dili, bu savaş siyasetini halkın artık kabul etmediğini bir kez daha gördük.

Urfa halkının da Türkiye halklarının da bu Meclisten beklentisi var. Nedir bu beklenti? Barış için bir komisyon kurulması ve toplumsal barış sürecinin ivedilikle bu Meclis eliyle inşa edilmesi isteniyor.

Evet, değerli arkadaşlar, Urfa'nın ve bölgenin barış kadar önemli bir başka gündemi de var elbette. Nedir bu? Derinleşen yoksulluk ve büyüyen ekonomik çöküş. Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti ama maalesef iktidar adım atmamakta hâlen ısrarcı. Aslında, toplum vekillere ne görev veriyor? Kendi asil olarak yapamadıklarının, ulaştıramadıklarının Ankara'da vekiller eliyle çözülmesini bekliyor ama maalesef buna dair bu Meclisin yani iktidarın hiçbir adım atmadığını görüyoruz. Suruç'ta çiftçilerle bir araya geldik. Çiftçiler diyor ki: "Urfa'da toprak var, Allah'a çok şükür çiftçi de var ama su yok. Urfa'da toprak var, çiftçi var ama elektrik yok." Ve diyorlar ki: "21'inci yüzyılda yaşıyoruz, bu kadim topraklarda karnımızı doyurmak istiyoruz, tüm ülkeye yetecek hatta 3'üncü büyük tarım arazilerine sahip olan bir şehirdeyiz ama maalesef hâlen su yok, hâlen elektrik yok." Su faturalarının fahişliği tarım arazilerinden kaynaklı büyük bir yoksulluğa sebebiyet veriyor ve buna dair çözümü de bu Meclisten bekliyorlar.

Yine Siverek'te muhtarlarla bir araya geldik. Muhtarlar uzun uzun anlattılar. Ben kısaca burada size özetleyeceğim; ne diyor bu muhtarlar? Diyorlar ki: "Biz, bir kere bu kentte yer alan iktidar vekillerine ulaşamıyoruz; iktidar vekillerine dertlerimizi anlatıyoruz, maalesef ki Ankara'ya çarpıyor, tekrardan Siverek'in kucağında bitiveriyor." Artık duyun bu sesi. Bakın, ben size tek tek muhtarların söylediğini söyleyeceğim. Başta diyorlar ki: "Bizim Siverek'te doktor ihtiyacımız var." 300 bini aşkın nüfuslu bir ilçe, birçok ilden daha büyük fakat bir doktor sorunu var. Biz önergelerle soruyoruz Sağlık Bakanlığına fakat Sağlık Bakanlığı ne yapıyor? Kadının nasıl doğuracağına takmış kafayı. Ya, onu bırak. Bakın, 100 kilometre ötede kadınlar sağlıklı doğuma erişemiyor, Siverek'te doğum hastanesi yok hâlen. Buna dair hiçbir girişimi yok maalesef. Yine, çok üzülerek söylüyorum ki önceki dönem Urfa Milletvekilimiz çok kıymetli, rahmetli İbrahim Ayhan'ın annesi bakın nasıl yaşamını yitirdi, biliyor musunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

DİLAN KUNT AYAN (Devamla) - Karşıdan karşıya geçerken bir kamyonun çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Neden peki? Çünkü Siverek'te yıllardır çevre yolu yapılmıyor. Defalarca söylenmesine rağmen buna dair hiçbir adım atılmıyor. Yine, Siverek'teyken bir anne ağlayarak yanıma geldi "Kızım, oğlum uyuşturucu batağına düşmüş durumda, her gün gözümün önünde eriyor, buna artık bir çözüm bulun." dedi. Bakıyoruz Valiliğe, her gün "bir operasyon" diye paylaşıyor sayfalarında. Torbacıları toplamaktan başka yaptığı hiçbir şey olmadığını söylüyoruz. Kıymetsiz mi? Elbette ki çabası kıymetli ama yetersiz. O yüzden İçişleri Bakanlığına da buradan sesleniyoruz: Derhâl, Urfa'daki bu köklü sorunlara, uyuşturucu sorununa dair çözüm için adımlar atılsın.

Ezcümle, Urfa'dan yükselen haklı sese kulak vermeye, yine kangrenleşmiş bu sorunların çözülmesi için bu Meclisi çözüm üretmeye davet ediyorum.

Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)